DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bugün (5 Eylül) partisinin Avcılar ilçe binasının açılışında konuştu. Sabah saatlerinde Garip Dede Dergâhı Vakfı’nı ziyaret ettikten sonra Avcılar’da halka seslenen Babacan şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye bir yol ayrımına geldi. Artık dönülmez akşamın ufkundayız. İktidar ortakları seçim matematiği işine başladı. Ne zaman ki mevcut kurallarla seçimi artık kazanamayacaklarını anlarlar, o zaman kanunlarla oynamaya başlarlar. Hangi iktidar seçim mühendisliğine başladıysa, halkımız bunun çarpmasını da bölmesini de toplamasını da sandıkta onlara öğretti. Yine öğretir. En kısa zamanda iktidarın büyük ve küçük ortaklarıyla vedalaşacağız. Direksiyona geçip Türkiye’yi hızla huzura, barışa ve adalete götüreceğiz.”
“Adaletsiz hesaplaşma huzur getirmez”
“Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Gücü ele geçirenin zayıfı ezdiği, nöbetleşe zorbalığın hüküm sürdüğü bir Türkiye’ye, bir daha asla izin vermeyeceğiz. Türkiye’yi, öfkeye teslim etmeyeceğiz. Her gecenin bir sabahı, her kışın bir baharı ve her kavganın bir barışı vardır. Kutuplaşmadan, bağırış çağırıştan kimseye fayda gelmez. Adaletsiz hesaplaşma huzur getirmez. Biz bu lanetli yola girmeyeceğiz.”
“Ülkemizi azgın azınlığa bırakmamakta kararlıyız”
“19 yıldır yıpranmış, yönetme kapasitesini yitirmiş, günübirlik hesapların içinde kaybolmuş bu iktidarı, önümüzdeki ilk seçimde millet olarak değiştireceğiz. Ancak ülkemizi intikamdan, rövanştan beslenen azgın bir azınlığa bırakmamakta da kararlıyız.”
”Kurucu değerler hepimizin; kimsenin tapulu mülkü değil”
“Kurucu değerlerimizin, hiçbir grubun aleyhine kullanılmasına geçit vermeyeceğiz. O değerler hepimizin, kimsenin tapulu mülkü değil. Baskıya dayalı bu çağdışı bakışa dimdik karşı duracağız. Türkiye’de hiç kimse kendisini üvey evlat hissetmeyecek. Bu memleket bizim, bu memleket hepimizin. Türk’üyle, Kürt’üyle, Alevi’siyle, Sünni’siyle bu memleket hepimizin.”
“Millî günlerimiz üzerinden dindar vatandaşlara göndermeler yapılmasına izin vermeyiz”
“Neredeyse her millî bayramımızda Türkiye’nin dindar insanları adeta bir sınava çekiliyor. Gözümüzden kaçmıyor. Laiklik ilkesini yıllarca çarpıtan zihniyet hak ve özgürlükler üzerinde kurduğu baskıyla, laiklik kavramını bir süre lekeledi. Temel hak ve özgürlükleri kısıtlayanlar, yanlış anladıkları laiklik kavramının arkasına yıllarca sığındılar. Aynı zihniyet, arada sırada inançlı vatandaşlarımıza da göndermeler yapıyor. Millî günlerimiz üzerinden, bu ülkenin dindar vatandaşlarına göndermeler yapılmasına izin vermeyiz. Bu zihniyete pabuç bırakmayız. Kimse boşuna heveslenmesin.”
“Devletin her kademesini her kimlikten vatandaşımıza açacağız”
“Devletin her kademesini her kimlikten vatandaşımıza açacağız. Bu sabah Alevi vatandaşlarımızın derneğine uğradık. ‘Türkiye’de 900 küsur kaymakam var, bir tane Alevi kaymakam olmaz mı?’ dediler. Bu ayrıştırıcı yönetim zihniyetini tarihe gömeceğiz. Liyakati esas alacağız, tek tipçi zihniyete son vereceğiz.”
“Senelerce mücadele ederek kazandığımız hakların teminatıyız”
Oyunu daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’a veren seçmenlere ayrıca seslenen Babacan şunları söyledi:
“AK Parti’nin, Sayın Erdoğan’ın artık yazacak yeni bir hikâyesinin kalmadığını en iyi sizler biliyorsunuz. Ben de sizlerin tertemiz duygularınızın hiçbir zaman eksilmediğini, eksilmeyeceğini biliyorum. İktidarın bu ağır yükünü sineye çekmekten usandığınızın farkındayım. Artık işler değişiyor; gelin, yepyeni bir birliktelikle umut olalım; Türkiye’ye deva olalım. Senelerce mücadele ederek kazandığımız hakların hepsinin teminatı biziz. Kazanılmış haklardan tek bir gram dahi eksilmesine müsaade etmeyiz ancak gasp edilen hakların iadesi için sonuna kadar çalışırız. Bu yolda gönül gönüle yürüyeceğimize canı gönülden inanıyorum.”
“İstanbul depremi, Türkiye’nin meselesidir”
“Sayın Erdoğan İstanbul’a ihanet ettiğini söylemişti. İstanbul’da ne kadar dikey yapılaşma varsa hepsi bilgisi dahilinde. Bir de ‘Yatay yapılaşmadan yanayız’ diyor. Madem öyle, bu İstanbul’un hali ne? İstanbul depreme hazırlandı mı? Biz İstanbul depremi sorununu Türkiye’nin meselesi olarak görüyoruz. İstanbul için kanal manal değil, ‘Hayat İstanbul’ projesini hazırlıyoruz. Uygun şehir planlama, mühendislik ve finans imkânlarını İstanbul’a sağlayacağız. Çünkü güvenli konutta yaşama hakkını temel bir insan hakkı olarak görüyoruz.