İşte 8 soruda, seçmen sayısının 1 milyara dayandığı Hindistan’dan sonra dünyanın en büyük ikinci seçimlerine dair bilmeniz gerekenler:
Hangi ülke kaç vekil çıkaracak?
AP içinde kaç vekille temsil edilecekleri ülkelerin nüfuslarına göre değişiyor. Malta, Lüksemburg ve Kıbrıs 6’şar vekille AP içinde en az sayıda kişiyle temsil edilen ülkeler. En fazla sandalye sayısına ise 96 ile Almanya sahip. 2019’daki seçimlerde 751 sandalyeli bir parlamento kuruldu. Ancak geçen sürede Brexit gerçekleşti ve İngiltere Avrupa Birliği’nden ayrıldı. İngiliz vekillerin meclisten çıkmasıyla koltuk sayısı 705’e düşerken 9 Haziran’da kurulacak meclis 15 artışla 720 kişiden oluşacak.
Vekillerin görevi ne?
AP, Avrupa Birliği organları içinde üyelerinin doğrudan halk oyuyla belirlendiği tek kurum. Parlamentonun Belçika’nın başkenti Brüksel ve Fransa’nın kuzeyindeki Strasbourg kentinde yerleşkeleri bulunuyor. Genel olarak daha kritik konular Strasbourg’da, rutin toplantılar Brüksel’de yapılıyor. AP, Birliğin yürütme organı olan Avrupa Komisyonuna karşı bir denge ve denetleme mekanizması olarak çalışıyor. İklimden bankacılığa 27 üye devleti ilgilendiren her düzenleme vekillerin onayından geçmek zorunda. Ayrıca Ukrayna’ya gönderilecek silah yardımları gibi kritik unsurları içeren Birlik bütçesi için de AP’nin onayının aranması şart. Avrupa Komisyonu başkanı da AP vekillerinin oylarıyla seçiliyor. Komisyon Başkanının, Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve diğer tüm komiserler ile birlikte heyet halinde parlamentodan onay almaları şart.
Aşırı sağ birleşebilir mi?
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni AP içinde sağ partileri tek çatı altında birleştirmeyi umduğunu söylemişti, ancak başta Rusya olmak üzere birçok konuda anlaşmazlıkları bulunuyor.
Avrupa Parlamentosu çatısı altında Le Pen’in Ulusal Birlik (RN) partisi şu anda Kimlik ve Demokrasi (ID) grubunda, Meloni’nin İtalya’nın Kardeşleri partisi ise Avrupa Muhafazakarlar ve Reformistler (ECR) grubunda yer alıyor.
Geçtiğimiz günlerde İtalya’nın Corriere della Sera gazetesine konuşan Marinne Le Pen “Bu birleşme zamanı, gerçekten yararlı olur. Biz birleşirsek Avrupa Parlamentosu’nun ikinci grubu oluruz. Böyle bir fırsatın kaçmasına izin vermememiz gerektiğini düşünüyorum” demişti.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in merkez sağ Avrupa Halk Partisi (EPP) ile güçlerini birleştirmek için görüşmeler yapan Meloni, sağdaki tüm taraflarla işbirliğine açık olduğunu söylemişti.
Le Pen’in bu açıklamaları, ID grubunun bir dizi skandalın ardından aşırı sağ Almanya için Alternatif’ (AfD) partisini ihraç etmesinden sadece birkaç gün sonra geldi. Grup ayrıca İtalyan hükûmetinde Meloni ile koalisyon hâlindeki göçmen karşıtı parti Lega’yı da içeriyor.
AP’deki aşırı sağ olarak nitelendirilebilecek partiler şu anda kabaca dört gruba ayrılıyor ve seçimi çevreleyen en büyük sorulardan biri ise sonrasında nasıl bir tavır takınacakları. Hepsi birlikte çalışırlarsa – ki bu hâlâ pek olası görünmüyor – Parlamentodaki 2 numaralı güç olabilirler. En son tahminler, ID’nin 68 ve ECR’nin 71 sandalye kazanacaklarını gösteriyor; bu da toplamda 139 milletvekili yapıyor. ID’den ihracının ardından grupsuz kalan AfD’nin 17 ve şu an bağımsız olan Macaristan Başbakanı Orban’ın partisi Fidesz’in son tahminlere göre 12 sandalye kazanması bekleniyor. Böylece şu an bölünmüş hâldeki aşırı sağın toplam sandalye sayısının 165’in üzerinde olması bekleniyor.
Politico‘nun anketlerine göre, Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı (S&D) 144 sandalye kazanırken EPP grubunun 174 sandalye kazanması bekleniyor. Bu durum da AfD dışarıda kalsa bile ID ve ECR’nin birleşerek Orban’ın partisi Fidesz’i saflarına kattıkları takdirde AP’deki en büyük ikinci grup olabileceklerini gösteriyor.
Viktor Orbán’ın seçimden sonra Fidesz partisini de ECR grubuna dahil edeceğine dair öngörüler var. Ancak tabii bu olası ittifakların bazı kırılganlıkları da var. Örneğin ECR’deki Çekler ve Rumenler, Kremlin’e sempati duyan milliyetçi Macarlarla takım kurmak istemiyorlar.
Le Pen’in Ulusal Birlik partisi, Avrupa yanlısı ana akım tarafından uzun zamandır işbirliği için çok aşırıcı olarak kabul ediliyor. Bu nedenle Meloni ile işbirliği Le Pen için çifte kazanç olabilir. Böylece Avrupa’nın gündemini etkilemek ve halkın gözünde Ulusal Birlik’i ana akım sağa daha fazla getirmek avantajını elde edebilir. Bu durum Le Pen’in, Fransa’nın 2027 seçimleri için de kitlesini genişletebilmesine olanak sağlayabilir. Marine Le Pen, söyleşisinde Meloni hakkında şunları söyledi: “Onun ve benim, ülkelerimizin kontrolünü geri almak da dahil olmak üzere temel konularda hemfikir olduğumuza inanıyorum.” Meloni ise yaptığı bir açıklamada solu hariç tutarak sağ ittifaklara açık olduğunu dile getirdi. Meloni’nin bu tavrı seçim öncesinde kapıları ne EPP’ye ne ID’ye kapatmamak olarak yorumlanıyor.
Le Pen’in bu çabası merkez sağ Avrupa Halk Partisi ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen için bir tehdit oluşturuyor. Çünkü Ursula von der Leyen’in yaklaşan seçimlerde partilerin nasıl performans gösterdiğine bağlı olarak Meloni ve ECR’ye ihtiyacı olacak gibi görünüyor. ID ve ECR’nin ittifak yapması hâlinde von der Leyen’in ikinci kez Avrupa Komisyonu Başkanı olması engellenebilir. Ayrıca böyle bir ittifak, AB politikasının yönünü daha da sağa kaydırabilir. Aylardır, von der Leyen ve EPP, Meloni’nin ECR’si ile bir koalisyonu dışlamadıklarını dile getiriyorlar. Bu yönde von der Leyen Meloni’nin göç hakkındaki görüşlerine yaklaşırken, Meloni müttefiki Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ı Ukrayna’ya AB yardımı konusunda anlaşmaya varmak için masaya getirerek, yeni seçilecek parlamentoda işbirliği için potansiyel bir fırsata dair sinyal verdi.
Meloni 2022’de İtalya’da iktidara geldiğinde, Avrupalı liderler tarafından ana akım muhafazakarların kol mesafesinde tutmak istediği aşırı sağ bir politikacı olarak görülüyordu. Şimdi ise, von der Leyen ile olan ilişkisi nedeniyle kısmen daha ana akım bir muhafazakar olarak tasvir ediliyor.
Pazartesi günü İtalyan Rai TV’ye konuşan Meloni, siyasi grubunun seçimlerden sonraki Avrupa Parlamentosu’nda çok önemli bir rol oynayabileceğini söyledi. Anketlere göre, “Adım adım bir değişim yaratabilecek olan sadece biz muhafazakarlarız.” diyen Meloni’nin Avrupa Parlamentosu’ndaki en büyük grup olarak kalması beklenen EPP ile işbirliği daha yararlı olabilir. Öte yandan ECR içerisinde, Le Pen’in teklifinin Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesindeki Fransız kampanyası bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini dile getirenler de var.
Geçen hafta bir dizi skandalın ardından Ulusal Birlik’in Almanya için Alternatif (AfD) partisine yönelik eleştirisi, ID grubunun AfD’yi ihraç etmesini beraberinde getirmişti. Le Pen’in AfD’ye karşı mesafe alması, 2027’deki Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce partisini normalleştirme girişimi olarak da okunuyor.
AfD’yi Kimlik ve Demokrasi grubundan dışlamak, aşırı sağı daha da parçalı hâle getirirken, Ulusal Birlik’i de yeni müttefikler bulmaya itiyor.
(Kaynak: Perspektif. eu ve DW Türkçe)