Sözcü’den Saygı Öztürk’e konuşan Ahmet Davutoğlu, AK Parti’nin Anayasa değişikliği için HDP ile görüşmesini ve Cumhur İttifakı ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli’nin bu toplantıya dair açıklamalarını şöyle değerlendirdi:
“HDP, TBMM’de grubu bulunan bir siyasi parti. Dolayısıyla AK Parti heyetinin HDP’yi ziyaret etmesi, bilgilendirmesi bence doğrudur. Sayın Bahçeli’nin de sürpriz bir şekilde bunu makul görmesi de doğrudur. Ancak, yanlış olan Türkiye’ de maalesef Cumhur İttifakı’nın hemen her alanda riyakâr bir siyasi anlayışı var. Kendilerine her şeyi helal kılıp, başkalarına her şeyi haram kılmaya dayalı bir yaklaşım içinde siyaset yapıyorlar. 10 aydır Altılı Masa hakkında ‘Yedinci ayağı HDP’dir’ diye sürekli bunu da terörle işbirliği olarak yorumladıktan sonra, AK Parti heyetinin HDP’yi ziyaret etmesi, Bahçeli’nin bunu makul görmesi bu riyakâr siyasetin bir yansımasıdır. Yoksa özde yanlış işler değil bunlar.
“Yanlış olan bu ilkesiz siyasettir”
“2019 seçimlerinde İmralı’dan mektup getirildi. Getiren kim? İzinle oraya giden bir akademisyen. İmralı neresi, Abdullah Öcalan’ın bulunduğu yer. Yani gayri meşru terörün başı olarak, PKK’nın elebaşı olarak hapishanede olan biri ziyaret edildi. Diğer taraftan Kandil’in sözcüsü olan Osman Öcalan da TRT ye çıkartıldı. Şimdi de HDP ile görüşmeler yürütülüyor. Normal şartlarda bu bilgilendirmeler, görüşmeler yanlış değil. Yanlış olan kendileri görüşürken başkalarının son derece şeffaf ilişkilerini terörle işbirliği olarak görmeleri.
“Kendilerinin ise bu grupla şeffaf olmayan ilişkileri var. İmralı’dan o akademisyenin gönderilmesinin şeffaf hangi yönü var? Osman Öcalan’ın TRT ye çıkartılması açık söyleyeyim büyük bir suçtur. HDP ile ilişki suç değildir ama kırmızı bültenle aranan Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkarılması açık bir suçu teşviktir, suça yataklıktır. HDP ile ilişki ise son derece normal siyasi bir ilişkidir. Bu çifte standardın, bundan sonra artık Altılı Masa’ya dönüp yedinci ayağını sorma hakları kalmadı. Bizim partinin HDP ile ikili kurduğu ilişkileri sorgulama hakları da kalmadı.”