Ahmed eş-Şara, Suriye geçici Cumhurbaşkanı ilan edilmesinin ardından ilk uluslararası röportajını The Economist’e verdi.
Eş-Şara, röportajında, “Suriye halkının acılarını arttırabilecek en önemli iki şeyin” ABD yaptırımları ve İsrail’in ilerleyişi olacağını belirterek şunları söyledi:
“Birincisinin halkını öldürdüğü için Amerika Birleşik Devletleri tarafından rejime uygulanan Amerikan yaptırımları olduğuna inanıyorum ve bu yaptırımlar hala yürürlükte. Diğeri ise İsrail’in son dönemdeki ilerleyişidir ki bu sorunun çözülmesi gerekmektedir. İsraillilerin geri çekilmesi gerekiyor çünkü ilerlemeleri gelecekte çok fazla soruna neden olacak.”
“Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak”
Önümüzdeki yıllarda devlet başkanlığı için seçim yapılıp yapılmayacağı sorusuna “Elbette yapılacak” diye karşılık veren eş-Şara,”Siyasi partiler bu seçimlerde rekabet edebilecek mi?” sorusunu da şöyle yanıtladı:
“Bu benim karar vereceğim bir şey değil. Anayasa taslağı üzerinde çalışacak bir anayasa komitesi var. Bu komite yüksek yetkinliğe sahip güvenilir uzmanlardan oluşuyor. Partiler Kanunu’nu, kimin parti kuracağını ve seçimlere kimlerin katılabileceğini belirleyecekler. Tüm bunlar yasalara göre yürütülecek ve benim bu dönemdeki rolüm hazırlanacak yasayı uygulamak.”
“Bölgemizde demokrasinin tanımları çeşitli”
Eş-Şara, “Suriye bir demokrasiye dönüşecek mi?” sorusuna “Bölgemizde demokrasinin çeşitli tanımları var. Eğer demokrasi, halkın kendisini kimin yöneteceğine ve parlamentoda kendisini kimin temsil edeceğine karar vermesi anlamına geliyorsa, evet Suriye bu yönde ilerliyor” diye cevap verdi.
Suriye’de şeriat yasalarının uygulanıp uygulanmayacağı sorusunu
“Buna uzmanlar karar verir. Eğer onaylarlarsa benim görevim bunu uygulamaktır; onaylamazlarsa benim görevim de onların kararını uygulamaktır.”
“İslamî sistemin kadınlara rol vermediğini söyleyen İslam’ı yanlış anlamıştır”
Eş-Şara, “Kadınlar hükümetinizde gerçek güç pozisyonlarında olacak mı? Gerçek iktidarda göstermelik pozisyonlar değil, gerçek pozisyonlar? Gerçek güce sahip kadınlar olacak mı?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Her şeyden önce, İslami sistemde kadınlar bir rol oynar. Kim muhafazakar bir İslami sistemin kadınlara rol vermediğini söylüyorsa İslam’ı yanlış anlamış demektir. Elbette kadınlar toplumun neredeyse yarısını oluşturuyor ve şu anda üniversitelerdeki insan kaynaklarının çoğunluğu kadınlardan oluşuyor ve iş piyasası kadınlar için geniş bir iş piyasası. Suriyeli kadınlar zaten çalışıyor, yani bir kadın çalışmak istiyorsa iş piyasası ona açık.”
“Devletin kontrolü dışında silahlı gruplar olmayacak”
Eş-Şara, tüm silahlı güçleri aynı çatı altında toplayıp toplayamayacakları sorusuna şu yanıtı verdi:
“Öncelikle tüm gruplar son konferansta hazır bulundu ve geçtiğimiz iki ay boyunca onlarla pek çok görüşme yaptım. Hepsi orduya katılmayı ve ordunun bir parçası olmayı kabul etti, bu nedenle devletin kontrolü dışında silahlar olacağına inanmıyorum.
Olsa bile bu bir kanunla yasaklanacak ve devletin kontrolü dışında silah bulunduran herkese karşı önlem alınacaktır. Birleşik bir askeri kurum içinde silahları kontrol eden bir yasaya sahip olmadan gelecekte bir devlet inşa edemezsiniz.”
“Türkiye tam teşeküllü bir savaşa hazırlanıyordu”
“SDG ile görüşmeler durdu. Kürtlerin istediği federal bir sisteme izin verecek misiniz yoksa şiddet riski var mı?” sorusunu eş-Şara, şöyle cevapladı:
“Birincisi, Suriye’de federal bir sistem halk tarafından kabul görmüyor ve bunun gelecekte Suriye’nin yararına olmayacağına inanıyorum çünkü toplumlarımız federasyonu uygulamaya alışık değil.
Diğer bir husus ise bölgede SDG’nin yönetimini onaylamayan bir Arap çoğunluğun olması ve kuzeydoğu bölgesinde Türkiye ile uzun bir çatışma geçmişi olan bazı yabancı grupların bulunmasıdır. Ve Suriye’nin komşu ülkelere zarar verecek bir platform olmayacağı konusunda tüm devletlere güvence verdik.
Ayrıca Türkiye, PKK’nın Suriye’nin kuzeydoğusundaki varlığından büyük endişe duymaktadır. Orada tam teşekküllü bir savaş başlatmaya hazırlanıyordu, ancak müzakerelere alan açmak için onlardan beklemelerini istedik. Bölgenin Suriye devletine katılması ve SDG’nin hakimiyetinin ortadan kaldırılması çağrısında bulunan Arap unsurlardan da kamuoyu baskısı var.
SDG federal bir sistem çağrısında bulunmadı çünkü bunun Suriye’de şu anda mümkün olmadığını biliyorlar. Aksine, bu devlete katılmaya ve askeri güçlerini bu devlete entegre etmeye hazır olduklarını açıkladılar. Ancak detaylar üzerinde tartışmalar var; prensipte hemfikirler ancak detaylar üzerinde tartışmalar var. Bu anlaşmaya varmak için daha fazla zamana ihtiyacımız var.”
Bir anlaşmaya varılması konusunda “o kadar iyimser olmadığını” belirten eş-Şara, “Müzakere sürecine girdik ve herhangi bir zarar görmeden meseleleri barışçıl bir şekilde çözmeyi umuyoruz” dedi.
“Herhangi bir askeri varlık ev sahibi devletin rızasıyla kalmalıdır”
ABD’nin güçlerini Suriye’den çekme planları hakkında da konuşan eş-Şara, olası böyle bir kararı nasıl karşılayacakları sorusuna şu yanıtı verdi:
“Yeni Suriye devleti ışığında, herhangi bir yasadışı askeri varlığın devam etmemesi gerektiğine inanıyorum. Egemen bir devletteki herhangi bir askerî varlık belirli bir anlaşma çerçevesinde gerçekleşmelidir ve Amerika Birleşik Devletleri ile aramızda böyle bir anlaşma bulunmamaktadır.
Şu anda Rus askerî varlığını yeniden değerlendiriyoruz ve bir anlaşmaya varabiliriz ya da varamayız, ancak öyle ya da böyle, herhangi bir askeri varlık ev sahibi devletin rızasıyla olmalıdır.”