CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) internet servisi sağlayıcılarından mahkeme kararı olmadan abone bilgilerini talep ettiği ve bunların profillerini çıkardığı iddialarının soruşturulması talebinin Meclis’te reddedilmesinden sonra Twitter’dan ayrıca bir açıklama yaptı. Adıgüzel, “Bu bilgileri BTK’ya veren internet servis sağlayıcıları açıkça suç işliyorlar. Bundan geri dönün. Şimdiye kadar toplanan verileri derhal imha edin. Eyleminiz açıkça suç teşkil ediyor ve cezasız kalmaz” dedi.
Onursal Adıgüzel araştırma önergesine ilişkin Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada BTK’nın gizli ibaresiyle 313 servis sağlayıcısına bir yazı yazdığını, kullanıcıların abone desenlerini ve log kayıtlarını istediğini, söz konusu adımı Meclis komisyon görüşmelerinde bakanlık yetkililerinin “yalanlamadığını” söyledi. Adıgüzel, “Tam tersi bu izlemenin olduğunu söylediler; hatta 313 kurum olduğunu da sayın bakan bizlerle paylaştı” dedi.
BTK’nın, log kayıtları ve abone deseni sayesinde abonelerin kişisel verilerinden web sayfalarına kadar pek çok bilgiye erişebildiğini belirten Adıgüzel, ABD’de yaşanan Cambridge Analytica skandalını hatırlatarak, “BTK da kendi ‘Cambridge Analytica’sını mı yaratmaya çalışıyor? Yoksa bu bilgileri Fahrettin Altun’la paylaşarak ‘Fahrettin Analytica’yı mı hayata geçirecek?” diye sordu.
BTK’nın elde ettiği verilerin paylaşılmayacağının garantisinin olup olmadığını soran CHP’li Adıgüzel, “Bu verilerin Adalet ve Kalkınma Partisi’yle ya da kötü niyetli bir kurumla paylaşılmayacağının bir garantisi var mı” diye sordu.
Onursal Adıgüzel, Twitter hesabından yaptığı uzun açıklamada ise, BTK’yı Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük fişlemesini yapmakla suçladı ve şunları söyledi:
Bu akşam sizlere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) kitlesel gözetim aygıtından bahsedeceğim. Cumhuriyet tarihinin en büyük fişleme skandalından bahsediyoruz. Burada paylaşılan ABONE DESENİ VE LOG KAYITLARI SKANDALI’na dair herbir bilgi direkt BTK’nın kendi belgeleri ve mahkeme savunmalarına dayanmaktadır. Kaynaklar resmi yazılar, mahkeme tutanakları ve gazete haberlerinden oluşmaktadır. BAŞLAYALIM.
Birçoğunuz 2013 yılında eski bir ABD Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) çalışanı Edward Snowden’ın kamuoyuyla paylaşmasıyla ortaya çıkan, telekomünikasyon şirketleri aracılığıyla gerçekleştirilen dinleme ve izleme skandalını hatırlar. Bunun bir benzeri bir süredir BTK eliyle Türkiye’de gerçekleştiriliyor. BTK Başkanı ‘gizli’ ibareli bir yazıyla 313 internet sağlayıcı firmadan log kayıtlarını ve abone desen yapısını istiyor.
Peki nedir bu log kayıtları ve abone deseni? Kısaca firmalardan internet abonelerinin hangi internet sitelerine hangi saatte girdiği ve ne kadar süre kaldığının bilgisinin her saat başı BTK’ya göndermesi isteniyor. Firmalara gönderilen bu yazı BTK’nın resmi sitesinde yayınlanmıyor. Kamuoyunun gözü önünden açık hukuksuzluklarını kaçırmak istiyorlar. Sanıyorlar ki gerçekler gün yüzüne çıkmayacak ama beyhude.
Tabii hangi siteye hangi saatte girdiği ve ne kadar kaldığının yanında abonelerin; tc kimlik numarası, adres, vergi numarası, meslek kimliği sunduysa onun seri numarası hatta ve hatta annesinin kızlık soyadına kadar bütün bilgileri talep ediliyor. İstenilen bilgiler şöyle:
Tabii bazı firmalar gerek kullanıcılarının mahremiyet haklarının ihlali gerekse Kişisel Verilerin Korunması Kanununa açıkça aykırı olduğundan BTK’nın ‘gizli’ ibareli işleminin iptali için idari yargı sürecini başlatıyorlar. Fakat 3 büyük firmanın bu verileri paylaştığı sır değil.
Biz bu duyumu aldığımızda bu durumu Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’na sormuştuk. Aldığımız cevap:
Keşke durum böyle olsaydı fakat Ulaştırma Bakanlığı alenen gerçekleri gizliyor. Fakat iktidarın pervasızlığı öyle bir boyuta ulaştı ki, BTK idari yargı sürecinde mahkemeye gönderdiği cevap dilekçesinde hakikati kendi ağzıyla ifşa ediyor. BTK’nın kişisel verilerin korunmasına savunması: “İptali istenen kuralla kişisel verilerin korunması hakkına müdahalede bulunulduğu tartışmasızdır. Ancak bu müdahale, suçun işlenmesinin önlenmesi gibi meşru anayasal bir amaca dayanmaktadır.”
Buradaki ‘suçun işlenmesinin önlenmesi gibi meşru anayasal bir amaca’ birazdan değineceğim ama önce yetkileri BTK’ya devredilen Telekomünikasyon iletişim Başkanlığını hatırlayalım.
Hani şu 15 Temmuzdan sonra kapatılan FETÖcülerin yuva yaptığı “bütün pisliklerin olduğu yerlerden bir tanesi”. Tırnak içindeki ifade Recep Tayyip Erdoğan’a ait. Link uçarsa diye görseli de paylaşıyorum:
Tabii birçok konuda olduğu gibi iktidar eski ortaklarının başına gelenlerden ders almamış görünüyor. Türkiye’deki abonelerin bağlantı geçmişlerinin hukuksuz bir şekilde kayıt altına alıyor. Ve bu kayıtları SÜRESİZ olarak arşivlediğini de belirtiyor. BTK cevap dilekçesinde ‘suçun işlenmesinin önlenmesi gibi meşru anayasal bir amaç’tan bahsetmişti. Yurttaşların trafik kayıtlarını, kimle ne zaman kaç dakika görüştüğünü, hangi siteleri ziyaret ettiğini süresiz kayıt altına tutmasına gerekçe olabilecek suç sizce hangisidir? Kasten adam öldürme suçunda bile dava zamanaşımının 25 yıl olduğunu düşünürsek nasıl bir suç ihtimali vatandaşların süresiz olarak kayıtlarının tutulmasına gerekçe olabilir?
TCK’nın 76’ncı maddesinde belirtilen soykırım suçu ve TCK 77’nci maddesindeki insanlığa karşı suçlar yönünden ise ‘zamanaşımı sürelerinin işlemeyeceği’nden bahisle kayıtları süresiz olarak tutacaklarını da ifşa ediyorlar.
Yani, BTK Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlarına POTANSİYEL SOYKIRIM SUÇLUSU gibi muamele ediyor. Bu büyük bir skandaldır. Hadi diyelim masumiyet karinesini geçtik bu her şeyden önce bu ülkenin yurttaşlarına ağır bir hakarettir.
Bir de burada CMK 135’e atıf var, peki iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasını düzenleyen CMK 135 gerçekten de BTK’ya bütün toplumun dinlenmesine yönelik yetki veriyor mu?
CMK 135’e göre iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması olağan durumda hakim kararı, istisna durumda ise 24 saat içinde hakim onayıyla mümkün. Peki 85 milyon vatandaş için alınmış bir hakim kararı var mı? Tabii ki yok. Fakat BTK’nın savunmasına göre 85 milyon vatandaş soykırım suçu şüphesiyle süresiz olarak teknik takip altında.
Peki bu SKANDAL bize ne söylüyor? Bu skandal bize oyları dip yapmış, yönetemeyen, toplumda hiçbir meşruiyeti kalmamış bir azınlık elitin son çırpınışlarını gösteriyor.
Yapılan kitlesel takip akıllara BTK kendi Cambridge Analytica’sını mı yaratmak istiyor sorusunu getiriyor. Davranış manipülasyonu yoluyla kitleler tesir altına alınmaya mı çalışılacak? BTK log deseni yoluyla bir sosyal ağ analizinin mi peşinde?
Şüphesiz bu takip hukuk alanında da etkiler yaratabilir. Bu hukuksuz uygulama uydurma kanıtlarla organize örgüt iddiasında bulunmanın yolunu açabilir.
Tabii tüm bunları apar topar önümüze getirilen ‘Dezenformasyon Yasası’ ile birlikte okumak lazım. Bu yasa ile birlikte Google, Facebook gibi sosyal ağlardan sonra Şebekeler Üstü Hizmet Sağlayıcılara (Whatsapp, Telegram, Bip vs.) da BTK ile bilgi belge paylaşımı zorunluğu gelecek. Bu durumu Çarşamba 14:00’da başlayıp Perşembe sabahı 04:30’da sona eren Dijital Mecralar Komisyonunda BTK ve Ulaştırma Bakanlığının en üst mercilerine sorduk. Cevap vermekten kaçındılar. Bugün konuyu tekrar Meclis Genel Kurulu’nda gündeme taşıdık. Yine cevap vermekten kaçındılar.
Aslında zımmen kabul etmiş oldular. Bu noktada Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bürokratlara yaptığı uyarıyı hatırlatıyoruz. SAKIN HA SAKIN bir çılgınlığa kalkışmayın. Bunun hesabını veremezsiniz. Şunu da belirtelim, bu bilgileri BTK’ya veren internet servis sağlayıcılar açıkça suç işliyorlar. Bundan geri dönün. Şimdiye kadar toplanan verileri derhal imha edin. Eyleminiz açıkça suç teşkil ediyor ve cezasız kalmaz.
O koltuklarda daha önceden oturan FETÖ’cülerden ders alın. Akıbetinizi iyi ölçüp tartın. Hukuken bedeli ağır olur. BTK’nın bir istihbarat birimi olmadığı açıktır. Bu toplanan verilerin güvenliği şüphelidir. Çok ciddi bir ulusal güvenlik sorunudur.
Komisyonda Ulaştırma Bakan yrd. ve BTK’nın üst mercilerinin yüzlerine karşı sorduğum soruları buradan yineliyorum:
-BTK bir kolluk birimi midir?
-BTK’nın bu belge ve bilgileri başka kurum ve kuruluşlarla paylaşmayacağının garantisi var mıdır?
-Kişilerin profillenebileceği bu kritik veriler ne kadar güvendedir?
-Yarın öbür gün bu verilerin başka yapıların eline geçmeyeceğinin garantisi nedir?
Şunu unutmayın: AZ KALDI GİDİYORSUNUZ! Her türlü hukuksuz girişime karşı ensenizdeyiz!