Bazı ilaç firmalarının ürettikleri ilaçları, idam cezalarının infazında kullanılmasını yasaklamasıyla birlikte eyaletler, zehirli iğneye alternatif olabilecek seçeneklere yönelmeye başladı. İdam mangaları bu seçeneklerin başında geliyor.
Aralarında bazı Anayasa Mahkemesi yargıçlarının da bulunduğu bazı kişiler, insan bedenini kurşun yağmuruna tutmanın ortaya çıkaracağı şiddet manzarasına rağmen, idam mangalarının zehirli iğneye kıyasla daha merhametli olabileceği görüşünde. Bir grupsa bunun net olmadığını, göz önüne alınması gereken başka etkenler de bulunduğunu savunuyor.
Amerika’da idam mangası son kez ne zaman kullanıldı?
Mahkemeden kaçma girişimi sırasında bir avukatı öldürdüğü gerekçesiyle idam cezasına çarptırılan Ronnie Lee Gardner’ın cezası, 18 Haziran 2010 yılında Utah Eyalet Cezavi’nde infaz edilmişti.
Bir sandalyeye oturtulan Gardner’in etrafı kum torbalarıyla çevrilmiş, kalbinin üzerine bir hedef işareti iliştirilmişti. Bir grup gönüllü arasından kurayla belirlenen beş cezaevi personeli, .30 kalibre tüfeklerle 8 metre uzaklıktan Gardner’a ateş etmişti. İki dakika sonra Gardner’ın öldüğü açıklanmıştı.
Tüfeklerden biri kurusıkı fişek içeriyor, ancak ateş edenler, bunun hangi tüfek olduğunu bilmiyordu. Bunun amacı, cezaevi personelinin, idam mangasında bulundukları için daha sonra vicdan azabı çekmeleri durumunda ateş ettikleri tüfekte belki de kurusıkı fişek olduğunu düşünmelerini sağlayarak içlerini rahatlatmaktı.
Merkezi Washington’da bulunan İdam Cezası Bilgi Merkezi’ne göre, son 50 yıldır idam mangası kullanan tek eyalet, Utah.
Amerika’da zehirli iğne tedariki neden zorlaştı?
Idaho eyaletinde kabul edilen tasarıya göre idam mangaları, yalnızca zehirli iğnede kullanılan ilaçların tedarikinin mümkün olmaması durumunda kullanılabilecek.
2000’li yıllarda zehirli iğne başlıca infaz metodu olduktan sonra ilaç firmaları, ürünlerinin insan hayatını sonlandırma değil, kurtarma amaçlı olduğunu ileri sürerek idam infazında kullanımını yasaklamaya başladı.
Eyaletler; sodyum thiopental, pankuronyum bromür, potasyum klorür gibi uzun zamandır kullandıkları ilaç kokteyllerini elde etmede zorlanmaya başladı. Bazı eyaletler, pentobarbital ya da midazolam gibi daha kolay bulunan ilaçlara yönelmeye başladı. Ancak kimileri, dayanılmaz ağrıya neden oldukları için bu ilaçların kullanılmaması gerektiğini savunuyor.
Bazı eyaletlerse elektrikli sandalye ve gaz odası kullanımına yeniden onay veriyor ya da onaylamayı planlıyor. İdam mangaları da bu aşamada devreye giriyor.
İdam mangaları daha mı insani?
ABD Anayasa Mahkemesi’nin liberal yargıçlarından Sonia Sotomayor, idam mangalarının daha insani bir infaz yöntemi olduğunu savunanlardan.
Bu görüş, mermilerin kalbe isabet eder etmez kalbin parçalanmasına, böylelikle bilinç kaybına neden olacağı ve hükümlünün hızla kan kaybederek öleceği beklentisine dayanıyor.
Yargıç Sotomayor, 2017 yılında kaleme aldığı muhalefet şerhinde, “Neredeyse aniden ölüme sebebiyet vermesinin yanısıra idam mangasıyla infaz, nispeten acısızdır” demişti.
Sotomayor, bu görüşleri, cezasının idam mangasıyla infaz edilmesini talep eden Alabamalı bir hükümlünün davasına ilişkin olarak kaleme almıştı. Mahkemenin çoğunluğu, hükümlünün temyiz başvurusunun ele alınmasını reddetmişti. Sotomayor, düştüğü şerhte, zehirli ilaçların felce neden olarak hâlâ duyarlılığa sahip olan hükümlünün hissettiği yoğun acıyı maskeleyebileceğini kaydetmişti.
Sotomayor, “Ne acı bir ironidir ki en insani gibi görünen metod aslında belki de şimdiye kadarki en acımasız deneyimiz” demişti.
Peki idam mangasının açtığı ateşe maruz kalarak ölmek gerçekten de acısız bir ölüm müdür?
2019 yılında açılan federal davada iddia makamı, anestesi uzmanı Joseph Antognini’nin idam mangalarının acısız ölümü garanti etmediği yönündeki açıklamalarını gündeme getirmişti.
Joseph Antognini, kurşunların nereye isabet ettiğine göre hükümlülerin vurulduktan sonra 10 saniyeye kadar bilincinin yerinde olabileceğini söylemiş, bu saniyelerin “özellikle kemik parçalanmasına ve omuriliğe verilen hasara göre çok acı verici” olabileceğini kaydetmişti.
Kimileriyse idam mangasıyla ölümün zehirli iğneye kıyasla görsel açıdan şiddet içerikli ve kanlı olduğunu, bu durumun özellikle idam edilen kişinin aileleri, diğer tanıklar, ve infaz sonrası temizliği yapacak cezaevi elemanları açısından travma yaratıcı olabileceğini savunuyor.
İdam mangaları daha mı güvenilir?
Güvenilir olmaktan kasıt, hükümlünün niyet edildiği şekilde ölme olasılığının yüksekliği ise, bu argüman geçerli olabilir.
Amherst College siyaset bilimi ve hukuk profesörü Austin Sarat, 1890-2010 yılları arasında Amerika’da infaz edilen 8776 idam cezasını incelemiş ve bunların 276’sının, yani yüzde 3,15’inin sorunlu olduğunu ortaya çıkarmıştı.
Austin Sarat’ın çalışmasına göre zehirli iğneyle idamların yüzde 7,12’si, asılarak idamların yüzde 3,12’si, elektrikli sandalye idamlarınınsa yüzde 1,92’sinde sorun çıkmıştı. Hattâ 2014 yılında Oklahoma eyaletinde hükümlü Clayton Locket, damar yoluyla midazolam verildikten sonra çırpınmaya ve dişlerini sıkmaya başlamıştı.
İdam cezasının yasaklanması çağrısı yapan Sarat, bunlara kıyasla 34 idam mangası infazının hiç birinde sorun çıkmadığını kaydediyor.
İdam Cezası Bilgi Merkezi ise en az bir idam mangası infazında sorun çıktığını bildiriyor. 1879 yılında Utah’da bir idam mangası, kurşunlarını hükümlü Wallace Wilkerson’ın kalbine isabet ettirmeyi başaramamış ve Wilkerson, 27 dakika boyunca can çekişmişti.
İdam mangaları hiç yaygın olarak kullanılmış mıydı?
İdam mangaları sivillere verilen idam cezalarının infazında hiçbir zaman ana metod olarak kullanılmadı. Bu yöntem, özellikle ABD İç Savaşı sırasında askerlikten kaçanların infazında başvurulan bir yoldu.
İdam cezası konusunda araştırmalar yapan M. Watt Espy ve John Ortiz Smykla’ya göre, İç Savaş’tan 2002 yılına kadar 15 binden fazla kişinin idam cezası, infaz edildi. Bunların sadece 143’ü idam mangasıyla, 9322’si asılarak, 4426’sıysa elektrik verilerek yapıldı.
Anayasa Mahkemesi’nin görüşleri nedir?
Yüksek mahkeme hükümleri, mevcut bir infaz yöntemine karşı olan hükümlülere başka seçenek sunulmasını zorunlu kılıyor. Alternatiflerin ”ciddi oranda” daha az acı verici olduğunun ve alternatif yöntemin uygulanması için gereken altyapının mevcut olduğunun kanıtlanması gerekiyor.
Bu nedenle çok sayıda hükümlünün avukatı şimdiye kadar idam mangalarının olumlu taraflarını savundu.
Anayasa Mahkemesi, 2019 yılında görülen Bucklew v. Precythe davasında, bir miktar acının, bir infaz yönteminin “acımasız ve olağandışı” ceza olduğu anlamına gelmediğine hükmetti. ABD Anayasası’ndaki sekizinci ek madde, “acımasız cezalandırmayı” yasaklıyor.
Yargıç Neil Gorsuch, 4’e karşı 5 yargıcın oy çoğunluğuyla alınan kararda, Anayasa’nın “bir hükümlüye acısız ölüm garantisinde bulunmadığını, bunun, birçok insan için zaten garanti olmadığını” yazmıştı.
Gorsuch, bir ölüm metodunun “acımasız ve olağandışı” olup olmadığını belirlemede ana etkenlerin, söz konusu yöntemin “etkili bir ölüm cezası için gerekenin ötesinde” ilave acı verip vermeyeceği olduğunu kaydetmişti. (VOATürkçe)