Mardin Nusaybin’de 2016 yılında gözaltına alınan ve tutuklanan Garibe Gezer, 15 Mart 2021’de 33 gün hücre cezası alarak Kayseri Bünyan Cezaevi’nden Kandıra Cezaevi’ne nakledildi. Hücre cezasının bitmesinin ardından tek kişilik bir odaya alındı ve 9 Aralık’ta, tekrar alındığı hücrede, cansız bedenine ulaşıldı.
Garibe Gezer’in intihar haberini İnsan Hakları Derneği Eş Genel Başkanı Avukat Eren Keskin attığı tweet’le duyurdu.
Keskin, Twitter hesabından yaptığı açıklamalarla Gezer’in otopsi işlemlerinin avukatlar olmadan gerçekleştiğini, cenaze sürecini takip etmek isteyen avukatların engellenerek şiddete uğradıklarını belirtti.
Avukat Veysi Eski de müvekkilleriyle görüşmek için Kandıra Cezaevi’ne gittiklerini ancak cezaevine alınmadıklarını attığı tweet’lerle duyurdu.
Kamuoyunun baskısı ile cezaevine girebildiklerini açıklayan Avukat Veysi Eski; Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak ve diğer müvekkilleriyle yaptıkları görüşmenin ardından Twitter hesabından açıklama yaptı.
Neler olmuştu?
Garibe Gezer’in cezaevinde cinsel şiddete ve işkenceye maruz kaldığını iddia eden avukatı Jiyan Tosun, 24 Ekim 2021’de Jinnews’e konuştu ve Garibe Gezer’in Kandıra Cezaevi’nde geçirdiği süreci anlattı.
“Garibe tek kişilik hücrede kaldığı süreçte cinsel saldırıya maruz kaldı”
“Garibe tek kişilik odaya alınmasından sonra ısrarla arkadaşlarının yanına geçmek istediğini söylüyor, cezaevi yönetimine bu yönde dilekçeler veriyor, talepte bulunuyor. Ancak talepleri karşılanmıyor ve tek kişilik yerde tutuluyor. Garibe de bunun üzerine bir kapı dövme eylemi yapıyor. 21 Mayıs 2021’de 7-8 kişilik bir gardiyan grubu odaya geliyor, ‘Kapıyı çarpmaya devam edersen seni süngerli odaya alacağız’ diyorlar. Garibe daha sonra kapıya vurmaya devam ediyor. Bunun üzerine daha büyük bir gardiyan ekibi geliyor ve Garibe’yi yerlerde sürükleyerek hücreye götürüyorlar. Üzerindeki şalvar üzerinden çıkıyor, erkek gardiyanların olduğu yerlerde, koridorlarda yarı çıplak bir şekilde sürüklenerek süngerli odaya alındığını söylüyor. Burada 4 saat kadar tutuluyor. Daha sonra buradan çıkarılıyor ve odasına götürülüyor fakat bu götürülme sırasında üst araması yapılırken kadın gardiyanlar tarafından cinsel tacize uğruyor. Hücresine döndükten sonra da buna katlanamıyor ve intihar girişiminde bulunuyor. İntihar girişiminden sonra da saatlerce yerde bekletiliyor, revire götürülüyor, kafa travması olduğu halde tedavi edilmiyor. Kendine geldikten sonra da Garibe tedavi olmayı reddediyor. Kanaması olduğu halde tekrar hücresine götürülüyor ki bize söylediğine göre ertesi güne kadar kanaması devam etmiş. Daha sonra tekrar hücreye götürülüyor.
“Hücre şartları çok kötüydü”
“Garibe bize hücreyi anlatırken şöyle bahsetti; insan dışkılarının olduğu bir yer, kokudan geçilmeyen bir yer, kamerayla gözetleniyor ve 24 saat boyunca bu hücrede tutulduğunu söyledi. Tuvalet ihtiyacını başka bir yerde giderebilme imkânı yok ve kameraların önünde tuvalet ihtiyacını gidermek zorunda kaldığını söyledi. İntihar girişiminden sonra fiziksel ve psikolojik tetkiklerin yapılması gerekiyor. Bu kişinin kendine yeniden zarar verme ihtimalinin araştırılması gerekiyor. Ancak bu tetkiklerin hiçbiri yapılmadan Garibe tekrar hücresine gönderiliyor.”
“Garibe hücrede 24 saat tutuldu mu, kamera görüntülerine ne oldu?”
“Hâlâ bir araştırma yapılmış değil, bir rapor düzenlenmiş değil. Cezaevi bununla ilgili hiçbir tedbir de almıyor. Hatta kötü muameleden sonra Garibe ablasıyla yaptığı konuşma nedeniyle 5 günlük bir hücre cezası alıyor, avukatlarına yazdığı mektuplara el konuluyor ya da sansürlenerek gönderiliyor. Süngerli odada bulunurken küçük bir sünger parçasını sökmesi nedeniyle 11 günlük hücre cezası veriliyor. Tamamen bu izolasyonu sürdürme adına girişimlerde bulunuluyor. Garibe’nin fiziksel ve psikolojik sağlığını gözeten hiçbir tedbir alınmıyor. Garibe’ye bu cezalar verildikten sonra Garibe hem Kandıra Savcılığı’nda hem de Kandıra İnfaz Hakimliği’nde verdiği ifadelerde uğradığı işkenceyi, cinsel şiddeti anlatıyor ancak aylarca bununla ilgili hiçbir değerlendirme yapılmıyor, savcılık soruşturma başlatmıyor. Oysa ki böyle bir vaka karşısında savcılığın resen harekete geçmesi ve araştırma yapması gerekirdi. Cezaevinde 24 saat tutuldu mu, kamera görüntülerine ne oldu? Bunlar çok önemli şeyler. Buna ilişkin hiçbir şey yapılmıyor.”
“Garibe yaşadıklarının duyurulması ve durdurulmasını istedi”
“Biz Garibe’yle görüştükten sonra Kandıra Savcılığı’nda işkence ve kötü muameleden dolayı cezaevi yönetimi ve görevi ihmalden dolayı doktor hakkında suç duyurusunda bulunduk ancak bu yakın bir tarihte gerçekleşti çünkü görüşmemiz çok uzun zaman aldı. Bu konuyla ilgilenmeye devam edeceğiz. Garibe bunun duyurulması, durdurulmasını istiyor. Sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız.”
Garibe Gezer, avukatının bu anlatımından yaklaşık bir buçuk ay sonra, 9 Aralık’ta tutulduğu hücrede ölü bulundu. Cezaevi yönetimi intihar ettiğini açıkladı.
Polis, cenaze aracına izin vermedi
Garibe Gezer’in cenazesi bugün (10 Aralık) Mardin’e götürüldü.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, Mardin’e gelen cenazenin kayyım yönetimindeki Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne ait cenaze arabası ile götürülmesi beklenirken, havalimanına gelen araç polisler tarafından durduruldu.
Cenaze aracını durduran polisler, şoför ile bir süre konuştuktan sonra araç geri döndü. Ailenin yaptığı görüşmeye rağmen cenaze aracı verilmedi. Polisler aileye “Kendi imkanlarınız ile götürün” yanıtını verdi.
Bunun üzerine özel olarak cenaze aracı ayarlandı. Kargo bölümünden alınan Gezer’in cenazesi, Dargeçit ilçesinde 6-8 Ekim Kobanê eylemlerinde katledilen ağabeyi Bilal Gezer’in yanına defnedilecek.