Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şükrü Karatepe, Demokrasi Güçlendirme Derneği tarafından hafta sonu düzenlenen Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem: Görüş ve Öneriler Sempozyumu’nun birinci oturumunda konuştu.
Karatepe şunları söyledi:
“Bu sistemde kuvvetler ayrılığı yok diyorlar. Sanki parlamenter sistem, kuvvetler ayrılığına dayanıyor. Ne cahil adammışım daha öğrenemedim parlamenter sistemde kuvvetler ayrılığı olduğunu. Kim diyor acaba parlamenter sistemde kuvvetler ayrılığı olduğunu?
“Parlamenter sistemi savunanlar bunu söylemeye niye ihtiyaç duyuyor ben anlamıyorum. Çünkü kuvvetler ayrılığı yok, olmaz. Parlamento içinde parti disiplinini dikkate alırsanız, eğer bir parti çoğunluğu çok güçlü bir şekilde ele almış ise artık yasama da yürütme de o partinindir.
“Bugünkü uygulama tamamen parlamenter sistem uygulaması”
“Parlamenter sistemde parlamenterin fiili rolü yoktur. Hocam bugün var mı diye soracaklar. Bugün de yok. Niye yok? Çünkü bu hiç değişmedi. Buna alıştığımız için.
“Bugünkü uygulama, tamamen parlamenter sistem uygulaması. Yine aynı devam ediyor. Bir defa iç tüzük değişmedi. İkincisi komisyonlar yasa yapacak, yasa üretecek, Türkiye’nin ilgili konularını içselleştirecek bir altyapıya kavuşturulmadı.
“ABD kongresine kaç defa gittim. Parlamenterlerin masalarında klasörler… Senatörler ellerinde dosyalarla koridorlarda geziyorlar.
“Bizim milletvekilleri -Allah selamet versin- lacivert-kırmızı kravat, rugan pabuç, devamlı selam verip dolaşıyorlar. Ondan sona parlamentoya gelinir: ‘Biz ne el kaldırıyorduk?’
“Bu yanlıştır ve parlamenter sistemin geleneğidir. Böyle olmaması gerekiyor. Yasanın parlamentoda üretilmesi gerekiyor.
“Ne zaman ki yasa parlamentoda yazılır. Bu kültür oluşur. O zaman başkanlık sistemi belli ölçülerde yürürlüğe girer. Yasamı organı da başkanlık sistemindeki yasama organı işlevi kazanır.”
“Neden vatandaşlıkla ilgili hiç konuşmuyorsunuz?”
Altı partinin ortak güçlendirilmiş parlamenter sistem metninde cumhurbaşkanının kim tarafından seçileceğinin gizlendiğini söyleyen Karatepe sözlerine şöyle devam etti:
“Sembolik yetkileri olacak. Olacak maşallah da kim seçecek kardeşim. Siz kamuoyu huzuruna çıkıp siz yanlış yaptınız, “ey halk siz seçemezsiniz artık parlamento seçecek diyecekseniz öperim elinizi.”
“Yeni tartışma ne getiriyor. Şunları beklerdim. Anayasanın başlangıç hükümleri ne olacak? Sukut hiçbir şey yok. Peki değiştirilmez maddeler ne olacak? Böyle kalacak mı, hiçbir şey yok.
“Hiç değilse şunlar yazılabilirdi değil mi? Bu yemin metinleri. Okuyamıyor ya milletvekili. Adam üçüncü dönem milletvekili ama okuyamıyor işte.
“O kadar ideolojik, o kadar anlamsız, o kadar kötü ki… Türkçe’ye hakaret neredeyse anayasadaki o hüküm. Biz bunu değiştireceğiz daha sade bir şey ile diye yazabilirdiniz. Niye yazmıyorsunuz ya bunu. Bu kadarı yazılmaz mı?
“Neden vatandaşlıkla ilgili hiç konuşmuyorsunuz? Kürt sorununu falan… Bu altılı grup geziyor, dolaşıyorlar; benim hoşuma gidiyor. Ben iki gün önce Diyarbakır’daydım. Çok da güzel, hoşuma gidiyor. Kürt sorunu falan diyorlar.
“Neden bu vatandaşlığı yazmıyorsunuz. Şunu çıkıp da anayasacılar niye söylemiyor kardeşim. ‘Türk Milleti, bu anayasada tek tanım vatandaşlıktır. Başka tanım yok.’ Niye yok? Bu sözlük mü, ansiklopedi mi? Niye bunu yazmıyorlar.
“Türkiye için ortaya düzgün bir şey koysunlar, biz de alkışlayalım”
“Türkiye için, hazırlanan metni çok olumlu buluyorum. Tartışılmasını çok değerli buluyorum. Çağırırlarsa, bundan sonra yapılacak tüm tartışmalara da politika yapmaya gerek yok doğrudan konuya girerek katkı vermeye hazırım ama cesur olsunlar.
“Bir değil iki değil üç değil altı parti biraraya gelmişler, cesur olsunlar. Madem yeni sistem çalışmıyor, bir sürü eksiği var; Türkiye için ortaya düzgün bir şey koysunlar. Biz de onları alkışlayalım.”
Yazıcı: “Karatepe, siyasi parti temsilcisi olarak nitelendirip sözlerimizi değersizleştirmek istedi”
Oturumun konuşmacılarından Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Serap Yazıcı, Karatepe’nin sözlerine tepki göstererek şunları söyledi:
Serap Yazıcı
“Ben 1984 yılında hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra akademik çalışmalarıma başladım. Ve 30 Haziran 2020’de öğretim üyesi olduğum Şehir Üniversitesi cumhurbaşkanı kararıyla kapatılıncaya kadar fiilen öğretim üyesi olarak çalıştım. Sayın Karatepe bizi, bir siyasi parti temsilcisi olarak nitelendirip aslında sözlerimizi etkisizleştirmek ve değersizleştirmek istedi. Bütün akademik çalışmalarımı izleyen herhangi biri şunu görecektir; akademisyen sıfatı taşıdığım süre boyunca ne savundumsa şu anda da onları savunuyorum. Hiçbir değişiklik yok. Elimden akademisyen olma hürriyetim alındığı için ben de siyaset arenasında demokrasi mücadelesi veriyorum.”
Yazıcı, Karatepe’ye “Sayın Hocam, siz Cumhurbaşkanlığı’nda danışmandınız değil mi” diye sordu.
Karatepe “Kamu görevlisi olduğunu, kimseyi itham etmediğini” belirterek şöyle karşılık verdi:
“Lütfen dinleyiciye konuşun. Ben sizin şahsınıza çok saygı duyarım. Türkiye’nin en değerli akademisyenlerinden birisiniz. Bütün fikirlerinize değer verir, şahsınıza sınırsız saygı duyarım. Bunu zedelemeyin lütfen.”
“Evet, maalesef öyle haklısınız”
Gazete Duvar’dan Ferhat Yaşar’ın haberine göre, Karatepe’nin parlamenterlerle ilgili sözlerine tepki gösteren oturumun bir diğer konuşmacısı CHP Milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, “AKP-MHP milletvekilleri parlamentoya vurulmuş ters kelepçedir” dedi. Karatepe, “Evet, maalesef öyle haklısınız” diye yanıt verdi.