Saadet- Gelecek Partisi TBMM ortak grubu toplandı. Toplantıda Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Mahmut Arıkan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Cumhurbaşkanımız geçtiğimiz günlerde İsrail’in Türkiye tehdidinden bahsetti. Türkiye’ye dönük milli bir tehdit varsa o zaman ne yapıldığını sormak ve gerekenleri yapmak bizim üzerimize vazifedir. Bütün bunlar Sayıştay denetiminden uzak bir Savunma Sanayi Fonu oluşturmaksa bundan uzak durun” diyen Davutoğlu, özetle şunları söyledi:
“Gerçekten dünya, 21. yüzyılın ilk büyük değişimini yaşıyor. Soğuk savaş sonrası dönem bitiyor. 90’lı yıllarda Türkiye büyük hastalıklar yaşadı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden sonra aynı hastalıklar musallat oldu ve yeni döneme son derece hazırlıksız giriyoruz. Geçen sene Erdoğan’ın Netenyahu’yla el sıkışmaması lazımdı. Bir senedir Türkiye’nin İsrail’e en çok çelik desteği veren ülke konumunda olmaması lazımdı. O zaman yarın bu çelik Türkiye’ye kullanılacak demektir. Böyle bir stratejik planlama olur mu? Konvansiyonel savaştan siber hibrit savaş tehlikesi var. İsrail bu datalarla sizi vurur. Tanımınız ne politikanız ne? Biz bu yeni Dünya’ya hazır mıyız? Silahlı kuvvetleriniz ne kadar gelişmiş olursa olsun ortak aidiyet bilinciniz yoksa bekanız yoktur. Milli bekanın en büyük düşmanı kutuplaşmadır. Şu anda da sistematik olarak kutuplaştık, ya bizdensin ya onlardan. O halde önce toplumsal dokuyu kuvvetlendirmek gerekiyor.”
“Vebal sokakları çetelere teslim eden eski İçişleri Bakanı’nda“
“Uyuşturucu çetelerine karşı tedbir almadan kimse Türkiye’de kendisini güvende hissetmez. Cumhurbaşkanı gençlere ve kadına yönelik şiddette vebal hepimizin üzerindedir’ diyor. Buna katılmıyorum. Vebal, bu sokakları bu çetelere teslim eden eski İçişleri Bakanıyla çeteyle ilişkili adamlardır. Milletin vebali yok. Başarı olduğunda şahsen ya da parti olarak sahipleneceksiniz ortada bir cinayet olduğunda ‘vebal hepimizin üzerine’ diyeceksiniz, yok öyle bir şey. 2016’da İstanbul Dünya’nın en güvenli şehirlerinden biriydi. Nasıl bir çete mensubu savcıyla bu üslupla konuşabiliyor, Narin’e olanları düşünün. Tedbir önce yönetenlere düşer. Yarın bir savaşa girsek bu savaş çetelerinin hepsi kendi otonom bölgelerini ilan ederler.”
“Halka vergi yüklenmesine karşıyız“
“Eğer 10-20 yıl sonraki savaşa hazır olmak istiyorsanız eğitimi düzeltecekseniz. Bir savaş riski varsa çok güçlü bir ekonomik altyapınız olmak zorunda. Bu millet savunma sanayi için son kuruşunu verir ama halkın boğazını sıkarak almaya çalışırsan da hesabını sorar. Halka vergi yüklenmesine karşıyız, savunma sanayisini ise sonuna kadar destekliyoruz. Kur korumalı mevduattan kesinti yapılsın. Üç yıldır bunlara trilyonlar aktardınız. Ayrıcalıklı müteahhitlerin vergi muafiyetini kaldırın. Bundan sonraki Nobel onlara verilmeli. İnsanlık tarihinde ilk kez borçtan vergi almayı düşündüler.”
“İki ihtimal var; ‘ya milli bir stratejik planlama vardır, bu sorunları çözmeliyiz ve yeni savaş riskine karşı hazırlıklı girmeliyiz, içerideki yaraları kapatmalıyız’ diyordur. Eğer böyle diyorlarsa sonuna kadar arkasındayım. Ya da aynen Öcalan’dan mektup alıp 2019 seçimlerine gittikleri gibi, sahte videolarla 2023 seçimleri öncesi hepimizi terörist ilan ettikleri gibi taktik bir manevra yapıyorlarsa sonuna kadar karşısında oluruz.”
“Bahçeli inisiyatif alırsa Türkiye bu süreci rahat yürür”
Sayın Erdoğan haklı; anaların kendi anadiliyle konuşamadığı günler vardı ve ben her yerde sonra adıma Serok denilecek kadar bu meselelere sahip çıktım. Hala sahip çıkardım. Siz niye bazı Kürtçe levhaları kaldırmak için yıllarca eski İçişleri Bakanı dönemide savaş ilan ettiniz neredeyse? Neden farklı düşünenlere terörist muamelesi yaptınız? Sayın Bahçeli’nin açıklamaları çok önemli. Sayın Bahçeli burada inisiyatif alırsa Türkiye bu süreci rahat yürür. Sayın Bahçeli’nin inisiyatif aldığı böyle bir süreç rahat yürür. Ümit ederim ki bu tahlili yapıp, dünkü konuşması bu bakımında tarihi önemli bir konuşmaydı. Umarım bunu devam ettirir.
Arıkan: AKP, tek bir mazlumun katledilmesini engelleyemedi
Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Mahmut Arıkan ise konuşmasında, “AKP, tek bir mazlumun katledilmesini engelleyemedi. 2025’te de hiçbir şey yapamayacaklar, bir müeyyide uygulayamayacaklar çünkü milli görüş gömleğini çıkardılar” dedi. Arıkan özetle şunları söyledi:
AKP ve MHP grupları tüm önergelerimizi reddederek bu millete hançer saplamaktadır. Dünya’nın dört bir tarafı ya çatışmalar ya da gerginliklerle örülmüş durumda. Bizim yeni bir dünya ideali ışığında yeni bir teklif sunma zamanımız gelmiştir. Modern tarihin en büyük soykırımlarından biri olan İsrail’in katliamı bir yıldır devam ediyor. Siyonizmin tüm bölgemizi kan gölüne çevirmeye çalıştığını defalarca söyledik. Türkiye’nin AKP yüzünden aciz kalmasını hatta siyonist tarafta lojistik destekte yer almasını kabul etmiyoruz. AKP, tek bir mazlumun katledilmesini engelleyemedi. 2025’te de hiçbir şey yapamayacaklar, bir müeyyide uygulayamayacaklar çünkü milli görüş gömleğini çıkardılar. Bu ateşe susarak ya da bağırarak değil ancak imanla, itibarla karşı konulabilir.
“Vatandaşın cebine göz diktiler”
Savunma sanayi bahanesiyle vatandaşın cebine göz dikiyorsunuz. Her sıkıştığında milli ve manevi duyguları istismar etmekten çekinmeyen iktidar ekonomik sorunları böyle çözeceğine inanıyor. 750 lira ile bugün vatandaşın milli ve yerli olup olmadığını ölçmeye kalkışan iktidar üç gün sonra bin lira ile milletimizin inancını ölçmeye kalkarsa şaşırmayız. Bütün bunlar kötü ekonomi yönetimi yüzünden oluyor. Ekim mevsimindeyiz… Çiftçimiz ne ekeceğine değil ekip ekmeyeceğine karar veriyor. Bir yıl boyunca gözü gibi baktığı ürün zarar ettirdi. Çiftçimiz kendisini hiç olmadığı kadar yalnız hissediyor. Bu, gıda güvenliğimizi tehdit eden bir sorundur. Tarlada, sanayide, fabrikada, pazarda, sokakta yoksunuz; saraylarda, köşklerde, villalarda varsınız. Milleti unuttunuz.
“En acil konumuzmuş gibi anayasa tartışması yapılıyor”
Bu ülkede ne zaman ekonomik sıkıntılar başlasa, hükümet gündemi değiştirir. Bugün en acil konumuzmuş gibi, bütün sorunlarımızı çözecekmiş gibi anayasa tartışması yapılıyor. Sivil, dili ve içeriğiyle bugünü ve yarını kucaklayan, 85 milyonun tamamının sahipleneceği bir metni milletimizin takdirine sunmalıyız ama keşke önce mevcut anayasaya riayet edilse de sonra eksiklerini tartışsak. Hukuka, adalete baktığımızda iktidarın niyetinden bir kez daha şüphe duyuyoruz. Mevcut anaysaya uymadan, toplumu esir alan şiddete son vermeden yeni anayasa konuşmak havanda su dövmek olacaktır. Güvensizlik hissi her bir vatandaşımızı sarmış durumda. Emniyet mensuplarının bile emniyette olmadığı bir ülkeyi vatandaşlarımız haketmiyor. Ülkemiz cinnet geçiriyor, maalesef kurbanlar ya çocuklar ya kadınlar oluyor. Sicili arşa ulaşmış kriminal tipler sokaklarda cirit atmakta. Okula gidenin geri döneceğinin belli olmadığı bir ülke olduk. Bu caniler bu cesareti mevcut infaz yasamızdan buluyor. Bu konuda acilen harekete geçilmeli. Her türlü desteği vereceğiz.