Arınç’ın Twitter’da tepki çeken açıklamasının tamamı şöyle:
‘’BÜYÜK MİLLETİMİZİN BAŞI SAĞOLSUN!
Tarih kitaplarına belki de Büyük Güneydoğu Anadolu depremi olarak geçecek, etkisi
yıllara yayılacak. gönlümüzde ve ruhumuzda onulmaz yaralar açan devasa bir felaket
yaşadık. Bu depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet,
yakınlarına ve büyük milletimize başsağlığı diliyorum
Afetin acı bilançosu zaman geçtikçe daha da gün yüzüne çıkıyor. Binlerce kaybımız
var, on binlerce yaralımız var. Artık kayıplarımızın rakamlarını vermekten, duymaktan
korkar hale geldik. Birçok işyeri ve ev enkaz halinde. Depremden etkilenen on
şehrimizin büyük bir kısmı yıkılmış durumda. Acısını yüreğinin en derinlerinde
hisseden milletimizin ağzını bıçak açmıyor. Vatandaşlarımız şu an seçim değil yaşam
mücadelesi veriyor. Ahval bu iken bazı siyasetçilerin ve gazetecilerin seçimin mayısta
mı haziranda mı yapılacağını tanıştığını görüyoruz. Allah’tan korkun, hala enkaz
altında cesetler var. Seçmenden bahsedilemezken seçimden bahsetmek nasıl
mümkün oluyor? Böyle bir dönemde acılarıyla yüzleşen vatandaşlarımıza karşı seçim
propagandası mı yapacaksınız, oy mu isteyeceksiniz? Aday mı olacaksınız, miting mi
yapacaksınız? Bunları hangi yüzle yapacaksınız? Seçmen yok, sandık yok. Bunların
yanı sıra bölgede adli ve idari bürokrasi yok. Halk size demez mi: “Vatandaş can
derdinde, siz ne derdindesiz?” diye.
Ortalama 15 milyon vatandaşımızın etkilendiği bu felakete maruz kalan şehirlerimiz
TBMM’de toplam 85 milletvekili ile temsil ediliyor. Manzara o kadar acı ki; buralarda
seçmen kalmamış. Hem seçmen kütükleri geçersizleşmiş hem de seçim yapmak
hukuken ve fiilen imkânsız hale gelmiş. Belki de seçime gidilirken Yüksek Seçim
Kurulu nüfus sayımı ile bu illerin kaç milletvekili ile temsil edileceğini yeniden
hesaplayaeaktır.
Değerli vatandaşlarım;
Belki de tarihimizin en acı felaketim yaşadığımız bugünlerde. ülke bir an evvel seçim
stresinden kurtulmalıdır. Buna vatandaşımızın da bürokrasinin de siyasetin de
ihtiyacı var. Daha açık ve net ifade etmek gerekirse; ne mayısta ne haziranda seçim
olmaz, olamaz. Devlet bürokrasisinin vatandaşlarımızın yaralarına merhem olmasına
odaklanması için seçimlerin ivedilikle ertelenmesi lazım. Bu bir tercih değil zarurettir.
Anayasanın 78. maddesini ileri sürerek seçimlerin sadece savaş sebebiyle
ertelenmesinin mümkün olduğunu söyleyenlere tek cevap yeterli olacaktır: Evet, bu
hüküm var ama anayasalar kutsal metinler değillerdir, hukuki metinlerdir. Yasama
organı her zaman anayasa maddesini ilga edebilir, değiştirebilir ve yenisini koyabilir.
Şahsi düşünceme göre yapılacak basittir:
Sayın Cumhurbaşkanımız bizzat, mecliste grubu bulunan siyasi partilerin genel
başkanlarıyla bir araya gelmeli ve bu zaruretin nasıl aşılacağı konusunda onlarla istişare
etmelidir. Anayasanın 78. maddesine konulacak bir fıkra, mevcut hükme ilaveten, adeta
olağanüstü hal ilanındaki gerekçeye benzer şekilde deprem benzeri afetlerde de
seçimlerin ertelenmesini hükme bağlayabilir. Şüphesiz anayasa hükmü olacağı için tüm
partilerin ve milletvekillerinin nitelikli çoğunlukta uzlaşmaları gerekmektedir.
Ayrıca anayasanın 79. maddesi seçimle ilgili YSK’yı görevlendirmiştir. 7062 Sayılı
Yüksek Seçim Kurulu’nun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’unun 6. maddesine
göre YSK toplanarak mevcut durum karşısında seçimlerin 2023 Mayıs veya Haziran
aylarında yapılmasının mümkün olmadığına karar verebilir ve bu kararı gereği
yapılmak üzere yasama organına bildirebilir.
Ben tüm siyasi partilerin bu büyük felaket karşısında büyük üzüntü duyduklarına.
ellerindeki bütün imkânları depremzedeler yararına kullandıklarına, hepsinin
yurtseverliklerine ve samimiyetlerine gönülden inanıyorum. Tıpkı milletimizin farklı
kesimlerinin el ele verdiği gibi iktidar ve muhalefetin de el ele vererek milletimizin tüm
yaralarını saracaklarını ve elbette demokrasi gereği seçimlerin de gönül huzuruyla
yapılacağını düşünüyorum.
Benim seçimleri erteleme konusundaki nacizane düşüncelerim şunlardır:
-Birinci tercihim; Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ile 2024 yılı Mahalli
İdareler Seçimleri birleştirilebilir. Bunun geçmişte örnekleri vardır. Bu yöntemle
halka fazladan tercih hakkı verilecektir.
-İkinci tercihim Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilli Seçimleri’nin ötelenerek Kasım
2023’de yapılmasıdır.
-Üçüncü tercihim ise ilk iki seçenekte anlaşılamadığı takdirde tüm siyasi partilerin
mutabık kalacağı başka bir tarih üzerinde anlaşma sağlanmasıdır.
Sonuç itibariyle ne olursa olsun bu zaruret hali dolayısıyla seçimler bir defaya
mahsus olmak üzere tehir edilmelidir. Seçimleri ertelemeye yönelik teklifim kabul
görürse ayrıntılı olarak başka düşüncelerimi de ifade edebileceğim.
Şimdilik sadece şunu söylemekle yetineceğim; depremin ekonomik maliyetinin 100
milyar doların üzerinde olacağının tahmin edildiği bu dönemde, bu yıl seçim olacakmış
gibi bütçeye konulan üç kat hazine yardımı derhal durdurulmalı ve bu miktar depremin
yaralarının sarılması için kullanılmalıdır. Bu kapsamda partilere ödenmiş olan miktarlar
da geriye alınmalıdır.
Yine bir fıkra ile belirlenen seçim tarihine kadar Cumhurbaşkanı ve milletvekilleri
görevlerine devam etmelidir. Meclisin çalışacağı bu dönemde sadece seçimin
ertelenmesine yönelik ve yapılacak yardımlara yönelik kanunlar çıkanlmalıdır. Bunun
aksine bütçeye ve maliyeye yük getirecek yeni düzenlemelerden kaçınılmalıdırı
Kendileri için kanun çıkmasını bekleyen toplumun tüm kesimlerine de hiçbir hak
kayıplarına uğramayacakları taahhüt edilerek ileride yapılacak düzenlemelerle
geçerlilik tarihinin/yürürlük tarihinin bugünden itibaren olacağı garantisi verilmelidir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Bülent ARINÇ
22. Dönem TBMM Başkanı’’