Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, İsrail-Hamas savaşının sona erdirilmesi için geniş katılımlı bir barış konferansı düzenleme çağrısı yaptı.
Şi, başkent Pekin’de düzenlenen Çin-Arap Devletleri İşbirliği Forumu’nda konuştu. Foruma, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan’ın da aralarında bulunduğu Arap lideri ve çok sayıda Ortadoğu ülkesinin dışişleri bakanları katılıyor.
Şi: Savaş sonsuza kadar sürmemeli
Devlet Başkanı Şi, forumda yaptığı konuşmada Ortadoğu topraklarının kalkınma için aslında çok büyük umut vaat ettiğini vurguladı, “Ancak savaş devam ediyor” dedi.
“Savaş sonsuza kadar sürmemeli” diyen Şi, Ortadoğu’da barışın ancak iki devletli çözüm esasına göre tesis edilebileceğini kaydetti.
Çin Devlet Başkanı, İsrail-Hamas ihtilafının çözümü için geniş katılımlı bir barış konferansının düzenlenmesi gerektiğini savunurken, “Çalkantılı bir dünyada uyum içinde yaşayabilmenin tek yolu saygıdır, hakkaniyet ve adalet de kalıcı güvenliğin temelidir” diye konuştu.
İsrail’in Gazze’ye başlattığı askeri operasyonlar sonrasında Refah’a sığınan Filistinliler İsrail’in bu sefer de bu bölgeyi hedef alması sonrasında çadırsız kaldı. İsrail’in Gazze’ye başlattığı askeri operasyonlar sonrasında Refah’a sığınan Filistinliler İsrail’in bu sefer de bu bölgeyi hedef alması sonrasında çadırsız kaldı.
İsrail’in Gazze’ye başlattığı askeri operasyonlar sonrasında Refah’a sığınan Filistinliler İsrail’in bu sefer de bu bölgeyi hedef alması sonrasında çadırsız kaldı.
Şi ayrıca Çin’in Gazze’deki insani krizin hafifletilmesi ve savaş sonrasından bölgenin yeniden inşası için bağış ve yardımlarını sürdürme sözü de verdi, 69 milyon dolarlık ek mali yardım açıkladı.
Arap dünyasına duyduğu “derin yakınlığa” da vurgu yapan Şi, “Çin ve Çin halkı ile Arap ülkeleri ve halkları arasındaki dostluk, tarihi İpek Yolu boyunca gerçekleşen dostane alışverişlere dayanmaktadır” diye konuştu.
Çin Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilerini güçlendiriyor
Çin devlet medyasına göre 21 Arap devleti Çin ile Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında iş birliği anlaşmaları imzaladı.
Şi de forumda yaptığı konuşmada ülkesinin Arap ülkeleriyle ekonomi alanında ilişkilerini güçlendirmek için attığı adımlara işaret etti.
“Çin, petrol ve doğal gaz konusunda Arap ülkeleriyle stratejik işbirliğini daha da geliştirecek ve arz güvenliğini piyasa güvenliğiyle bütünleştirecek” diyen Şi, Çin’in aynı zamanda yeni enerji teknolojileri ve ekipman üretimi alanlarında da iş birliğine hazır olduğunu vurguladı.
Şi, bir sonraki Çin-Arap Devletleri İşbirliği Forumu’nun 2026 yılında düzenleneceğini açıkladı.
Pekin’in stratejisinin hedefi ne?
Kendisi de bir petrol üreticisi olan Çin, Ortadoğu’dan uzun süredir ham petrol ithal ediyor ve son yıllarda bölgedeki nüfuzunu ekonomi alanındaki iş birliği ile artırmaya çalışıyor.
Çin’in gümrük verilerine göre Çin’in Körfez ülkeleriyle ikili ticareti 2023 yılında 286,9 milyar dolar tutarında gerçekleşti ve Suudi Arabistan ile ticaret bunun yaklaşık yüzde 40’ını oluşturdu.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman.Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman.
Çin Devlet Başkanı Şi, ülkesinin dünyadaki nüfuzunu arttırma hedefinin temel ayaklarından biri olan Kuşak ve Yol Girişimi’nde Ortadoğu’ya anahtar bir rol biçiyor.
İsrail-Filistin ihtilafında kendisini rakibi ABD’ye kıyasla daha tarafsız bir aktör olarak konumlandırmaya çalışan Pekin yönetimi, bir yandan iki devletli çözümü savunuyor, diğer yandan İsrail ile iyi ilişkilerini de sürdürmeye çalışıyor.
Çin, son yıllarda arabuluculuk girişimleriyle de dikkatleri üzerine çekiyor. Geçen sene Suudi Arabistan ile “ezeli düşmanı” İran’ı bir araya getirmeyi başaran Pekin geçen ay da Filistinli iki rakip grubu, Hamas ve El Fetih’i “uzlamayı teşvik amacıyla” ağırladı.
“Çin için altın fırsat”
Siyasi analistlere göre Çin, uluslararası siyaset sahnesindeki rolünü Gazze savaşı ile güçlendirme arayışında, rakibi ABD’nin bu savaşı sona erdirmede “eylemsizlik” olarak algılanan tutumunu bu amaçla kullanıyor.
Avrupa Dış İlişkileri Konseyi’nden Camille Lons, “Pekin devam eden çatışmayı Batı’nın uluslararası sahnedeki çifte standartlarını eleştirmek ve alternatif bir küresel düzen çağrısında bulunmak için altın bir fırsat olarak görüyor” değerlendirmesini yaptı.
Lons, “Çin, Gazze’deki savaştan bahsederken daha geniş bir kitleye sesleniyor ve çatışmayı Batı ile Küresel Güney arasındaki karşıtlık zeminine konumlandırıyor” diye konuştu.
Exeter Üniversitesi’nden Maria Papageorgiou ise “Çin’in Ortadoğu’daki öncelikleri ağırlıklı olarak ekonomik” dedi.
Papageorgiou’ya göre Çin Körfez ülkeleriyle son yıllarda ekonomi alanında yakaladığı ivmeyi sürdürmek ve özellikle ticaret, teknoloji (5G ağları) ve diğer siber girişimler alanlarındaki yatırımlarını genişletmek istiyor.
Uluslararası ilişkiler uzmanı ayrıca Çin’in kendisini “Ülkelerin iç işlerine karışmayan ve baskı uygulamayan, Batıya alternatif ve daha güvenilir bir ortak” olarak sunmak istediğini de sözlerine ekledi.
“Sisi Çin’in siyasi desteğini almaya çalışıyor”
Bu arada Arap ülkelerinin Pekin’deki foruma gösterdikleri ilgi de dikkat çekti.
Forumda konuşan Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, uluslararası topluma Gazze’deki Filistinlilerin yerinden edilmemeleri için çağrı yaptı.
Filistinlilerin topraklarından zorla kaçmak zorunda bırakılmaması gerektiğini söyleyen Sisi, “Uluslararası topluma Gazze’ye derhal uzun vadeli insani yardım sağlama ve İsrail işgalini sona erdirme çağrısı yapıyorum” dedi.
Chatham House uzmanlarından Ahmed Aboudouh, “Sisi, İsrail ile gerilimin yüksek olduğu bir dönemde Çin’in siyasi desteğini arkasına almak istiyor” değerlendirmesini yaptı. Aboudouh’a göre Sisi Mısır’ın giderek köşeye sıkıştığını hissediyor ve büyük devletlerden alabileceği her türlü desteği almak istiyor.
Çin, son yıllarda Süveyş Kanalı ekonomik bölgesi ve Kahire’nin doğusunda yeni bir idari başkent de dahil olmak üzere Mısır devlet projelerine milyarlarca dolar yatırım yaptı.
Çin-Arap Devletleri İşbirliği Forumu 2004 yılında, Çin ile Arap ülkeleri arasında resmi diyalog mekanizması olarak kurulmuştu.