“Mart 2024 Tarihinde Yapılacak Mahalli İdareler Seçimleri Kapsamında” başlığıyla yerel seçimlere ilişkin bir yazılı açıklama yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Akbelen’de ağaç kesimine düzenlenen protestoları Gezi Parkı olaylarına benzetti.
Bahçeli, “Muğla Akbelen’de başta CHP Genel Başkanı olmak üzere, nöbetçi provokatörlerin günlerdir iç huzuru tahrip çabası gözümüzden kaçmamıştır. Günbegün eriyen bir partinin ve marjinal yedeklerinin Akbelen’den bir Gezi Parkı kalkışması çıkarmak için her alçaklığa tevessül ve teşebbüs ettikleri açıktır” dedi.
Bu ifadeleri kullanan Bahçeli, 2013 yılında Gezi Parkı olaylarının yaşandığı günlerde, Erdoğan’a “Bir yandaşına inanıyorsun da binlerce gencin, ailelerinin endişelerine, kaygısına niye kulak vermiyorsun?” diye sormuş ve Erdoğan’ı “Bölücülük yapmakla” suçlamıştı.
Bahçeli’nin yaptığı bir diğer açıklama ise MHP’nin resmi Twitter hesabından #direngeziparkı etiketiyle paylaşılmıştı.
Devlet Bahçeli, Gezi Parkı eylemlerinin devam ettiği günlerde yaptığı konuşmalarda da eylemcilerin doğayı koruma taleplerine destek vermişti:
“Ağacı sökerek, yeşil alanları kapatarak alış veriş merkezi yapma niyetinde olan ve Topçu Kışlası inşa etmek amacı güden AKP iktidarı ülkemizin her tarafına yayılan itirazlarla karşılaşmıştır. Nitekim Başbakan Erdoğan’ın doğayı katletme pahasına AVM merakı anlaşılır gibi değildir. Taksim’i rantiyecilerin iştahına bırakma düşüncesinin ve hazırlıklarının kabul edilir, insaf ve izana sığar hiçbir yanı bulunmamaktadır. Taksim Gezi Parkı’nda olaylara sebebiyet veren ana faktör öncelikle Topçu Kışlası’nın yeniden inşası ve bu çerçevede başlatılan yıkım ve yağma faaliyetidir. İstanbul’un göbeğinde nefes borusu işlevi gören ağaçların kesilmesi ve yeşilin örtülmesi haklı olarak tepkiyle karşılanmıştır. Polisin aldığı emir doğrultusunda sert tutum takınması, gaz bombası kullanarak eylemcileri dağıtma girişimi doğal olarak süreci şirazesinden çıkarmıştır. Başbakan Erdoğan’ın Taksim’i kafasına göre talan etme ısrarı, AKM’yi yıkma açıklamaları ve hoşgörüyü dışlayan tutumu Taksim’i savaş alanına çevirmiştir. Bizim açımızdan ağaç katliamı, Gezi Parkı’nın rantiyecilere peşkeş çekilme hazırlıkları kesinlikle gayri meşru ve gayri hukukidir. Bu sebeple masumane şekilde çevreyi koruma duyarlılığı, yeşile sahip çıkma hassasiyeti şüphesiz saygıyı hak etmektedir.”
“Taksim Gezi Parkı’yla vasat bulan eylem ve gösteriler farklı yönleriyle ele alınmalı, mesajlar doğru okunmalı ve ortaya çıkan gerçekler derinlemesine analiz edilmelidir. Bunu da yapması gereken en başta Başbakan ve hükümetidir. Taksim geriliminin ana ve sıklet merkezi Başbakan’ın kuru inadı, hoşgörüsüz tavrı ve “benden başkası hükümsüzdür” anlamına gelen miadı dolmuş siyaset dilidir. Olan biten tüm vakaları yalnızca sökülen ağaçlara, Topçu Kışlası’nın yapımına ve alış veriş merkezi inşasına bağlamak bir tarafı eksik bırakacaktır. Şüphesiz Taksim’de yeşili kapatmak, ağaçları kesmek ve Gezi Parkı’nı gezilemez yer haline getirmek olayları tetiklemiştir .Ancak meselenin gerisinde birikmiş öfke ve kızgınlıkların da bir hayli tesiri görülmektedir. İktidarın bugüne kadarki tutum ve tercihleri, ceberrut eğilimleri Taksim’de ters tepmiş ve kabaran toplumsal dirençle karşılaşmıştır.”