Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adını taşıyan yeni müfredatı anlattı.
Yeni müfradatla ilgili görüş ve öneriler için de https://gorusoneri.meb.gov.tr/ sayfası açıldı.
Tekin, müfredatın iki prensibe dayandığını söyledi:
“Birinci felsefemiz, eğitim sistemimizin felsefesini bilgiye erişmekten ziyade, beceri kazandırarak eriştikleri bilgiyi analiz edebilecek ve bu hayallerinin gelişmesine katkıda bulunacak hale getirmek. Dolayısıyla müfredat çalışmalarının ana ekseni bu. Yani özüne, değerlerine bağlı ama dünyadaki örnekleriyle rekabet edebilen çocuklarımızın kendi hayallerini geliştirebileceklerini istiyoruz. Önümüzdeki yüzyılı, ‘Türkiye Yüzyılı’ haline dönüştürmek için çocuklardan hayal kurabilmelerini arzu ediyoruz. Müfredatımız dolayısıyla bu iki eksene oturuyor.”
Yeni müfredatın gelecek eğitim öğretim yılından itibaren kademeli şekilde uygulanacağını söyleyen Tekin, “Hazırladığımız program, her kademenin birinci sınıfında uygulanacak. 4 sınıf düzeyi olan okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul beşinci sınıf ve lise dokuzuncu sınıflarda önümüzdeki eylül ayından itibaren yeni programımızı uygulamaya başlamış olacağız” dedi.
Tekin, müfredatın seyreltileceğini anlattı:
“Birçok konuda ülke bazlı yaptıkları karşılaştırmalarda, müfredatın muadillerinden iki kata yakın bir düzeyde daha ağır olduğunu gördük. Çünkü bilgi erişiminin zor olduğu dönemlerde ‘şu bilgiye de erişsin çocuklar’ denilerek bunlar hep müfredatın içerisine yerleştirilmiş. Fakat zamanla bu ülkeler müfredatlarını revize ederken artık bilgi edinmedeki kolaylıklardan hareketle onları çıkartarak azaltmışlar, seyreltmişler. En son toplantımızda baktığımızda, Japonya ve İngiltere ile de kıyasladık ve bizdeki öğrenme çıktıklarının yüzde 50 fazla olduğunu tespit ettik. Bu, bizi çocuklarımıza edindirmek istediğimiz kazanımları sağlıklı edinememeleri sonucuna eriştiriyor. Biz bu anlamda müfredatımızı, programlarımızı ciddi bir seyreltme sürecine de tabi tuttuk. Tekrarlanan bilgilerin çıkartılması, aynı konuları 12 yıllık zorunlu eğitim içerisinde 3-4 defa veya daha fazla tekrarlamanın çok bir anlamı yok. İkincisi, çocuklarımızın akademik yetkinliklerinin veya akademik pozisyonlarının üstünde almakta zorlanabilecekleri bilgileri çocuklarımızla paylaşmanın da bir anlamı yok. O da gereksiz bir hale geliyor. Bütün bunları göz önünde bulundurarak müfredatta yüzde 35’lik bir seyreltme içerisine girdik.”