HEDEP milletvekili Rüştü Tiryaki, AK Parti MKYK Üyesi Orhan Miroğlu’nun Serbestiyet’e verdiği röportajda söylediği “Kayyumlar dönemi AK Parti’nin belediyeleri kazanmasıyla sona erer, başka yolu yok” sözlerine Meclis’te yaptığı basın açıklamasıyla tepki gösterdi.
Tiryaki şunları söyledi:
“Basın toplantımızın gündemi, AKP’nin kazanamayacağını anladığı belediyeleri hukuk dışı yöntemlerle gasp etmeye hazırlandığını aleni bir biçimde açıklamış olması. AKP diyorum çünkü açıklamayı yapan AKP’nin herhangi bir üyesi ya da herhangi bir yöneticisi değil AKP’nin Merkez Karar Yürütme Kurulu Üyesi Orhan Miroğlu.
“Ne diyor AKP’nin Merkez Karar Yürütme Kurulu Üyesi Orhan Miroğlu? ‘Kayyum döneminin kapanması, seçmenin tercihleriyle alakalı. Bu seçimde de AK Parti ve HDP yarışacak Doğu’da. AK Parti yarışacak ve belediyeleri kazanacak. Başka yolu yok. HDP’nin bu siyasi konjonktürde belediyeleri yönetmesine devlet izin vermeyecek.’
“Ne demiş oluyor Miroğlu? Bu dönemin ismi kayyum dönemidir. Kayyum dönemi açıktır. Yalnız ve ancak AKP kazanırsa kayyum dönemi kapanacaktır. Eğer AKP bölgede yerel seçimleri kazanamazsa devlet HDP’nin belediyeleri yönetmesine izin vermeyecektir.
“Bu arada özellikle altını çiziyor ve diyor ki bu işler Doğu’da olacaktır. Yani Kürtlere yapılacaktır diğerleri kaygı duymasın.
“Tam olarak bizde bunu söylüyoruz. AKP, Kürt düşmanı bir siyasi partidir. Kürt halkının siyasi tercihlerini yok saymaktadır. Kürt halkının siyasi tercihini gasp edeceğini açık biçimde dile getirmektedir.
“Üstelik bu bakış yalnızca AKP’li bir tane Merkez Karar Yürütme Kurulu üyesinin görüşü de değil. Bu maalesef AKP’nin egemen görüşü.
“Hiçbir belediye başkanımız hakkında, hiçbir belediye meclis üyemiz hakkında çocukları dağa götürmüşler, örgüte para aktarmışlar, vergileri oraya aktarmışlar iddiasıyla başlatılmış tek bir tane soruşturma yok. Görevleriyle ilgili bir soruşturma olmadığı gibi bu iddialarla ilgili de bir soruşturma yok.
“AKP, belediyelerimizi gasp etmek için her yolu deniyor. Demokratik bir yarışı kazanamayacaklarını biliyorlar. Seçmen taşıyorlar. Bazı il ve ilçe belediye başkanlıklarını hileli yollarla ele geçirmek için seçmen taşıyorlar. Hepsine itiraz edeceğiz. Seçim kurullarının bu hileli işlere geçit vermemesi için başvurularımızı yapacağız. Bu işlere yakından takip edeceğimizi AKP şimdiden bilsin.”
“Ahmet Türk, Mardin Belediye Başkanı seçilirse başına 18 yaşında bir komiser-kayyum atayamazsınız”
Miroğlu, Tiryaki’nin sözlerine Twitter hesabından şöyle cevap verdi:
“Serbestiyet’te yer alan bir söyleşide, HEDEP-AK Parti arasında yeni bir siyasi diyalog olup olmadığına ilişkin sorulara verdiğim cevaplar ve ifade ettiğim görüşler, değişmemekte ısrar esen HDP çevrelerini ve PKK trollerini çok kızdırdı. Adeta linç edildim. Meğer ne büyük suçmuş, ‘Mart seçimlerinden sonra kazanacağınız belediyeleri yönetmek istiyorsanız, KCK komisyonlarından uzak duracak, size oy verenler başta olmak üzere, kamuoyuna uzak durduğunuzu inandırıcı bir biçimde göstereceksiniz’ demek! ‘Yoksa devlet yine kayyum atar, devletin bu sürece bakışı bu, değişmedi ve değişmeyecek’ diye bir kez daha hatırlatmak.
Sözümüzü HEDEP’e değil de KCK’ya söyleyecek değiliz herhalde. Çünkü HEDEP parlamentoda, ve anayasanın güvencesi altında siyaset yapıyor. Sivil siyaset silahı elinde tutanların arzuları doğrultusunda değil, halkın iradesi ve arzuları doğrultusunda yapılır. HEDEP’in temel sorunu ve yaşadığı temel çelişkiler bu noktada düğümleniyor ve kimse bu düğümü çözmeye yanaşmıyor.
Söylediklerim anlaşılmadıysa bir örnek üzerinden yeniden anlatayım, işimiz anlatmak, düşündürmek ve düşündürmek. Sayın Ahmet Türk’ü halk oy verir de Mardin’e belediye başkanı olarak seçerseniz, ‘biz bize hayran biz bize kurban’ deyip seksen yaşındaki seçilmiş bir başkanın başına geçmişte yaptığınız gibi 18 yaşındaki bir genci komiser-kayyum olarak atayamazsınız! Atarsanız sizin kayyumunuza karşı devlete kendi kayyumunu atamaktan başka çare bırakmazsınız. Benim söylediğim bu.
Bu açmazdan çıkış yolu AK Parti’nin bileğinin hakkıyla seçimleri kazanmasıdır diyorum. Söylemediğim sözler üzerinden beni itham edip PKK trollerine linç ettirmeye hakkınız yok. Yasadışı herhangi bir yöntem önermedim ve önermiyorum.
Geçmişin yasa dışı yöntemlerine karşı sivil siyaset ve demokrasiyi savunmak için ödenen bedelleri aranızda ödemiş biri varsa buyursun onunla konuşayım, belki daha kolay anlayabiliriz birbirimizi. Kürtçe bilmese de olur, Türkçe konuşuruz.
Seçimlerde halkın kullanacağı yöntem bellidir. Sandığa gider ve bir tercih yapar. Seçimlerde yarışa girecek başka partiler de var elbette ama Mart seçimlerinin Doğu ve Güneydoğu illerinde son 20 yılda olduğu gibi AK Parti ve HDP arasında geçeceğine hiç şüphe yok.
AK Partililer de HDP’liler de bilir, kayyum döneminin başladığı yıllarda bile, belediyelerin meclis üyeleri arasından seçilecek seçilmiş bir kişi tarafından yönetilmesi gerektiğini düşünen ve savunanlardanım. Doğu-Güneydoğu’da demokratik ve sivil siyaset zemininin her şeye rağmen korunması gerektiğine kayyum döneminde çalışmalarına son verilen, İçişleri Bakanlığı’nın desteği altında kurulan kent konseylerinin bu süreçte canlandırılması ve faaliyetlerine devam etmesini, fikrimin sorulduğu tüm aşamalarda dile getirdim ve önerdim.
HEDEP vekili Rüştü Tiryaki Bey’in partisiyle beraber bir muhasebe yapmasını ben değil, partisine oy vermiş milyonlarca insan bekliyor. Bu tartışmalar kamusal tartışmalardır ve kamu huzurunda yapılır. Kayyum kişisel bir sorunum filan değil, toplumsal bir sorun.
Kayyum yurt dışında demokrasinin bir ayıbı olarak sunuluyor ve bu düşünce, gerekçesi sorgulanmadan maalesef kabul görüyor. Ekonomimizin ihtiyaç duyduğu yatırımların karşılanması olsun, AB ile ilişkiler sürecinin canlandırılması olsun, hükümetin siyasi çalışma ve arayışlarının devam ettiği bir süreçte kayyumları doğru temelde tartışmak son derece önem taşıyor.
Partimin MKYK üyesiyim ama, çalışmalarını parlamento çatısı altında yürüten bir milletvekili değilim. TBMM çatısı altında HEDEP’in açıklamalarıma verdiği cevaplara cevap verme gibi bir durumum da söz konusu değil. Meclis grubumuzun, medyamızın bölge vekillerimizin bu tartışmaya dikkatlerini çekmek isterim.
Yeri gelmişken, bir kez daha bu meselenin Orhan Miroğlu-HEDEP arasında bir mesele olmadığını, seçimlere girecek partiler arasında ve ülkemizin her dört bir köşesinde yerelde ve genel olarak demokratik ve sivil zeminde bir sorun olduğunu söylemek isterim.”
Miroğlu: “Kayyumlar dönemi AK Parti’nin belediyeleri kazanmasıyla sona erer, başka yolu yok”
Polemik, Miroğlu’nun AK Parti ile HEDEP arasında bir görüşme trafiği başladığı iddialarıyla ilgili Serbestiyet’e verdiği röportajla başlamıştı. Miroğlu, röportajda şunları söylemişti:
“2019 yerel seçimlerinde mesele zayıf ya da güçlü aday gösterilmesi değil, kayıtsız şartsız CHP adaylarının desteklenmesiydi. Bunun HDP’ye hiçbir faydası olmadı. HDP muhasebe yapacağı yerde, aynı hatayı son genel seçimlerde de yaptı, seçmeninden büyük bir tepki aldı. Yedi yıldır devam eden kayyum döneminin sona ermesi herkesin hayrına, sivil siyaset ve demokrasi yararına olur.
Ama bunun da yolu HDP’yle filan yapılacak anlaşmalarla olmaz ki zaten yok böyle bir anlaşma. Kayyum döneminin kapanması, seçmenin tercihleriyle alakalı.
Bu seçimde de AK Parti ve HDP yarışacak Doğu’da. AK Parti yarışacak ve belediyeleri kazanacak. Başka yolu yok. HDP’nin kazanması demek, yeniden birtakım yasa dışı komitelerin devreye girmesi demek olacak; bu siyasi konjonktürde, belediyelerin sözünü ettiğim bu yasa dışı KCK komitelerinin belediyeleri yönetmesine devlet izin vermeyecek.”