MHP lideri devlet Bahçeli’nin açıkladığı yeni anayasa taslağı çok önemli olduğu halde kamuoyunda yeterince tartışılmadı, hatta anlaşılmadı bile. Tam metni henüz açıklanmasa da Bahçeli’nin basın toplantısında okuduğu metin CB hükümet sisteminde nasıl ciddi sorunlar olduğunu ortaya koyuyor…
Çözüm için de Başkan’ı değil, Meclis’i ve kurumları güçlendiren öneriler getiriyor.
Parlamenter sistemdeki başbakana benzeyen bir ‘başkan’ öneriyor.
Parlamenter sistemdeki tarafsız Cumhurbaşkanı’nın siyasi işlevini de Meclis Başkanına veriyor.
Bu bakımdan Beştepe’de memnunlukla karşılandığını sanmıyorum.
‘Başkan’ın yetkileri
CB sistemi yerine “başkanlık sistemi” diyen Bahçeli, kişisel yönetimin ağır sakıncalarını gidermek için olsa gerek, sistemin “kurumsal yapıya kavuşturulmasını” öneriyor:
Sadece ‘başkan’ değil, iki yardımcısı da halk tarafından seçilecek. Yürütme seçilmiş “tek kişi”den değil, üç kişiden oluşacak.
Başkanlık sistemlerinde “kabine” yani kurumsal yetki ve sorumluluk yoktur, sistem “tek kişilik”tir. Bahçeli ise, anayasada, parlamenter sistemdeki bakanlar kuruluna benzeyen bir “Başkanlık kabinesi” öneriyor. Dahası, “başkanlık hükümet programının Meclis’e sunulmasını” öngörüyor. Bu da parlamenter sistemdeki güven oyu uygulamasına benziyor.
Bugünkü CB sisteminde “Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri, teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenir.” (Md. 106)
Bahçeli’nin modelinde ise “idarenin kuruluşunda kanunilik ilkesinin sağlam ve sağlıklı bir içeriğe taşınması” öngörülüyor. Bu gerçekten acil bir ihtiyaçtır çünkü tek kişilik kararnamelerle kurumlar hayli zaafa uğratıldı.
Bahçeli’nin önerisinde Merkez Bankası anayasal kuruluş haline getiriliyor. Bunun anlamı son derece açık: CB sisteminde Merkez Bankası KHK’larla tapu müdürlüğü durumuna düşürüldü.
Merkez Bankası’nın iktidara karşı bağımsızlığının anayasayla düzenlenmesi benim yıllardan beri savunduğum bir görüştür.
Bir de “Türkiye Liyakat Kurumu”ndan bahsediliyor. İçeriğini bilmiyoruz ama bunun da ne almama geldiği bellidir!
Meclis’e yeni yetkiler
CB sisteminde Meclis fiilen hiçbir denetim yetkisi olmayan bir ‘kanun makinesi’ durumuna düşürüldü. MHP’nin önerisinde, Meclis’in yetkileri “kanun yapımında, antlaşmaların onaylanmasında ve sona erdirilmesinde, bütçenin kabul edilmesinde, anayasal kurum ve kuruluşlara üye seçmede, meclis soruşturması açılmasında kuvvetlendirilmiştir.”
Bunun da içeriği açıklanmadı. Fakat uluslararası antlaşmaların “sona erdirilmesinin” de Meclis’in yetkisine verilmesinin anlamı açıktır.
Gerçekten Meclis’in kanundan bile güçlü olan onayının, tek imzayla kaldırılması hukukun kabul edebileceği bir şey değildir.
Çok önemli bir husus da “tarafsız” ve gerektiğinde “uzlaştırıcı, arabulucu” bir yüksek makama olan kuvvetli ihtiyacın hissedilmiş olmasıdır. Parlamenter sistemde bu işlevi partisiz cumhurbaşkanı yapar. Bahçelinin metninde, “tarafsız, uzlaştırıcı, arabulucu” kavramları vurgulanarak bu işlev Meclis Başkanına veriliyor.
Meclis Başkanlığı böyle bir işlev için yeterli değildir ama CB sisteminin ülkeyi nasıl dengesiz ve denetimsiz bir kutuplaşmaya sürüklediğinin görülmüş olması son derece önemlidir.
Yargı için öneriler
Yargı konusunda “bağımsız ve tarafsız yapılanma” kavramı kullanılıyor. HSK yerine “Yargı Yüksek Kurulu” öngörülüyor. Bunların içeriğini bilmiyoruz ama HSK’nin nasıl sakat bir kurum olduğu belli ki orada da görülüyor.
Yargıya ilişkin atamalarda Meclis’in yetkilerinin artırılması, Cumhurbaşkanı’nın yetkilerinin azaltılması anlamına geliyor tabii.
Anayasa Mahkemesi “yüksek mahkeme” olmaktan çıkarıyor, “özel statü”de bir kuruluş haline getiriliyor; yine içeriğini bilmiyoruz. Bence, aksine, AYM’nin yetkileri ve bağımsızlığı güçlendirilmelidir.
Onarmak mümkün mü?
Modelin içeriği açıklandığında ayrıntılarını yazacağım.
Bahçeli’nin açıklaması hem CB sistemindeki sorunları gözler önüne seriyor hem parlamenter sistemdeki kurumsal yürütme ve tarafsız cumhurbaşkanı ilkelerinin önemini ortaya koyuyor.
Bu bakımdan önemlidir, ciddiyetle tahlil edilmelidir.
Ancak hukuki kurumlaşması zayıf toplumlarda başkanlık sistemi ne kadar onarılsa da sorunları giderilemez. Bence doğru olan güçlendirilmiş parlamenter sistemdir.