Gelecek Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ı partinin genel merkezinde ziyaret etti.
İki genel başkan arasındaki görüşmede Babacan’a genel başkan yardımcıları Sadullah Ergin, Münevver Helün Fırat, İbrahim Çanakcı ve Mustafa Uçak eşlik etti. Gelecek Partisi heyetinde ise genel başkan yardımcıları Nedim Yamalı, Selim Temurci, Feridun Bilgin, Neslihan Çevik ve parti sözcüsü Serkan Özcan yer aldı.
Yaklaşık bir buçuk saat süren görüşmenin ardından birlikte basının karşısına geçen iki lider, gazetecilerden gelen soruları yanıtladı.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın konuşmasından öne çıkan satırlar şu şekilde oldu:
“Çin’de yaşanan ihlallere sessiz kalınması akıl almaz”
“Hükûmetin en büyük tutarsızlık gösterdiği konulardan birisi Doğu Türkistan konusu. Sözüm ona insan hakları eylem planı açıklayan, uluslararası sözleşmelerin altında imzası olan bir ülkenin hükümeti Çin’de yaşanan insan hakları ihlallerine karşı sessiz duramaz. Akıl alır bir şey değil. Bu, iktidarın hem ana ortağına hem de küçük ortağına her gün her gün sorulmalı. Üçüncü ortağın diğer ortakların üzerinde nasıl bir etki alanı kurup da bu konuyu gündeme getirmelerini engellediği de soru işareti. Zaten Sayın Perinçek “geminin rotasını biz çiziyoruz” dedi.
“Acizlerin Akşener’e dönük ahlaksız ithamları kadınların cesaretini asla kırmasın”
“Sayın Akşener’in diğer siyasi partilerin genel başkanların tarafından her türlü ahlak sınırını aşacak bir tarz, üslup ve içerikle hedeflenmesi bir acziyetin ifadesidir. Başka türlü sonuç elde edilemeyince ahlak sınırları aşılıyor. Sayın Akşener’e dönük ithamlar, bu ithamlarda bulunanların acziyetidir. Biz tüm kadın siyasetçilerin yanındayız. Bu olanlar kadınların cesaretini asla kırmasın, siyasetin kadınlara ihtiyacı var. Hepimiz net, açık ve dik durmalıyız.
“Hukuk devletinde ifadeyle değil, şiddetle mücadele edilir”
“Toplantı ve gösteri yürüyüşü anayasal bir haktır. Sayın Erdoğan’a dönük herhangi bir eleştiri rahatlıkla cumhurbaşkanına hakaretten işleme sokulabilirken, diğer partilerin genel başkanlarıyla ilgili eleştiriler bambaşka bir kategoride değerlendiriliyorsa burada adalet yoktur. Kendisi diğer genel başkanlarla ilgili ağır ifadeler kullanabiliyor ama kendisiyle ilgili daha hafif ifadelere ‘yargı süreci işlesin’ diyor. Hukuk devletinde ifadeyle değil, şiddetle mücadele edilir. Daha yeni Levent Gültekin’e, öncesinde Orhan Uğuroğlu’na ve Selçuk Özdağ’a siyasal şiddet oldu. Cumhurbaşkanı gazetecilerin alenen siyasal şiddetle baskı altına alındığı bir tabloya sessiz kalamaz. Özel kayırma yöntemleriyle yargı sisteminin kötüye kullanılmasına müsamaha gösterilemez.
“Erdoğan cüzdandaki parayı gösteriyor ama kredi kartı borcundan bahsetmiyor”
“Merkez Bankası’nın eksi rezervinin olması ne demek? Sayın Erdoğan, ‘Cüzdanımda 95 milyar dolar var’ diyor ama 139 milyar dolarlık kredi kartı borcundan bahsetmiyor. O rezervinden 44 milyar dolar daha fazla piyasaya borcu var. Niye Merkez Bankasının borcu 139 milyar dolara çıktı? Cumhurbaşkanı’nın bunu ortaya koyması lazım. Türkiye böylesi bir tabloyla ilk defa karşı karşıya kaldı. Cumhurbaşkanı’nın hiçbir sorumluluktan kaçması mümkün değil. Çok istiyordu, vatandaş ‘çok istiyorsan al görelim bakalım ne olacak’ dedi. Bütün yetkileri aldı, artık mazeret yok. Cumhurbaşkanlığı yetki olduğu kadar hesap verme makamıdır.
“Cumhurbaşkanının yaptığı hataların bedelini millet ödüyor”
“Bakanı, yardımcılarını, üst düzey bürokrasiyi cumhurbaşkanının kendisi görevlendiriyor. Başarıda da başarısızlıkta da bir numaralı yetki de sorumluluk da kendisindedir. Yanlışlar, hatalar varsa onu da ağırlıklı olarak tek bir kişide değerlendirmemiz lazım. Bir kişinin yaptığı yanlış tercihlerin bedelini, maliyetini, külfetini bütün millet ödüyor.
“Fezleke konusu bağımsız ve tarafsız yargı tarafından ele alınmalı”
“Fezlekeler yargıyla başlayıp, ara durakta meclise gelen ve yine yargıyla devam edebilecek olan bir konu. Bu konu mutlaka bağımsız ve tarafsız yargı tarafından ele alınmalı. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığında ciddi kuşkuların olduğu bir ülkede her bir fezlekenin münferiden, detaylıca incelenmesi gerekir. Ne parti kapatma ne de dokunulmazlık konusu günlük siyasi oyunların bir parçası olarak kullanılmamalı.”
Davutoğlu: Cumhurbaşkanı Berat Albayrak’ı sırf damadı olduğu için koruyor
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar ise şu şekilde oldu:
“Bir yıldır söylüyoruz, Merkez Bankası’nın rezervleri eriyor diye. Sayın Cumhurbaşkanı şimdi damadı olamasa bakana hesap soracağı bir konuda sırf akrabası olduğu için koruyor. Sanki 128 milyar dolar bir yerde depoda duruyor ya da durmuyormuş mantığıyla. Cumhurbaşkanı bir aile reisi olmanın psikolojisiyle değil cumhurbaşkanı olmanın psikolojisiyle ödüllendirirken de cezalandırırken de objektif kriter uygulama zorunluluğu var. Türkiye’de Merkez Bankası rezervleri bu şekilde türetilmiştir. Niçin tüketildi? Kur oynaklığını ortadan kaldırmak için. Kur oynaklığı neden doğdu? Sorumsuz bir dış politika ve hukuk açıklamaları ve gereksiz işler sebebiyle. Bunun hesabını kim verecek. Bir efsane yaratmaya çalışmasınlar. “
Baraj değişikliği tartışmaları
“Maçı kaybeden bir takım eğer maçın kaderini değiştirecek hamleler yapma kabiliyetini de kaybetmişse ya hır çıkarır maçı yarıda keser ya da maçın kurallarını maçın ortasında değiştirmeye çalışır. Var olan seçim sistemiyle anlaşılan maçı yenilgiyle bitirmelerini mukadder görüyorlar ki şunun kurallarıyla biraz oynayarak tekrar bir maç kazanabilir miyiz hesabına giriyorlar.”
HDP’nin kapatılması
“Arkadaşlarımızın KCK- kayyum arasına sıkışmasını ortadan kaldıracağız. Bütün bu milletvekilleri adli süreçlerden geçerek aday oluyorlar. Ve YSK onaylıyor. Devlet vatandaşlara diyor ki bu gördüğün isimler senin oy verebilme meşruiyetine sahip isimler diyor. Bu devletin teminatıdır. Bu listeye oy verirseniz ve bu isimler Meclis’e gelirse bunlar Meclis’in meşru üyeleri olur diye bir teminat. Eğer seçildikten sonra suç işlemişlerse onun da bir süreci var. “
“Biz alanda her siyasi partiyle olduğu gibi bahsi geçen partiyle de siyasi rekabet yapacağız. Bu siyasi rekabeti yaparken KCK-kayyum denklemini bozacağımızı söyleyeceğiz. Ancak onu yaparken hukuki olarak da hukukun siyasal alanda kullanılmasını doğru görmeyiz. Vatandaşın sandığa olan, tercihine olan güvenini sarsacak hiçbir faaliyetin demokrasimiz açısından sağlıklı olmayacağı kanaatindeyim. “Kabul edilemez. Şiddetle tepki verilmesi gereken bir husustur. Herkesin Türkiye Cumhuriyeti devletinin sınırlarına saygı göstermesi ve bu saygıyı bütün sembollerine yansıtması gerekir. Net ve kesin bir tavır göstermek gerekir.”
“Çin büyükelçimiz neyin hesabını verdi?”
“Bize gelen bazı gayrı resmi bilgilere göre geçtiğimiz hafta içinde Türkiye’nin Pekin büyükelçisi Çin Dışişleri Bakanlığı’na çağırılarak bazı konularda hem protesto iletilmiş hem bazı sorular sorulmuş. Bildiğim kadarıyla bu Türk basınına yansımadı. Ben buradan sormak istiyorum Türkiye bu kadar sessizken ve Doğu Türkistan’da olanlar konusunda Çin’in taleplerine boyun eğmişken son olarak da Meclis’te bu hayır oyu verilmişken Çin Dışişleri Bakanlığı TC Büyükelçisi’ni niçin çağırmıştır, neyin hesabını sormuştur ve ne talep edilmiştir? Bunu kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşmaları lazım.”