Meclis’teİYİ Parti grup toplantısında konuşan Meral Akşener’in gündeminde İstanbul Sözleşmesi, dövizdeki dalgalanmalar ve Kürşat Ayvatoğlu skandalı vardı.
Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesi ile ilgili açıklamalarına tepki gösteren Akşener şöyle dedi.
“Kendisi bir de çıkmış, Cuma namazı sonrasında, kadınlarımızı tehdit eder gibi diyor ki; ‘O iş bitti. Önünü ardını kurcalamayın.’ Aynen böyle diyor. Bak sen… Şu tarza, şu tavra bakar mısınız? Emrin olur ağam! Bu tehditler, kadınlara sökmez Sayın Erdoğan. Elinden geleni ardına koyma. Tacize, tecavüze, hakarete, dayağa boyun eğmemiş o kadınlar, senin tehditlerine hiç boyun eğmez. Sen, ‘O iş bitti’ dediğinden beri, 7 kadınımız öldürüldü. 7 kadınımızın canına kıydılar. Söyle bakalım, o iş gerçekten bitmiş mi Sayın Erdoğan? Sen söyleyemezsin, ben söyleyeyim. ‘O iş’, kadınlar bitti demeden bitmez.
“Sayın Erdoğan; burası muz cumhuriyeti değil, burası memleketi benzetmeye çalıştığın bir üçüncü dünya ülkesi de değil. Burası binlerce yıllık devlet geleneğinin sonucu olan, büyük Türkiye Cumhuriyeti. Aklını başına devşir. Böyle şımarıklık olmaz. Böyle devlet yönetilmez.”
Akşener’in konuşmasında öne çıkan diğer başlıklar şöyle:
“‘Eyvah damat geri mi dönüyor’ sorusu her mecrada dillendirilmeye başladı. Başarısızlıklarla dolu 2,5 yılın sonunda nihayet bu hatadan dönüldü. Bugün biri damat bakan ile ekonomi kavramını aynı cümle içinde kullansa dolar fırlıyor. Bu işi beceremediğini defalarca kanıtlamış bir insanın tekrar bu konularla anılmasını bile sakıncalı buluyorum. Sayın Erdoğan saçmalama konusunda çıtayı uzaya çıkardığından maalesef kesin konuşamıyorum.“
“Sizin lebaleb kongrelerinizdeki keyfiniz iftar sofrasından daha mı önemliydi?”
“Ramazan ayında toplu iftar yasakmış. Bu şartlarda doğru bir karar. Bu fevkalade duyarlı arkadaşlara sormak istiyorum, sizin lebaleb kongrelerinizdeki keyfiniz Allah’ın sofrasından daha mı önemliydi? Kongrelerinize yasak getirecek durum yoktu da, mübarek sofralarda mı aklınız başınıza geldi.”
“‘Asım’ın neslini yaratacağız’ diyerek iktidara gelenlerin düştükleri hazin durumun bir örneği”
“Son üç ayda; arabasında 100 kilo eroin ile yakalanan, eski büyükelçilik basın müşaviri, Samsun Büyükşehir Belediyesi’nde yolsuzluktan tutuklanıp, evinde, on milyon bulunan daire başkanı derken, her geçen gün, ‘Asım’ın neslini yaratacağız’ diyerek iktidara gelenlerin, düştükleri hazin durumun, yeni örneklerine şahit oluyoruz.
“Hayatı, ahlakla arasına epey bir mesafe koymuş, büyüklerinden öğrenmiş bir genci, elbette linç edecek değilim. Benim meselem, hata yapan gençlerle değil, onları hak yolundan ayıran bu karanlık zihniyetledir. O gencimiz ne diyor; ‘AK Parti’de görev alırsam, daha çok kazanmamın önü açılır diye düşündüm.’ Ne kadar acı değil mi? ‘Çok çalışırsam, çabalarsam, emek verirsem, sonunda başarırım, helaliyle kazanırım’ değil, ‘AK Parti’de görev alırsam, daha çok kazanırım.’ Gençlerimizi böyle düşünmek zorunda bırakanlara, yazıklar olsun.”
Şentop’a: “Yazıklar olsun sana da!”
“Kurtuluş Savaşı’nı yapmış gazi meclisin başkanı değil sanki sarayın meclisteki irtibat bürosu şefi konuşuyor. Yazıklar olsun sana da! Şimdiden uyarıyorum aklınızdan bile geçirmeyin.
“Ege’deki adalarımıza çöken Yunanistan karşısındaki ezikliğinizi izlemek için Lozan’a, Kanal İstanbul saçmalığınıza kılıç uydurmak için de Montrö’ye göz dikmeyin.”
Akşener konuşması sırasında kürsüyü bir otistik gence ve annesine bıraktı. Otistik gencin Andımız’ı okumasının ardından tekrar kürsüye çıkan Akşener kürsüde göz yaşlarına hâkim olamadı.