Yeni radyonun 11 Kasım Pazartesi yayın hayatına başlaması öngörülüyor.
Apaçık Radyo’nun yayın ilkeleri ve modeli Açık Radyo ile aynı olacak.
BBC Türkçe’ye konuşan Açık Radyo Genel Yayın Yönetmeni Ömer Madra, yeni yayın dönemiyle ilgili “Çok değişen bir durum söz konusu olmayacak. Yirmi dört saat internet üzerinden yayın yapılacak ve bence onun dışında da önemli bir fark olmayacak” diyor.
Yeni radyo Açık Radyo ile aynı stüdyoları kullanacak.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından 28 Ekim’de yapılan yazılı açıklamada, Açık Radyo’da “1915 olayları için ‘soykırım’ ve ‘katliam’ ifadelerinin kullanıldığı ve program moderatörünce bununla ilgili bir düzeltme girişiminde bulunulmadığı” belirtildi.
“Açık Radyo’nun, herhangi bir yargı kararı bulunmamasına rağmen beş kez program durdurma müeyyidesini uygulamadığı ve yayınlarına devam ettiği tespit edilmiştir. Bunun üzerine Açık Radyo hakkında lisans iptali kararı verilmiştir” ifadelerine yer verildi.
Ömer Madra ise kapatma kararının RTÜK’ün ilk kararının uygulanması sırasındaki aksaklıklardan kaynaklandığını vurguluyor.
Açık Radyo yapımcısı Özdeş Özbay da “Biz ‘Ermeni Soykırımı’ dedik diye kapanmadık. Radyo bürokratik, teknik bir hatadan dolayı kapatıldı” diyor.
Lisans iptal kararı Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), PEN International ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) gibi 60’a yakın ulusal ve uluslararası kuruluş tarafından kınandı.
İklim aktivisti Greta Thunberg dahil çok sayıda destekçi, sosyal ağlardan “Açık Radyo açık kalmalı” sloganıyla mesajlar paylaştı.
İlk yayında neler yaşandı?
Açık Radyo, baba-oğul Madra arasında, “metinlere bağlı kalmadan, serbest stilde” bir radyo programı yapma fikrinden doğuyor.
O program hiç yapılamıyor ancak radyo çevresindekilerin katkısıyla kolektif bir çabanın ürünü olarak yayına başlıyor.
Ömer Madra, radyonun 13 Kasım 1995’teki ilk yayınında, “Bugün kainatın en önemli haberi Açık Radyo’nun açılışı” diyor.
Oğlu ve radyonun eş kurucusu Cem Madra’nın kendisi için sürpriz bir şekilde “Bir de İsviçre’de kayak sezonu açıldı” dediğini gülerek hatırlıyor.
İlk yayında Neşet Ertaş’ın Kendim Ettim Kendim Buldum parçasının uygun olacağını düşünürken, Cem Madra, Sex Pistols’ın My Way şarkısını öneriyor.
Ömer Madra, “Aslında düşünüp bakınca Sex Pistols ile Neşet Ertaş arasındaki bir abdal bağlantısı olabilir. Abdal geleneği bağlantısı farklı dillerde ve tarzlarda bulunabilir” diyor.
Açık Radyo kurulduğundan beri Ömer Madra ve kendisine eşlik eden programcılar arasındaki hemen hemen tüm konuşmalar benzer şekilde doğaçlama yapılıyor.
Bugüne kadar 1200’den fazla programın yapıldığı Açık Radyo, iklim ve ekoloji alanında muhtemelen Türkiye’nin en köklü yayını.
Ama Madra, “Bizce programlar arasında onca zamandır yapmadığımız herhangi bir önemli konu olmadı” diyor.
“Ve böyle de devam edeceğine dair kuvvetli bir hissiyatım var” diye ekliyor.
Açık Radyo ne kadar açık?
Elli dokuzuncu yayın dönemini bitirirken yayın lisansı iptal edilen Açık Radyo’da bugüne kadar toplam 1416 programcı, 1279 program yaptı.
Açık Radyo, “kapısının herkese açık” olduğunu söylüyor.
Yani radyoda program yapmak isteyen herkes, Açık Radyo’ya başvuru yapabiliyor.
Radyonun en çok dinlenen programlarından Açık Gazete’nin ortak yapımcısı Özdeş Özbay, BBC Türkçe’ye, başvuru değerlendirmesinin içerik ve estetik yönüyle yapıldığını anlatıyor.
Peki içeriklere müdahale ediliyor mu? Açık Radyo bu bağlamda ne kadar açık?
Özbay, “Konvansiyonel basında bir yönetim, bir editoryal merkez vardır ve bütün bir program içeriğini neredeyse dakika dakika tasarlar. Bizde ise böyle bir durum yok. Çünkü bizim 120 gönüllü programcımız var” diyor.
Açık Radyo yapımcısı, sadece program yapmak isteyenlerin başvurularının değerlendirilmesi sırasında sürece müdahil olduklarını, bunun ötesinde içerik akışına dair “merkezi bir planlama bulunmadığını” ekliyor.
Ömer Madra da şöyle konuşuyor:
“Bizim temel prensibimiz, ilkeler üzerinde anlaştıktan sonra hiçbir şekilde müdahale etmemek. Şüphesiz gayet tahrik edici, provokatif şeylerin kullanılmamasına dikkat edilmesi dahil ilkelerimiz hem Türkiye’deki hem de uluslararası yayın organlarının temel ilkeleriyle uyumlu…
“Onun dışında hiçbir şekilde karışmak, müdahale etmek söz konusu olamaz. Biz özgür bir radyo olarak başladık ve sonuna kadar da özgür kalmak istiyoruz.”
Yayın lisansı neden iptal edildi?
Açık Radyo’nun karasal yayını 16 Ekim saat 13.00’te bir veda programıyla kesildi.
O günden bu yan FM 95.0 bandında ve acikradyo.com.tr adresinden yayınları dinlenemiyor.
RTÜK kararında Açık Radyo programında bir konuğun kullandığı “Ermeni soykırımı” ifadesine atıf var.
Ancak Ömer Madra ve Özdeş Özbay, kararın teknik bir “hata” nedeniyle alındığını savunuyorlar.
Ömer Madra, sözkonusu ifadenin 24 Nisan 2024 tarihinde, Açık Gazete adlı programda, konuk programcı tarafından kullandığını söylüyor.
22 Mayıs 2024’te programa beş gün yayın durdurma ile üst sınırdan para cezası ve Ömer Madra ve Özdeş Özbay’ın yayınlardan uzaklaştırılması cezası veriliyor.
Madra, RTÜK kararının ekli dosyasının açılmaması nedeniyle tarihlere erişemediklerini ve bu sürede yayınlarına devam ettiklerini belirtiyor.
“Başka bir sebeple tekrar tebligat sistemine girdiğimizde durumu fark ettik ve lisans iptalinden önce RTÜK’e müracaat ettik. Kararın uygulanması için yeni gün tayin edilmesi talebinde de bulunduk” diyor.
Diğer yandan kararla ilgili “basın özgürlüğünün ve halkın haber alma hakkının ihlali” gibi gerekçelerle yasal yollara başvurduklarını ve mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı verdiğini belirtiyor.
RTÜK’ün itirazının reddedilmesi üzerine yayınlarına devam eden Açık Radyo, aynı mahkemenin iki ay sonra dosyalarını tekrar incelediğini ve bundan bihaber olduklarını belirtiyor.
Madra, “Mahkeme kendi verdiği yürütmeyi durdurma kararını iptal etti, bu ortadan kalkınca RTÜK de yayınları durdurmadığımız için lisans iptali kararını tebliğ etti” diye ekliyor.
Özdeş Özbay, “Biz ‘Ermeni Soykırımı’ dedik diye kapanmadık. Radyo bürokratik, teknik bir hatadan dolayı kapatıldı” diye vurguluyor.
Radyo 2002 yılındada ünlü şair Charles Bukowski’nin Kasabanın En Güzel Kızı hikayesinin okunduğu programın “Türk örf ve adetlerine, aile yapısına ve ahlaka aykırı bulunması” gerekçesiyle 15 gün süreyle kapatılmıştı.
Madra, bu süreçten sonra “yolumuza devam ettik” diyor.
Yeni radyo nasıl olacak?
Madra, bugün dinleyicilerinin çoğunun orta yaş ve üzerindekilerden oluştuğunu söylüyor.
Bu yüzden gençlerin internet yayınına kendilerini daha yakın hissedebileceğini öngörüyor.
Ancak karasal yayının Açık Radyo için özel bir yeri olduğunu da vurguluyor.
Ömer Madra, kapanana kadar 26 binden fazla konuk ağırlayan Açık Radyo’nun stüdyolarında, “İşkenceciden işkence kurbanına, AIDS hastasından travestiye, üç yaşındaki genç birinciden 93 yaşındaki tecrübeli bir müzisyene” birçok isimle konuştuklarını söylüyor.
“Bu böyle devam edecek tabii” diye ekliyor.
Açık Radyo’nun yeni yayın döneminde de “Kainatın tüm seslerine, renklerine, titreşimlerine açık” olmayı sürdüreceğini söyleyen Madra bunu şöyle açıklıyor:
“Bir kültürün ayakta kalabilmesi için etiğin yanı sıra adalet nasıl şartsa, estetiğin de gerektiği düşüncesindeyim.
“Kainatın tüm seslerine, renklerine ve titreşimlerine açık olmaktan kasıt, etik ve estetiği bir bütünsellikle ele alıp işleyebilmek… Gelecek nesillere de bu korkunç, tehlikeli bekleyişleri önleyecek cesareti ve davranma tarzını da verebilmek için yayın yapıyoruz.”
Kaynak: BBC Türkçe