Pandemi dönemindeki ilk seçim Afyonkarahisar’ın Güney Beldesi’nde yapıldı.
Afyon Güney’deki belde seçimlerinden sürpriz çıkmadı. Beklediğimiz gibi iki parti yarıştı, AK Parti ve BBP oyların yüzde 95’ini almayı başardı. Gelen ilk sonuçlara göre, çiçeği burnundaki bu küçük beldeden CHP’ye 29, İyi Parti’ye 23, Gelecek Partisi’ne 17, Yeniden Refah Partisi’ne 7, Saadet Partisi’ne 4 ve TKP’ye 1 oy çıktı. MHP ise aday göstermedi.
Seçimi AK Parti’nin adayı Erol Karabacak kazanırken, köyün BBP’den aday olan muhtarı Süleyman Çağlar ikinci oldu.
Aslında 2019 yılında yapılan yerel seçimlerde Güney Köyü’nde kurulan dört sandık ile Güney’e bağlanarak belediye statüsünü kazanmasına vesile olan Çalışlar Köyü’nün İl Genel Meclisi sonuçları da benzer bir tabloyu gösteriyordu:
2019’da Güney’de ve Çalışlar Köyü’nde kullanılan toplam 837 geçerli oyun 536’sı AK Parti ve MHP’ye, 55’i ise BBP’ye gitmişti.
MHP oylarını BBP ve AK Parti arasında dağıtarak ifade edersek, dün oyların yüzde 95’ini elde eden iki parti, önceki sonuçlarda da oyların yaklaşık yüzde 71’ini kazanmıştı.
Aradaki 24 puanlık farkı ise dün AK Parti ve BBP havuzuna akan mini oy musluğu oluşturdu.
Önceki seçimlerde toplam 157 oy alan CHP ve İyi Parti’ye toplam 52 oy çıktı.
İki yıl önce Millet İttifakı’nın partilerine oy veren seçmenin dün AK Parti’ye ve BBP’ye yönelmesi de sürpriz olmadı.
“Belediye yapan, belediyeyi de alır”
Olmadı, zira sandık sonuçları gözlemlerimizi ve aday çıkarmama kararımızın gerekçelerinin bir kısmını doğruladı.
Çünkü sahada yapılacak küçük bir gezinti ile Güney’in belediye olma vasfını yitirdikten sonra bu hüviyetini yeniden kazanmasının son belediye başkanı Erol Karabacak ve AK Parti Afyon milletvekilinin kardeşi olan bir Danıştay üyesinin katkısıyla oluştuğuna dönük inancı saptamak zor değildi.
Nüfusu 2 bin kişinin altında olan beldelerin kapatılması kararı üzerine köy statüsüne düştükten sonra batısındaki Çalışlar köyüyle birleşerek belde statüsünü kazanmak için Danıştay’a başvuran Güneyli köylülerin itirazı 23 Aralık 2020’de Danıştay’da olumlu sonuçlanmış, İçişleri Bakanlığı da bu kararı onaylamıştı.
Nihayetinde Güneyli seçmen, belediyenin anahtarını yargı kararını aldıranlara vermeyi tercih etti.
Ancak Güney’deki mini yarışın iki parti arasında geçmesinin tek sebebi bu değil.
AK Parti ve BBP’nin adayları dışındaki hiçbir adayın söz konusu beldede yaşamamaları veya seçim dönemi dışında beldeyle bir ilişki kurmamaları da kuşkusuz bu olağan sonucu doğuran en önemli etkenlerden birisiydi.
Bir genel seçim provası mı?
Seçim sonucunu sadece yerel dinamikler değil, merkezi hükümet de etkiledi elbette. Bunun en bariz göstergesi, kampanya döneminde bakanların sahaya inerek ciddi bir baskı uygulaması oldu. Kamunun bütün imkanları kullanıldı.
Belediyeler Birliği’nin henüz açılmamış belediyeye araç hibe etmesini ve AK Parti adayının araçla belde turu atmasını, eski bir milletvekilinin “Bizi ite kopuğa yem etmeyin” gibi yakışık almayan talihsiz sözlerini, eski bakan Veysel Eroğlu’nun Netanyahu da buranın seçim sonuçlarını takip edecek şeklindeki incilerini hatırlamakta fayda var.
Nihayetinde, iki aday arasında geçeceği belli olan seçime bir de hükümet ve devlet gücü de eklenince bu sonuç kaçınılmaz oldu.
Ne var ki Güney seçimleri, Türkiye geneli için hiçbir şekilde emsal oluşturmuyor.
Bugüne kadarki bütün yerel seçimlerde ve özellikle küçük yerlerde olduğu gibi, yarış partilerden ziyade kişiler/adaylar etrafında şekillendi.
Bu nedenle Güney’deki sonuçlardan Cumhur ittifakı lehine bir ümit veya muhalefet adına ümitsizlik çıkarmak anlamsız olur. Kendine özgü şartlarda yapılan ve benzer seçimlerle çokça benzeşen mahalli bir seçimi kendi ölçeğinin ötesinde okumak ciddi bir hata olur.
Dönülmez akşamın ufkundayız
Siyasette Rüzgârın estiği yön çok açık.
İktidar bloku Türkiye’yi her alanda derin bir yönetim kriziyle baş başa bırakmışken hepimize düşen görev; oluşan bu krizi ortadan kaldıracak yapıcı çözümler üretmek, her alandaki tahribatı gidermek ve ülkemizin yaralarını sarmak için çalışmaktır.
Propaganda dönemi güç dengesizliği başta olmak üzere tüm zorluklara rağmen Türkiye’de sandık günü oy kullanma, oyların sayımı ve tutanakların birleştirilmesi açısından seçim güvenliği hala var.
Bu süreçlere dair yersiz şüphe ve tartışma yaratmak sadece sandığa güveni azaltır.
Seçmen oy kullanmaya giderek görevini yapacak, muhalefet partileri de bu süreçlere sahip çıkacak.
Ümitsizliğe kapılmadan, heyecanımızı yitirmeden, seçmenin hem aklına hem de gönlüne hitap etmek…
Merak edenler için, DEVA neden Güney seçimlerine katılmadı?
Yüksek Seçim Kurulu, Afyon Güney belde seçimlerine girmeye hak kazanan partiler listesini ilk açıkladığında kamuoyunda öne çıkan gelişme, DEVA Partisi’nin seçime girmeye hak kazanmasıydı.
DEVA Partililer olarak haklı bir gurur duyduk.
Çünkü Türkiye siyasi tarihinde kuruluş tarihi ile seçime girme yeterliliği elde etme tarihi arasında rekor sayılabilecek bir sürede bu başarıyı elde etmiştik.
Bu başarıyı elde etmek için yoğun mesai harcadığımız ve teşkilatlandığımız şehirler arasında Afyon da vardı.
Afyon’un 18 ilçesinin 7’sinde teşkilatlanmamızı tamamlamıştık ancak Güney ve bağlı bulunduğu Sinanpaşa ilçesi henüz onlardan birisi değildi.
Teşkilatlanmadığımız bir yerde, bazı partilerin yaptığı gibi dışarıdan bir adayla seçime girmeyi doğru bulmadık. Sahada yaptığımız kısa bir çalışma da yazının giriş kısmında anlatıldığı şekliyle, seçimlerin iki aday arasında ve adeta partilerden bağımsız bir şekilde yürüyeceğini gösteriyordu.
Bu nedenle seçimlere katılmama kararı aldık. Sonuçlar da bu kararımızın doğruluğunu teyit etmiş oldu.