Can Kamiloğlu’nun bugün (26 Ocak) VOA Türkçe’de yayımlanan “ABD Anayasa Mahkemesi’ndeki Halkbank Duruşmasının Ardından Yargıçların Kafası Karışık” başlıklı haberi şöyle:
ABD Anayasa Mahkemesi’nde geçen hafta görülen Halkbank duruşmasının ardından, mahkemeden ne yönde bir karar çıkacağı Amerikalı hukukçular arasında tartışılıyor.
Chicago Hukuk Fakültesi’nde Anayasa Mahkemesi, uluslararası hukuk ve yabancı ülkeler hukuku uzmanı öğretim görevlisi Profesör Curtis Bradley, yargıçların alınacak kararla ilgili kafalarının oldukça karışık olduğunu belirterek, “Kararın açıklanması bu yüzden zaman alabilir” dedi. Profesör Bradley, Anayasa Mahkemesi’nin farklı olasılıklar sunan bir karar alabileceğini, alınan karar çerçevesinde yasanın Kongre’de yeniden düzenlenebileceğini öne sürdü.
Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası (FSIA) nedir?
Bradley, ABD’de Bloomberg Haber Ajansı’nın podcast hukuk programında duruşma izlenimlerini ve çıkabilecek olası kararlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Profesör Bradley, Halkbank’ın, Türkiye’ye bağlı bir kamu kuruluşu olduğu için kapsamına girdiği Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası’nı (FSIA) ve yasanın kapsamını şöyle özetledi: “Kongre’nin 1976’da kabul ettiği çok ayrıntılı, kapsamlı bir yasa. Yasa kabul edilmeden önce Amerika’daki farklı mahkemeler bazen yabancı devletler ve onlara bağlı kurum ve kuruluşlar aleyhine dava açıyorlardı. Bu davaların nasıl ve ne şartlarda açılabileceğini düzenleyen bir kanun yoktu. Uluslararası yasalar çerçevesinde tarihsel olarak yabancı devletler aleyhine dava açılamayacağı, egemen devletlerin başka ülkelerde mahkemeye çıkmaktan muaf olması çıkarılan bu yasayla düzenlendi. Yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte zamanla yabancı devletlere bağlı kuruluşların eğer ticari faaliyet yapmaları ya da bir özel sektöre ait bir şirket gibi aktiviteler gerçekleştirmeleri durumunda Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası kapsamına giremeyeceği yönünde hem uluslararası hem de ulusal bir içtihat oluştu.”
“Halkbank’ın avukatı argümanında haklı”
Profesör Bradley, Halkbank’ın avukatı Lisa Blatt’ın duruşmada şimdiye kadar hiçbir ülkenin başka bir ülkeyi bir ceza mahkemesinde yargılamadığı, Halkbank’ın bir ilk olduğuyla ilgili savunması ve haklı olup olmadığı konusundaki bir soruyu, “Bu, davadaki temel sorulardan biri. Tarihsel olarak ulusların diğer ülkelere karşı ceza davası açmadığı konusunda Halkbank’ın avukatı haklı. Blatt’ın de iddia ettiği gibi şimdiye kadar yabancı kamu kuruluşlarına karşı bir ceza davası tarihe baktığınızda hiçbir şekilde açılmamıştır. Duruşmada gösterdiği örnekler doğrudur. Halkbank da, Türkiye’nin sahip olduğu bir bankadır. Halkbank’ın avukatının argümanı, ceza davasında yargılanmanın uluslararası normların ihlali olabileceği yönündedir. Savcılığın bu argümanla ilgili görüşü, en azından yabancı bir devlet şirketi ile ilgili olarak, bir normun bu tür bir kovuşturmaya izin vermesi gerektiğidir. Bu tartışmalı bir konudur” diye yanıtladı.
“Eyalet mahkemelerinin açacağı davalar siyasi krize neden olabilir”
Profesör Bradley, Anayasa Mahkemesi’nin yabancı devletlere bağlı kurumlar aleyhine ceza davaları açılabileceği yönünde çıkacak bir kararın eyalet mahkemelerinin yabancı devlet kuruluşlarını farklı nedenlerle yargılamaları için bir yeşil ışık yakacağı, bunun da bazı ülkelerle uluslararası siyasi krize neden olabileceği konusundaki yorumlarla ilgili görüşlerini de şöyle ifade etti: “Yargıçlar alacakları kararı, her iki yönüyle de, bir çok açıdan düşünüp alacaklar. Kararın her iki yönüyle de ilgili endişe taşıyorlar. Yargıçlar, davada alacakları her iki kararın da siyaseten etkilerinin olacağını düşünüyorlar. Örneğin, yabancı devletlerin yasal dokunulmazlıkları olmasaydı eyalet mahkemelerinde neler olurdu? Bazı eyaletler, Çin’in kuruluşlarını salgından sorumlu göstererek yargılama girişiminde bulundu. Bu yargılama girişimleri Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası kapsamına girdiği için engellendi.”
“Kongre yasada değişikliklere gidebilir”
Profesör Bradley, ABD Anayasa Mahkemesi’nin Halkbank davasında farklı seçenekler ortaya koyan bir karar alacağı görüşünde olduğunu, alınacak kararın eyalet mahkemelerinin egemen devletlere karşı açılabilecek davalara sınırlamalar getirebileceği, bazı cezai yargılanma durumları için de bazı hukuki doktrinler geliştirilebileceğini belirtti. Bradley, alınacak karar sonrasında Kongre’de yasanın güncellenebileceğini belirtti.
Bloomberg’e konuşan Curtis Bradley, “Bu davada alınacak karar sadece Türkiye ile olan ilişkilerimize değil, gelecekte diğer ülkelere yönelik ortaya çıkabilecek olası cezai kovuşturmalar için de bir örnek teşkil edecek. Eminim yargıçlar bunu düşünüyor. Bence yargıçlar kararlarında, gelecek için birden farklı olasılıklar sunacak. Belki karar yasayı Kongre’ye taşıyacak. Kongre, yasada bir tür değişiklik yapma yollarını arayacak. Egemen devletlerin kara para aklama gibi cezalara karşı yasayı değiştirmeye sempati duyan Kongre üyeleri de olabilir. Bu yönde farklı düzenlemeler de gelebilir. Mahkemenin kararının Kongre’de yasal bir değişikliğe de yol açabileceğini düşünüyorum” dedi.