Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in Kudüs’te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşme sonrasındaki basın toplantısında Avrupa Birliği’nin İsrail’e koşulsuz destek verdiğini söylemişti. Bunun üzerine bir gazeteci, Borell’e von der Leyen’in “Avrupa Birliği adına hangi yetkiyle konuştuğunu” ve “Avrupa Birliği İsrail’in bundan sonra yapacakları konusunda artık ne kadar sorumlu tutulacağını” sordu.
Borrell, AB’nin resmi tutumu olarak İsrail’in kendini savunma hakkının uluslararası insanı hukukla sınırlı olduğunu ve Gazze’nin kuzeyinde yaşayan 1 milyon insana yönelik tahliye çağrısının büyük bir insan kriz yaratacağını söyledi:
“Bakın, Avrupa Birliği’nin dış politika konusundaki tutumu Avrupa Birliği Konseyi ve Dışişleri Bakanları Konseyi tarafından belirleniyor, çünkü Avrupa Birliği’nin ortak dış politikası hükümetlerarası bir politikadır, bir topluluk politikası değildir.”
“Bu nedenle, Avrupa Birliği’nin herhangi bir dış politika meselesi konusundaki resmi tutumu, tekrar ediyorum, AB Konseyi Başkan (Charles) Michel ve benim başkanlığını yaptığım Dışişleri Konseyi’nde bulunan bakanlar tarafından Avrupa Birliği Konseyi’nin yönergeleri ışığında belirleniyor.”
“Durum açık; biz İsrail’in maruz kaldığı saldırıya karşı kendisini savunma hakkını kesinlikle savunuyoruz. Ancak her hak gibi bunun da bir sınırı var. Bu sınır uluslararası hukuk ve uluslararası insani hukuktur. Umman’da yaptığımız toplantıdan beri bunu tekrarlıyorum, İsrail’in kendini savunma hakkı, uluslararası insani hukuka uygun olmalıdır.”
“Gazze’nin kuzeyinde yaşayan 1 milyon insana yönelik bu uyarıyla ilgili olarak şunu söylemek istiyorum: Bu uyarının uygulanması kesinlikle ama kesinlikle imkansızdır. Avrupa Birliği’nin resmi pozisyonu budur. Ayrıca Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Gazze gibi bir yerde 24 saat içinde bir milyon insana yer değiştirmenin ancak büyük bir insani kriz olabileceğine yönelik tutumunu açıkça destekliyorum.”