Bayramda Suriye’ye gidişleri yasaklamak vahim bir hata olur
Her bayram bu konu gündeme gelir, “madem Suriye’ye gidebiliyorlar, demek ki orası güvenliymiş” gibi yorumlar yapılır, yetkililer açıklama yapmaz, bilenlerin çoğu konuşmaz. Sonuçta meydan “Hani orada savaş vardı, madem gidebiliyorlar gelmesinler” diyenlere kalır.
Peki Suriye hâlâ güvenli değilse nasıl gidebiliyorlar?
Türkiye, Rusya ve İran’ın Astana sürecinde oluşturduğu “Geçici Güvenli Bölgeler” var. Suriye’nin çok küçük bir parçası; Kuzeyde, Türkiye sınırında yer alan dar bir şerit. Esad, YPG ve IŞİD kontrolündeki yerlere değil, işte bu bölgelere gidiyorlar. Suriye’nin geri kalanı hâlâ çok güvensiz.
Suriyeliler bayramda bayramlaşmaya mı gidiyor?
Hayır, bayramlaşmak veya turistik seyahat için gitmiyor. Gitmişken bayramlaşırlar da tabii, ama çoğunun bayramlaşmak için gidecek hali yok.
Büyük bir felaket yaşandı; her üç-dört ailede bir kayıp var; parçalanmış aileler var. Geride bıraktıkları aile fertleri, akrabaları, evleri, barkları ve eşyaları var. Esas onlar için gidiyorlar.
Neden bayramlarda gidiyorlar?
Çünkü sığınmacılar başka zaman ülkeden çıkınca bir daha dönemiyorlar. Devlet onlara yılda iki defa, iki bayramda kısa süreliğine gidip gelme imkânı veriyor. Bunun dışındaki tüm gidişleri “gönüllü geri dönüş” olarak görüyor ve gidenleri ülkeye bir daha almıyor.
Gidişleri yasaklamak neden vahim bir hata olur?
Sırf birileri bunu diline dolayacak, bazı muhalefet partileri ahlak dışı bir rahatlıkla, o insanların ne şartlarda gittiklerini pekâlâ bilmelerine rağmen bunu politik olarak yine istismar edecek diye on binlerce insan için çok hayati öneme sahip bir uygulamayı engellemek yanlış. Bu sosyal uyuma zarar verir, mültecilerdeki güvensizliği artırır ve yola çıkmaya hazırlanan aileleri çaresizlik içinde bırakır.
Ayrımcı önyargıya teslim olmak çözüm değil. Geri adım atarak, doğrulardan vazgeçerek onu yatıştırmak da mümkün değil. Bu politika kışkırtıcıların hanesine yazılır ve onların daha fazlasını talep etmesine basamak oluşturur.
Ne yapmalı?
Gidiş dönüşe engel olup bu insanlar için hayatı daha da zorlaştırmamalı. Yapılması gereken bu doğru uygulamanın arkasında durmak olmalı.
Devlete, hükümete düşen onların nasıl gidebildiklerini anlatmaktan ibaret. Daha önce açıklama yaptık, bir kez yaptım bitti denemez. Sürekli dezenformasyon sürekli bilgiyle karşılanmalı. Haritada güvenli bölgelerin yerini gösterip, işte buralara gidiyorlar denmeli.
Anlatıldığı halde çok muhtemeldir ki birileri tersini söylemeye devam edecek. Ama çok muhtemeldir ki makul bir çoğunluk işin doğrusunu bilecek ve hak verecek.
Sonuç hangisi olursa olsun bilgilendirme sorumluluğu yerine getirilmeli.