Günlerdir davet edilen gazeteciler üzerinden tartışılan organizasyon ‘duce’ toplantılarını andıran bir kalabalık eşliğinde alkışlanıyor.
Ben militan yandaş değilim, militan muhalif de değilim. Tam da bu nedenlerle ben ve benim gibi birkaç gazeteci ilk hazırlanan davetiye listelerinde olmamıza rağmen daha sonra listeden çıkarıldık.
Muhalefetin en radikal yüzleri davet edilmişti, ama eleştirel ya da ılımlı muhalif denilebilecek demokrat ve dindar muhafazakar kesimde hala itibar gören gazeteciler davet edilmemişti.
Sebebi çok basit.
Çünkü Ak Parti’nin hazine arazisi gibi etrafını dikenli telle çevirip temellük ettiği muhafazakar kesime söz söyleyebiliyor, sözümüzü iletebiliyoruz. Yaptığımız eleştiriler AK Parti mahallesinden ‘duyuluyor’ ve bu durum da beni AK Parti’deki kraldan çok kralcılar için ‘tehlikeli’ hale getiriyor.
O yüzden televizyondan izliyorum.
“Her şeyiyle milli iradenin ürünü yeni bir Anayasayı ülkemize kazandırmak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ilk hedeflerinden biridir. Bu yeni Anayasayı; Ülkemizin huzurunu güçlendirecek, milletimizin refahını yükseltecek, hukukun üstünlüğünü, çoğulculuğu, adaleti, hakkaniyeti tahkim edecek, her bir vatandaşımızın özgürlüklerini garanti altına alacak…”
Ve daha birçok güzel cümle.
Kulağa hoş gelen, ah gerçekten keşke olabilse dedirten.
Ancak ‘Çoğulculuk’ kelimesini duyunca beni alıyor bir gülme.
Yani Beyler, Romalılar, Efendiler sizin nereniz ‘çoğulcu’? Şaka mısınız?
Çoğulculuk farklı fikirlere, farklı yaklaşımlara asgari düzeyde de olsa açık olmakla ilgilidir ve evde, mahallede, partide başlar.
Siz kendi partinizde çoğulculuğa tahammül edemediniz.
Siz aynı hedefe inanmış ama siyasi olarak sizden farklı pozsiyonlara sahip olan kişilerle yöntemde ayrışmaya bile tahammül edemediniz.
Siz, sizin siyaseti normalleştireceğinize, yasaksız bir Türkiye vaadinize inanmış insanlara tahammül edemediniz.
Siz sizinle aynı kültür ve düşünce dünyasından olan insanların size Ömer adaletini salık vermelerine tahmmül edemediniz.
Siz, aynı mahalleden geldiğiniz beraber siyaset yaptığınız ve partinize değer katan insanların “Otoriterleşmeyelim, demokrat olalım” demelerine tahammül edemediniz.
Siz sizinle aynı değerler dünyasından olan insanların yapıcı düzeltici eleştirilerine tahammül edemeyip sosyal medya trol ve troliçelerini, tetikçi gazetecileri peşlerine taktınız.
Eh, işte en son, hedef kitlenize hitap etmekle beraber sizi eleştiren gazetecileri ve yazarları görmeye tahammül edemediniz.
O yüzden ‘çoğulculuk’ falan. Lütfen.
Olacağınızı söylediğiniz şey ile gerçekte olduğunuz şey arasındaki makas o kadar açık ki, size kanan boşlukta kaybolup gidiyor, eskaza bir yere tutunup kendini koruyabilenin de çıkmadık kemiği kırılmadık dişi kalmıyor.
24 Anayasasının 2021 sürümünü modelleyip yeniden devreye sokmuş halinizle, yeni çoğulcu demokrat bir anayasa yapacağınız fikri de böyle rüzgarda sürüklenen başıboş büyük bir torba gibi. Öylesine boş ve ne ile dolacağı belirsiz.