Hikayenin başlangıcı 1473’de Otlukbeli Savaşı’na kadar gidiyor. Fatih, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ı bu savaşta yenince Osmanlı Doğu Anadolu’da tam bir hakimiyet kurdu.
Elde edilen araziler de tımar olarak dağıtıldı.
Elazığ’dan Otlukbeli ovasına kadar olan geniş arazi bir Akkoyunlu beyine tımar olarak verildi.
Tımar, Osmanlı’nın 19’uncu yüzyıla kadar sürdürdüğü idare sistemi.
Özetle; bir komutana veya bir beye devlet geniş bir arazi veriyor, karşılığında o arazide yaşayan köylülere tarım yaptırıp vergileriyle asker yetiştirmesi isteniyor.
Bu arazilerde kurulan çiftlik komplekslerine de Yunanca köy anlamına gelen “palanga” deniyor.
1839 Tanzimat Fermanı ile merkezi devlete doğru bir geçiş olarak uzun süredir bozulmuş olan tımar sistemi kaldırılıyor.
Peki geniş arazileri işleten tımar sahibi beyler ondan sonra ne yapıyor?
Elazığ’dan Otlukbeli ovasına kadar olan geniş araziyi yüzyıllardır yöneten Akkoyunlu beyinin torunu Mehmet Ali Bey, 1888 yılında bu araziler üzerinde bir çiftlik kurup ticaret yaparak yola devam etmiş. Bir beyin ticaret yapmasının ayıp karşılandığı zamanlarmış.
Erzincan Depremi ile İstanbul’a yerleşen ailenin yönetmen oğlu
Sonra aile 1939 Erzincan depreminde büyük kayıplar veriyor, bazı üyeleri enkaz altından kurtarılan aile İstanbul’a yerleşiyor.
O enkazın altından çıkarılan kız çocuklarından birinin oğlu 80’lerde Amerika’ya gidiyor, Los Angeles’ta sinema okuyor, Türkiye’nin en ünlü yönetmenlerinden biri oluyor: Kutluğ Ataman.
Cihangir’den Erzincan’a kaçarken mimarlığa yakalandı
Ataman, ilkokula başladığı, her yaz geldiği Erzincan’la ilişkisini hep sürdürüyor. Kuzu ve Aya Seyahat filmlerinde Erzincan’da çekiyor.
Sonra dedesinden kalan arazilerde bir ev yaptırmaya karar veriyor. İlk başta amacı arada gidip senaryo yazacağı, film izleyeceği bir ev.
Erginoğlu& Çalışlar mimarlığın yaptığı ev beton temel üzerine çelik strüktürle inşa ediliyor. Bunun sebebi 1939’da ve 1992’de depremlerin acı hatıraları.
2016 yılında biten ve KA Evi adı verilen ev bir anda büyük ilgi çekiyor, Türkiye’de dünyadaki mimarlık dergilerine haber oluyor.
Ama Cihangir’deki hayatından Erzincan’daki köyüne kaçan Ataman, bir anda kendisini yüzyıllarca ailesinin yönettiği köyün sorunları içinde buluyor. Köyün kanalizasyon meselesini çözüyor, bir okul projesine girişiyor, yan köyün camisinin minaresini yaptırıyor.
Bu arada dededen kalma yıllardır boş kalmış araziyi traktörle yeniden kazıyor, yüzlerce yeni ağaç dikerek etrafı yeşillendiriyor. Yurtdışından getirdiği 110 büyükbaş havyanla damızlık yetiştirme işine giriyor.
Yani yüzyıl sonra palanga yeniden canlanıyor.
Ataman, çiftliğe de dedesinin adı olan Mehmet Ali Bey Palangası adını veriyor.
Ve sonra ödüller gelmeye başlıyor.
Munzur Dağları’na bakan, kıraç arazi üzerinde yeşillendirilmiş çiftliğin ortasındaki KA evi, 2017 yılında World Architecture Community tarafından düzenlenen WA Awards’e inşa edilmiş proje” kategorisinde aday gösterildi. Hem siteye üye olanların oylamasında hem de jüri oylamasında iki ödül birden kazandı.
Bu ödülle birlikte ünlü bir yönetmenin kurduğu çiftlik bir anda mimari bir projeye dönüştü: Palanga Sanat ve Mimari projesi.
Çiftliğin ‘tavukluğu’ Ağa Han’a aday gösterildi
Palanganın ödül alan ikinci yapısı, tavuklar için inşa edilen kümes. 800 tavuk için yapılan Tavukluk İstanbul merkezli So? Mimarlık tarafından yapıldı. Tavukluk, 2019 yılından dünyanın en büyük mimarlık ödülü olan Ağa Han Ödülleri’ne aday gösterildi. Yine aynı yıl Architectural Review dergisinin verdiği mimarlık ödüllerinde finallere kaldı.
Son ödül keçi korunağına
Çiftliğin aldı son ödül henüz yapımına başlanmamış olan keçi ahırı Ya da tam adıyla Palanga Keçi Korunağı. Yine Erginoğlu & Çalışlar mimarlığın projesini çizdiği korunak, Tmmob Mimarlar Odası tarafından 2 yılda bir verilen 17. Ulusal Mimarlık Ödülleri’nde Proje Dalı’nda ödülün sahibi oldu.
Projede korunak şöyle anlatılmış:
“Keçilerin öncelikli olarak sert hava koşullarından korunmaları için tasarlanan korunak, Palanga içindeki gereksinimler, keçi fizyolojisi ve coğrafi olarak bölgenin iklim ve jeolojik (depremsellik) özellikleri çerçevesinde ele alınmıştır. Beslenme, uzun süreli barınma, üreme gibi ihtiyaçlarını çiftliğin başka bölümlerinde karşılayacak olan hayvanların daha çok serbest zaman geçirecekleri, etrafında otlayabilecekleri ve fiziksel gelişim aktivitelerini yapıp oyun oynayabilecekleri bir alan tanımlayacak olan korunak, çiftlik içinde yerini alacaktır.”
Palangada başka dikkat çekici yapılar da var.
Bunlardan biri inekler için inşa edilen dam. İnek Damı, Türkiye’nin en ünlü mimarlarından Han Tümertekin’in imzasını taşıyor.
Çiflikteki dana ahırı da bir başka ünlü mimarın, Nevzat Sayın’ın eseri.