Dün (27 Nisan) Resmi Gazete’de yayımlanan karar 9 ay sonra yürürlüğü girecek. Kararla birlikte, kadınların evlendikten sonra yalnızca bekârlık soyadlarını kullanabilmek için dava açmalarına gerek kalmayacak.
Karar ile Türk Medeni Kanunu’nun 187’inci Maddesi’ndeki “Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir” hükmü, eşitliğe aykırı bulunarak iptal edildi.
İstanbul 8’inci Aile Mahkemesi, “Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir” düzenlemesinin iptali için AYM’ye başvurdu.
İstanbul 8’inci Aile Mahkemesi iptal kararını, “Erkeğin doğumla kazandığı soyadını ömrü boyunca kullanması mümkünken, aynı hakkın kadına tanınmamasının eşitlik ilkesi ile bağdaşmadığı” gerekçesi ile istedi.
Başvuruyu değerlendiren Yüksek Mahkeme, Medeni Kanunun 187’inci Maddesi’nde bulunan hükmü iptal etti. Kararda, Anayasa’ya göre kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğu, ailenin de “eşler arasında eşitliğe dayandığı” ifade edildi.
Kararda, erkeğin evlenmeden önceki soyadını evlendikten sonra da tek başına kullanabildiği halde, kadının evlenmeden önceki soyadını evlendikten sonra ancak kocasının soyadının önünde kullanabileceği öngörülerek eşler arasında cinsiyet temelinde farklı muamelenin yapıldığı ifade edildi.
Kararda, kadının evlenmeden önceki soyadını yargı yoluna başvurarak kullanabildiği anımsatılarak, şu ifadelere yer verildi:
“Eşitlik ilkesinde esas olan kadının yargı yoluna başvurmaksızın erkek ile eşit haklardan yararlanabilmesidir. AİHM, AYM ve Yargıtay kararları kadının evlenmeden önceki soyadını evlendikten sonra tek başına kullanabilmesine sınırlı bir imkan tanımıştır. Tüm gelişmelere rağmen varlığı korunan ve idare makamlarınca uygulanmaya devam edilen kural nedeniyle kadının herhangi bir külfete katlanmak zorunda kalmaksızın evlenmeden önceki soyadını tek başına kullanabilmesi mümkün olmamıştır. Ortak soyadının aile bağlarını korumanın zorunlu olduğunun, bu manada eşlerin ortak soyadı taşımamaları halinde aile bağlarının hiçbir şekilde korunamayacağının söylenmesi de zordur. Evlenmeden önceki soyadının, evlendikten sonra da tek başına kullanılması bağlamında kadın ve erkek arasında kuralla öngörülen farklı muamelenin nesnel ve makul bir temele dayanmaması sebebiyle eşitlik ilkesini ihlal ettiği sonucuna ulaşılmıştır.”