İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
İktidarı salgın sürecini yönetememekle suçlayan Akşener, “Bu iktidar, milletimiz için, pandemi kadar tehlikeli bir hale gelmiştir.” İfadelerini kullandı.
Akşener’in açıklamalarından öne çıkan satırlar şu şekilde oldu:
“Aylarca, vaka sayılarını saklayıp, sadece hasta sayılarını açıklayarak, herkesi kandırabileceklerini sandılar. O da olmadı. Sadece kendilerini kandırdılar. Memlekette pandemi başını alıp, dünyada üçüncü sıraya çıkınca, bu sefer dönüp dünyayı işaret edip, dediler ki, ‘Bakın her yerde tablo vahim.’ Sayın Erdoğan; aylardır, ‘Çok iyi durumdayız. Zaten şehir hastanelerimiz var’ diye, caka satarken iyiydi de, dünyadaki duruma işaret etmek, şimdi milletimiz virüsten kırılırken mi aklına geldi?
“Ayıptır, günahtır. 83 milyonun vebalini taşıyorsunuz. Ama daha bunun ağırlığını bile kavrayamıyorsunuz. Evet, dünyada durumu kötü olan ülkeler var. Ama, ikinci dalgaya karşı, kendini koruyabilmiş ülkeler de var.
“Sizin işiniz, kötü olan ülkeleri göstermek değil, Türkiye’yi durumu iyi olan ülkeler arasına sokmaktı. Ama söz konusu olan vatandaşlarımızın canıyken bile, siyaset iletişimiyle, algı yönetimiyle, propagandayla sorumluluktan kaçabileceğinizi sandınız.
“Canı yanan milletimizin, yaşadığı gerçek ortadayken, yalanların yatsıya kadar süreceğini, gerçeğin kapımızı çalacağını görmediniz.
“Artık yüzlerinizde, milletine yalan söylemiş bir iktidarın, kapkara lekesi var. İlk seçimde milletimizin karşısına bu lekeyle çıkmak zorunda kalacaksınız.
“Dâvâ arkadaşlarım; peki sonunda ne oldu? Pandemi ülkemizi sardı. Onlarsa işi götürüp, varlıklarıyla gurur duyduğumuz, sağlık ordumuzun sırtına yıktılar. Sorumluluğu, önerilerine kulak asmadıkları, Bilim Kurulu’nun üzerine yıktılar. Ardından da vatandaşlarımızı suçladılar.
“Sen mitingler yapıp, millete çay atmakta sakınca görmeyince, elbette, her şeyin yolunda olduğunu düşünüp, kurallara uymayan vatandaşlarımız oldu.
Madem tek adam düzeni kurdun, tek sorumlu sensin
“Ama iktidar olarak senin görevin, bütün vatandaşlarımızı koruyacak önlemleri almaktı. Hayatı paradan puldan, yönetmeyi de, eşi dostu zengin etmekten ibaret sanan bir zihniyetin, ülkemize faturası ağır oluyor. Bakıyorsunuz, yine ellerini yıkamışlar, yine hiçbir suçları yok…Yok öyle yağma Sayın Erdoğan!
“Ekonomiyi damadının, pandemiyi de vatandaşın üzerine yıkıp, bu işten elini yıkayıp çıkamazsın. Madem tek adam düzenini kurdun, o zaman tek sorumlu var, o da sensin!
“Madem siyasi rantın, kırıntısını görünce üzerine atlıyorsun, başarısızlıkları da bir zahmet üstleneceksin. Aziz milletim; pandeminin ikinci dalgası Türkiye’ye pahalıya mal oldu.
“Bunun son örneğine Sayın Erdoğan’ın dün akşamki konuşmasında hep beraber şahit olduk. Milletimiz dün akşam Cumhurbaşkanının konuşmasını bekledi. Ne diyecek, nasıl önlemler açıklayacak, merak etti.
“Çünkü bütün bilgiler onda. Yetki onda. İmkan onda. Ama o gitti, yine yarım yamalak önlemler açıkladı. Siyasi hesaplarla, ürkek adımlar atıp, milletin sağlığını, canını riske atmaya devam ediyorlar.
14 gün kapanma şart
“Bilim insanlarının tamamı en az 14 günlük kapanma diye ısrar ediyor. Sayın Erdoğan’ın umurunda değil. Millet canının derdinde; ülkenin birliğinin sembolü olması gereken Cumhurbaşkanı, hâlâ siyasi kavga peşinde. Bıkmadın mı Sayın Erdoğan? Millet canının derdinde, canının.
“Önce birlik diyorsun, sonra o birliği sen parçalıyorsun. Böyle bir dönemde, en son ihtiyacımız olan kamplaşmak, kavga etmek. Ama sen hâlâ ötekileştirme, kamplaştırma peşindesin. Böyle olmaz Sayın Erdoğan! Böyle devlet yönetilmez. Yapma!
“Şimdi bütün mesele, milletin canını, birliğini, dirliğini, sağlığını korumak. Bunları nasıl yapacaksın, sen asıl onu anlat! Buradan ilan ediyorum; bu iktidarın millete verecek hiçbir şeyi kalmamıştır. Bu iktidar, ömrünü tamamlamıştır. Bu iktidar, millet iradesine değil, sarayzadelerin keyfine teslim olmuştur. Bu iktidar, milletimiz için, pandemi kadar tehlikeli bir hale gelmiştir.
Katar’a satışlar: Başka bir alışveriş çılgınlığı
“Dünyanın alışveriş çılgınlığına sahne olduğu kara gün var ya, Türkiye’de bir başka alışveriş çılgınlığı oldu. Sadece mağazalarda değil, sayın Erdoğan ve Katar emirinin huzurunda çok daha büyük satışlar oldu. Anahtar kelime ‘satışlar’… Çok daha büyük satışlar oldu. İstanbul’daki önemli bir alışveriş merkezi ile Varlık Fonu’na devredilmiş olan Borsa İstanbul’un yüzde 10 hissesi Katar devletinin fonu tarafından satın alındı.
“Bu satışların yanında, içeriği henüz açıklanmayan bir dizi anlaşma yapıldı. Bu anlaşmaların konuları arasında; limanlar, Haliç, su kaynaklarımız, hattâ aile ve kadınlarla ilgili bir mutabakat bile var.
“Altını önemle çizmek istiyorum; birçok devlet ya da şirket yabancı borsalara ortak oluyor, yatırımlar yapıyor; biz yabancı sermayeye ya da yatırımlara karşı değiliz. Ancak gelişmiş ülkelerde bu tür satışlar ya da yatırımlarla ilgili kamuoyuna bilgi verilir. Şu nedenle, şu şartlarla anlaşma yaptık diye açıklama yapılır. Devlet ticari sır maskesinin altına saklanamaz.”