ABD Başkanı Joe Biden’ın Ukrayna’da Rus güçleri tarafından uygulanan vahşeti “soykırım” olarak tanımlaması, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski arasında “soykırım” tartışmasına neden oldu.
Macron, “Terimleri dikkatli kullanalım. Soykırım tanımı yapmak hukukçuların işidir, politikacıların değil” derken, Rusya ile 50 gündür savaşan Zelenski’den, “Macron’un sözleri çok incitici” yanıtı geldi.
Ukrayna Parlamentosu ise Rus birliklerinin ülkedeki uygulamalarını “soykırım” olarak tanımlayan bir karar aldı.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un meslektaşlarını Rusya’nın Ukrayna’daki vahşetini tanımlarken sözlerini dikkatli seçmeye çağırması, Washington, Paris ve Kiev arasında “soykırım” tartışmasına yol açtı.
Mariupol’un yerle bir edilmesi ve Kiev’in Buça banliyösünde sivillerin infazı da dahil olmak üzere Ukrayna’da çok sayıda soruşturma yürütülürken, uzmanlara göre, Rusya’nın Kiev bölgesini işgali ve Buça katliamı, geride savaş suçlarına dair kanıtlar bıraktı. Devam eden soruşturmalar ABD Başkanı Joe Biden’ı Rusya’yı soykırım yapmakla suçlamaya yöneltti. Macron ise uluslararası toplumun “bu çizgiyi” geçmemesi gerektiğini ifade etti.
Başkan Biden, “soykırım” kelimesini kullanmasının gerekçesini, “Evet, buna soykırım dedim çünkü Putin’in Ukraynalı olma fikrini bile ortadan kaldırmaya çalıştığı giderek daha açık hale geliyor” sözleriyle açıkladı.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron ise, “soykırım” kelimesine karşı uyararak, “Terimlerin dikkatli kullanılması gerektiğini, bunun savaşı tırmandırabileceğini, barışı getirmeye yardımcı olmayacağını” söyledi.
Macron, “Soykırımın bir anlamı var. Ukrayna halkı ve Rus halkı kardeş halklar. Bugün olanlar delilik. Bu inanılmaz bir vahşet. Ama aynı zamanda gerçeklere bakıyorum ve savaşı durdurmak ve barışı yeniden sağlamak için elden gelenin en iyisini yapmaya devam etmek istiyorum” diye konuştu.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Quebec’te gazetecilere verdiği demeçte, “Giderek daha fazla insanın Rusya’nın, Putin’in ne yaptığı konusunda soykırım kelimesini kullanmasının kesinlikle doğru olduğunu düşünüyorum. Sivillere saldırma, cinsel şiddeti bir savaş silahı olarak kullanma arzusunu gördük. Bu kesinlikle kabul edilemez” dedi.
ABD’nin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Büyükelçisi Michael Carpenter ise, Biden’ın “soykırım yorumlarının ABD’nin resmi pozisyonunu temsil etmediğini” belirtti. Carpenter, Biden’ın “açık bir ahlaki tespit” yaptığını, ancak yasal bir incelemenin sürdüğünü ve “tamamlanmasının biraz zaman alacağını” da sözlerine ekledi.
Avustralya Başbakanı Scott Morrison da “soykırım” terimini kullanmadan, Putin’in Ukrayna’daki savaş suçları ve yaşanan vahşet nedeniyle hesap vermesi gerektiğini söyledi.
Zelenski’den Macron’a sitem
Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un özellikle “Ukrayna’da çok acı bir gerçek yaşanıyor. İki kardeş halk birbirini öldürüyor. Buna engel olmamız gerekiyor” sözleri, Kiev’de sert tepkiyle karşılandı.
Ukrayna Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Oleh Nikolenko, “Kardeş halklar birbirini öldürmez, sivilleri vurmaz, kadınlara tecavüz etmez, yaşlıları sakat bırakmaz, kardeşlerinin evlerini yıkmaz. En azılı düşman bile savunmasız insanlara karşı vahşet uygulamaz” sözleriyle tepkisini gösterdi.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz ise “soykırım” terimini kullanmayı reddetti ve “savaş suçlarından” bahsetmekle yetindi. Scholz, Alman radyosu RBB’ye, “Bu korkunç bir savaş ve savaş suçları işleniyor” dedi.
Biden’ın sözlerini “Gerçek bir liderin gerçek sözleri” diyerek alkışlayan Cumhurbaşkanı Zelenski ise, Macron’un “sözlerine kırıldığını” dile getirdi. Zelenski, “Macron’un Rus ordusu tarafından işlenen soykırım suçunu reddetmesi çok incitici. Kendisiyle bunu konuşacağım” dedi.
Macron ve Zelenski Perşembe sabahı ve akşam, iki kez telefonda görüştü.
Ukrayna Parlamentosu “soykırım” kararı aldı
Ukrayna Parlamentosu, 14 Nisan Perşembe günü, Rus ordusunun “Ukrayna’daki eylemlerini soykırım olarak nitelendiren ve parlamentoları, hükümetleri ve uluslararası kuruluşları aynı şeyi yapmaya çağıran” bir kararı kabul etti.
“Rusya’nın eylemlerinin, Ukrayna halkını sistematik ve tutarlı bir şekilde yok etmeyi, onları kendi kaderini tayin ve bağımsız gelişme hakkından mahrum etmeyi amaçladığı” belirtilen karar, 450 üyeli parlamentoda 363 oyla kabul edildi.
Kararda ayrıca BM, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), Avrupa Parlamentosu, AGİT Parlamenterler Meclisi’ne ve NATO’ya, dünya hükümetleri ve parlamentolarına da yaşananları “soykırım” olarak tanımaları çağrısı yapıldı.
“Politikacılar değil hukukçular belirlemeli”
Macron, seçim gezisi için gittiği Le Havre kentinde konuştuğu yerel radyo France Bleu Normandiya’dan Zelenski’ye yanıt verdi. Macron, “Buça’da ve Mariupol’de yaşananları kınadık, bu savaşta hep Ukrayna’nın yanında yer aldık. Bu savaş suçlarının belgelenmesi, bir soruşturma açılabilmesi için savcılar, uzmanlar gönderdik. Ukrayna’ya yardımcı destek olmak yerine, gereken sonuçların yerine getirmeden sözlü gerilimi tırmandırmanın bir anlamı olmaz. Ben sözlerin bir anlamı olmasını istiyorum. Soykırım kelimesinin bir anlamı var. Bu kelime siyasetçiler tarafından değil, hukukçular tarafından nitelenmeli” dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, “Eğer bir devlet bunun soykırım olduğunu düşünüyorsa uluslararası anlaşmalar çerçevesinde harekete geçmeli” uyarısında da bulunarak, “Bu savaşın tarafı olma anlamına geliyor. Sanırım kimse savaşın tarafı olmak istemiyor. Bu yüzden herkesin makul olmayı bilmesi gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
Fransa, son yıllarda Ulusal Meclisi’nde iki kez politikacılar aracılığıyla “soykırım kararı” aldı. Fransa Ulusal Meclisi, 2001 yılında kabul ettiği tek kelimelik bir yasayla Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşanan 1915 olaylarını “Ermeni soykırımı” olarak tanıdı. Ulusal Meclis, Ocak 2022’de de Çin tarafından Uygur halkına yapılan muameleyi de “soykırım” diye niteledi.
“Soykırım Sözleşmesi”ne uzmanlar ne diyor?
Rusya’nın Ukrayna’daki savaş suçları ve vahşetlerinin soykırım olarak nitelendirilip nitelendirilmediği, bazılarının Rus şiddetinin soykırımın yasal gerekliliklerini karşılamadığını ve BM gibi diğerlerinin Ukrayna’nın soykırım riski altında olduğunu söylediği gibi uzmanları ikiye bölüyor.
1948 Soykırım Sözleşmesi’ne göre soykırım, “Ulusal, etnik, ırksal veya dini bir grubu tamamen veya kısmen yok etme niyeti” olarak tanımlanıyor.
Sözleşmeye göre, “üye devletlerin, soykırımları tanımaları durumunda, bunları cezalandırma ve soykırımla suçlanan kişileri, tarafsız bir mahkemede yargılama yükümlülüğü” de bulunuyor. Ancak bir suçun “soykırım” olarak tanımlanmasını belirleyen süreç oldukça zorlu bir inceleme gerektiriyor.
Bazı hukukçular, “soykırım kelimesinin” yasal olarak belirlenmiş gerçeklerden daha çok, politik bir unsur olarak kullanıldığına dikkat çekiyor. Uluslararası hukuk profesörü William Schabas, Fransız haber ajansı AFP’ye verdiği demeçte, “Soykırım kelimesinin kesin bir yasal tanımı var, ancak kamuoyunu alevlendirme ve heyecanlandırma yeteneği nedeniyle politikacılar ve aktivistler tarafından da yaygın olarak kullanılıyor” dedi.
Ukrayna’nın Mariupol şehrinin yerle bir edilmesi ve Kiev’in Bucha banliyösünde sivillerin infazı da dahil olmak üzere Ukrayna’daki Rus vahşeti hakkında çok sayıda soruşturma yürütülüyor.
Yargı yetkisi altındaki “savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım” olmak üzere üç suç kategorisi bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) başsavcısı Karim Khan, Buça’yı ziyaretinin ardından “Ukrayna bir suç mahalidir” dedi ve “mahkemenin yargı yetkisi dahilindeki suçların işlendiğine inanmak için makul nedenler olduğunu” kaydetti.
Ukrayna hükümeti ve bazı uluslararası hukukçular, Putin’i ve rejimini saldırganlık suçundan yargılamak için özel bir mahkeme kurulması çağrısında bulundu.