MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin konuşmasından satır başları şöyle:
‘Tek’ler formülüne ilave: ‘Tek dil’
Bizim dayandığımız ilkeler: Tek vatan, tek bayrak, tek millet, tek devlet ve tek dil ülküsüdür. Tek devlet, üniter yapının korunmasını, tek millet, Türk milleti kimliğinin devamını; tek bayrak, milli devletin bekasını, tek dil, resmi dilin yalnızca Türkçe olabileceğini, tek vatan ise, ülkemize ortak koşulamayacağını ilan etmektedir. Ve bunlar da bizim kırmızı çizgilerimizdir.
Sezen Aksu’nun şarkısı: “Herkes aksini söylese de MHP bu görüşte olamaz”
Hazreti Adem ile hazreti Havva’ya cahil demek bir sanatçı marifeti, demokratik bir hak, sıradan bir şarkı sözü olarak değerlendirilemez. Herkes aksini söylese de MHP bu görüşte olamaz. Hakaret eden, küfreden, faşizan arzularını ilk fırsatta ifşa eden kim olursa olsun bunun sonuçlarına mutlak suretle katlanmalıdır.
İmamoğlu, kar, büyükelçi
İstanbul Belediye Başkanı Birleşik Krallığın elçisiyle yapacağı görüşmenin randevusunu 25 gün öncesinden aklında tutmuştur da yapılan uyarıları aklında tutamamıştır. Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenmiştir.
Balığa tuz dökmüştür de yollara tuz dökecek yönetim becerisini gösterememiştir. İstanbul’da balık baştan tuz da hepten kokmuştur. İstanbul İstanbul olalı böyle zulüm görmedi.
Büyükelçiyle yemek, karla mücadele kadar önemli diyecek kadar şirazesi kaymıştır. Bir büyükelçiyi 16 milyon İstanbulludan fazla önemseyen bir kişiye Türk İslam medeniyetinin merkezi olan bu kent nasıl teslim edilecektir?
Niye ve ne maksatla bu görüşme yapılmıştır? Dışişleri Bakanlığı bilgilendirilmiş midir, görüşme önemliyse kağıt üzerine alınmış mıdır?
Son zamanlarda ülkemizde görev yapan büyükelçilerle yapılan görüşmeler dikkat çekicidir. CHP’nin büyükelçilerle düşüp kalkması tesadüf değil, milli iradenin dışında bir adımdır. İmamoğlu’nun sinsi faaliyetlerini görmek gerekir.