Ayhan Bora Kaplan’ın bir numaralı sanığı olduğu, 18’i tutuklu 61 sanıklı organize suç örgütü davasının üçüncü tur duruşmalarının ilk celsesi, bugün (9 Eylül) Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Cezaevi kampüsündeki duruşma salonunda görüldü.
12punto’dan Müyesser Yıldız’ın haberine göre; 8 yıl önce, Ayhan Bora Kaplan’ın öldürttüğü iddia edilen Mahfuz Tatar’ın annesi Aslıhan Tatar ile kardeşi Vesile Tatar, mahkemede tanık olarak verdikleri ifadelerinde sanıklardan şikayetçi olduklarını ve davaya katılmak istediklerini söyledi.
Mahfuz Tatar’ın, Mayıs’taki duruşmada tanık olarak dinlenen diğer kardeşi İlhan Tatar ise söz alarak, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Yargıtay üyesi ve eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın da olayın içinde olduklarını iddia ederek, “Devlette bir çeteleşme var. Bunlarla da hukuk çerçevesinde hesaplaşılmasını istiyorum” diye konuştu.
Sanıktan yargılanan emniyetçilere: “Kendileri de suça karıştı ve yargılanıyorlar”
Sanıklardan Tansel Aktan ise davayla ilgili tahkikatı başlatan ve davada gizli tanığı olduğu ortaya çıkan firari sanık Serdar Sertçelik’in Mayıs ayında yayımladığı Youtube videolarında dile getirdiği “Hükümet üyeleri aleyhinde ifade vermeye zorladılar” iddiaları sonrası görevlerinden alınarak haklarında dava açılan emniyet müdürlerini suçladı. Tansel Aktan, şunları söyledi:
“Önce suçlu yakalandı, sonra deliller yaratılıp dosya oluşturuldu. Kolluk kuvvetlerindeki aşırı güç zehirlenmesi kanunsuzluk yapmalarına yol açtı. Kendileri de suça karıştı ve yargılanıyorlar. Yaptıkları kanunsuz işler bir şekilde ayaklarına dolandı.”
Mayıs ayında Ankara Emniyeti’ndeki görevlerinden alınan eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, eski Ankara Emniyeti Organize Şube Müdürü Kerem Gökay Öner, eski Ankara Emniyeti Organize Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan ve eski Ankara Emniyeti Organize Şube komiseri Ufuk Gültekin’in aralarında olduğu emniyetçilerin “görevi kötüye kullanma”, “göreve ilişkin sırrın açıklanması”, “suçluyu kayırma” ve “tanığı etkilemeye teşebbüs” suçlamalarıyla yargılandığı davanın geçen haftaki duruşmasında tüm tutuklu sanıklar tahliye edilmişti.
“Önüme konan ifadeyi imzalasam 17-25 Aralık gibi bir şey yapacaklardı”
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, organize suç örgütünün liderliğiyle suçlanan Ayhan Bora Kaplan’ın ifadesi dinlendi.
Kaplan, soruşturmayı yürüten polislerle ilgili şu iddialarda bulundu:
“17/25 Aralık’ı yapan iki-üç polis ve bir savcıydı. Benim önüme koydukları ifadeyi imzalasaydım 17-25 Aralık gibi bir şey yapacaklardı. Hasan Doğan, Bekir Bozdağ, Mücahit Arslan; daha neler neler var.
“Bunlarda ne din, iman, vicdan ne Allah korkusu var. Bunlar hangi örgütten; anlayamadım.
“(Geçen hafta tahliye edilen eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı) Murat Çelik’in kıymetli oğlu FETÖ’cülere, Cumhurbaşkanı’na suikasttan yargılananlara para göndermiş. Yine Murat Çelik’in ‘Tanımıyorum’ dediği Nurullah Kopuk’la oğlunun 500 bazı, para hareketleri var.”
Ayhan Bora Kaplan, polislerin, 15 Temmuz darbe girişimi Ankara’da TRT binasına gittikleri sırada elindeki silahları nereden aldıklarını sorduklarını tekrarları ve şöyle konuştu:
“‘Süleyman Soylu gönderdi’, ‘İstihbarat, MİT verdi’ dememi beklediler. Ben böyle namussuz değilim.”
“Polislerin davasıyla bu dava birleştirilsin”
Kendilerine operasyon yapan polislerin yargılandığı dava ile bu davanın birleştirilmesini talep eden Ayhan Bora Kaplan, “Beraber yargılanalım” dedi.
Ayhan Bora Kaplan, savcı ve polislerin bazı WhatsApp yazışmalarının okuduğu sırada şöyle konuştu:
“Cuma, namaz sizi çarpsın. Cuma’dan çıkıp sahte delil uyduruyorsunuz.”
“Yurtdışında kumardan kazandığım 1 milyon doları yurda getirmişim”
Ayhan Bora Kaplan, hakkında açılan kara para davasının da bu davayla birleştirilmesini talep eden Ayhan Bora Kaplan, şunları söyledi:
“Kara para dediklerinin kaynağını bulamamışlar. Ben yurtdışında kumardan kazandığım 1 milyon doları yurda getirmişim, yurtdışına giderken yanımda 50 bin dolar var diye suçlanıyorum.”
Mahkeme’ye: “Medyanın baskısında kalmayın”
Ayhan Bora Kaplan, firari sanık Serdar Sertçelik olduğu ortaya çıkan gizli tanık M7 için “M7 yok, Allah belasını vermiş” dedi. Daha sonra ifadesini çeken gizli tanık Ü5 için ise “Ü5 yok. İfadesini çekti. Allah onun da belasını versin” diye konuştu.
Operasyonu yapan polisler hakkında savcılığa, savcı hakkında da HSK’ya suç duyurusunda bulunduğunu belirterek mahkemeden bunların sonucunun sorulmasını isteyen Ayhan Bora Kaplan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Murat Çelik ve ekibini Allah daha beter etsin. Rabbim, Savcı Mustafa Kaya’ya da nasip etsin. Medyanın baskısında kalmayın. Medyaya bakarsanız biz caniyiz.”
Ayhan Bora Kaplan’ın beyanlarını tamamlaması üzerine izleyicilerden alkışlayanlar oldu.
Mahkeme Başkanı, polislerin yargılandığı davanın iddianamesi ve duruşma tutanaklarının istenmesi için 13. Asliye Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılmasına karar vererek 11 Eylül Çarşamba günü devam etmek üzere celseyi sonlandırdı.