Diyarbakır’da AK Partili gençlerin “Biji Serok Erdoğan” sloganı atmalarının MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sinirini bozup bozmadığı konuşuluyor.
Ahmet Davutoğlu’nu seven Kürtlerin kullandığı ‘Serok Ahmet’ hitabını Bahçeli’nin yıllardır diline doladığı biliniyor. Eh, Davutoğlu’nun da önüne gelen bu gollük pası değerlendirmemesi düşünülemezdi. Nitekim geçtiğimiz cumartesi Erzurum’da gazetecilerle sohbet ederken konuyu buraya getirdi ve taşı gediğine koydu:
“Cumhurbaşkanı Diyarbakır’daydı. ‘Serok Erdoğan’ diye karşılandı. Ya peki Bahçeli bakalım ne diyecek? Bana, ‘Serok’ dendiğinde, Kürt kardeşlerim yıllardır bana ‘Serok Ahmet’ dendiğinde ben teröristlerle iş birliği ediyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ‘Serok’ dendiğinde barış sembolü mü oluyor? Erdoğan’a ne diyecek Bahçeli, Cumhurbaşkanına da, ‘Hey Serok Erdoğan’ diyebilecek mi? Herkesi terörist göreceksiniz, Kürtler ‘Serok Ahmet’ dediğinde terörist olacak, ‘Serok Erdoğan’ dediğinde Erdoğan lider olacak. Bu istismardır. Bu istismarın artık bir yerde durması lazım.”
Aslında ‘Serok Erdoğan’ tartışması işin ‘politik magazin’ kısmı. Devlet Bahçeli, üç satırlık retorik bir cümleyle ‘Serok Ahmet’in neden sorunlu, ‘Serok Erdoğan’ın neden sorunsuz bir hitap olduğunu anlatabilir.
Fakat Erdoğan’ın Diyarbakır’da Çözüm Süreci hakkında söylediği sözler için aynı şeyi söyleyemeyiz. İşin bu yanı çok daha ciddi.
Parantez: Erdoğan pragmatizminin dört başı mamur bir örneği olarak yeniden gündeme sokulan Çözüm Süreci hakkında iki gündür AK Parti’de ve iktidar basınında uç veren bir ‘tespit’i hatırlatmadan geçmeyelim: Ne zannediliyormuş? Erdoğan ve AK Parti’nin Çözüm Süreci’nden vaz geçtiği de nereden çıkartılıyormuş? Bazıları anlamıyormuş ama Çözüm Süreci her zaman gündemdeymiş. Hem zaten Erdoğan sürecin ‘buzdolabına kaldırıldığını’ söylememiş miymiş?
Bu kişilerin bu hatırlatmaları kıymetli olabilirdi, meğerki Erdoğan’ın Çözüm Süreci’ni ‘sahiplenmesinden’ önce söylenmiş olsaydı… Şu anda hiçbirinin hiçbir kıymeti yok. Hatta kendileri açısından utanç verici.
Yıldıray Çiçek’in sözleri ve Bahçeli’nin yarınki grup toplantısı
Devlet Bahçeli’nin basın danışmanı Yıldıray Çiçek, dün (11 Temmuz) “Eski HDP Çukurca İlçe Başkanı Garibe Çetin Kuzey Irak’ta yapılan operasyon ile imha edildi” haberini sosyal medya hesabından paylaşırken, Erdoğan’ın Diyarbakır’daki sözlerine nazire olduğu apaçık olan şu cümleyi kullandı: “En iyi ‘çözüm süreci’ devlete-millete silah doğrultan teröristi leş haline getirmektir.”
Buradaki soru şu: Bahçeli’nin basın danışmanı Doğrudan Erdoğan’la polemik anlamına gelecek bir cümleyi Bahçeli’ye danışmadan kullanır mı? Bu soruya ‘kullanmaz’ cevabı veriliyorsa, o durumda MHP Genel Başkanı’nın yarınki grup toplantısında Erdoğan’a öncekilere benzer bir ‘ayar’ vermesini beklemek yerinde olur.
Bahçeli daha önce HDP’nin kapatılması için dava açılması, İçişleri Bakanı’nın savunulması vb. konularda Erdoğan’a ültimatom mahiyetinde uyarılarda bulunmuş, hepsinden de sonuç almıştı. Hatırlayalım, en son “bir aydır Süleyman Soylu’yla fotoğraf vermeyen” Erdoğan’a gönderildiği apaçık “Kim demiş Süleyman Soylu yalnızdır” diyen mesajının akabinde bu fotoğraf Diyarbakır’da verilmişti. Şimdi de 20 Temmuz’da Kıbrıs’ta birlikte maç yapacakları söyleniyor.
Yani yarın Bahçeli’nin grup toplantısında Çözüm Süreci’ne dair ne diyeceği önemli.
Bahçeli’nin, tıpkı yerel seçimlerde Öcalan’dan mesaj alınma meselesinde olduğu gibi pragmatik bir çizgi izlemesi de bir ihtimaldi, fakat sanki basın sözcüsünün çıkışından sonra bu ihtimal azalmış gibi.
Yarına kadar bekleyelim.