İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi, dün (18 Mayıs) ‘suç örgütü elebaşı’ suçlamasıyla 2005 yılından bu yana tutuklu bulunan, aynı zamanda Hrant Dink cinayeti davasında tanık olarak ifadesi alınan Kürşat Yılmaz’ın, 1999 ve 2005 yılları arasında işlediği iddia edilen ‘hürriyeti tahdit’, ‘yağma’, ‘tehdit’ suçlarından beraatine ve infazın durdurulmasına karar verdi. Mahkeme, sanık Kürşat Yılmaz’ın suçların tamamından ayrı ayrı beraatine hükmetti.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2005 esas sayılı dosyasının 35, 36, 39, 47,48,49 ve 51 numaralı hükümlerinin infazının sanık Kürşat Yılmaz yönüyle durdurulmasına karar veren mahkeme, gereği için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, bir başka suçtan hükümlü veya tutuklu değilse derhal serbest bırakılmasının istenilmesine, sanığın sabıka kaydındaki ilgili hükümlerin kayıttan çıkartılması için Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına ve sanığın tazminat davası açmaya hakkı bulunduğunun bildirilmesine hükmetti.
1990’lardan 2018’e…
Kürşat Yılmaz’ın adı 1990’lardan bu yana Alaaddin Çakıcı, Sedat Peker gibi isimlerle birlikte anıldı. Ancak Yılmaz’ın adını bir başka yerde üstelik çok da uzak olmayan bir tarihte 2018’de duyduk.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Selahattin Demirtaş’ın cezaevinden çıkarılması çağrılarına tepki göstererek, “Ülkü ve ülke sevdalısı olan, davalarının gözü kara yiğitleri olarak bilinen mesela Alaattin Çakıcı, mesela Kürşat Yılmaz, 100 bin ülkücünün imzasıyla aday gösterilseydi, bu kahramanlarımız için de cezaevinden çıkarılmaları için bir kampanya yapılacak mıydı?” diye sordu.
Bahçeli 12 Mayıs 2018’de attığı tweetlerde Selahattin Demirtaş’ın cezaevinden çıkarılması çağrılarına tepki göstererek, şöyle demişti:
“Peki, ülkü ve ülke sevdalısı olan, davalarının gözü kara yiğitleri olarak bilinen mesela Alaattin Çakıcı, mesela Kürşat Yılmaz, 100 bin ülkücünün imzasıyla aday gösterilseydi, bu kahramanlarımız için de cezaevinden çıkarılmaları için bir kampanya yapılacak mıydı? Bu kardeşlerimizi taş duvarların ardında çürümeye terk etmek ne kadar adil ve adaletlidir?”
Yılmaz’dan Bahçeli’ye…
Bahçeli’nin bu açıklamasından kısa süre sonra 17 Mayıs 2018’de Kürşat Yılmaz’ın Bahçeli’ye yazdığı mektup kamuoyuyla paylaşıldı. Bahçeli’nin açıklamasına duyarsız kalamayan Kürşat Yılmaz tutuklu bulunduğu Kandıra F Tipi Cezaevi’nden yazdığı mektupla teşekkür etti. Yılmaz’ın mektubunda şu ifadeler dikkat çekti:
“Türkmen Beyim ve sayın genel başkanım Devlet Bahçeli beyefendi sesimize ses kattı. Ülkü ve ülke sevdalısı olan davalarının gözü kara yiğitleri olarak değerli dostum ve arkadaşım Alaattin Çakıcı ve benim ismimi kullanarak bizleri onurlandırmışlardır. Bugüne kadar FETÖ kumpasıyla 14 yıldır tutsak olduğum bu cezaevinin artık tüm duvarları yıkıldı. Gökyüzü ile çiçek dolu kırlarıyla özgürlük ile aramda engel kalmadı. Bugünden sonra bilin ki tutsak tutulduğum cezaevlerinde beni ölünceye kadar tutsalar da önemi yoktur. Sürekli mafya liderliğini diline dolayanlara ve vatan hainlerine inat Devlet beyim mafya değil ülkü ve ülke sevdalıları kahraman gözü kara yiğitler olduğumuzu açıklamıştır. Sonsuz teşekkür ve minnetlerimle.”
Kürşat Yılmaz, karşılıklı mesajların üzerinden üç yıl geçtikten sonra artık özgür. Yılmaz’ın mahkeme kararıyla teyit edilmiş tazminat hakkı da var.