Mesajına “Her şeyden önce geçtiğimiz iki hafta içinde benim ve eşimin geçirdiği korona süreci çerçevesinde dualarını ve iyi dileklerini sesli, yazılı ve görsel mesajlarla ileten kardeşlerimize ve dostlarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum” ifadeleri ile başlayan Davutoğlu’nun konuşmasından öne çıkan cümleler şöyle:
“Bugün özel bir günde beraber olmanın bahtiyarlığı içerisinde sizlere sesleniyorum. Meşakkatli ama onurlu, zor ama huzurlu, badireli ama ahlâklı siyaset yolculuğumuz için özel bir gündeyiz. Gelecek Partisi’nin birinci yılına ulaşmasının bahtiyarlığını yaşamayı nasip eden Rabbimize hamd ediyoruz. Evet, kıymetli kardeşlerim, 12 Aralık 2019’da doğumu gerçekleşen Gelecek Partisi bugün bir yaşına girdi. Bugünlere gelişimiz kolay olmadı. Gelecek çatısı altında ülkemize ve milletimize yeni bir ufuk çizme çabamız isimli ve isimsiz kahramanların alın, emek ve zihin terleriyle, çileleriyle dokundu. Ülkemizin her bir köşesinde her düzeyde emeği geçen bütün kardeşlerime teşekkürü bir borç bilirim.
“Ne bir makam bekledik ne dilsiz şeytan gibi sükût ettik”
“İlk aşamada, yıkmaya değil yapmaya, zarar vermeye değil düzeltmeye, egoya değil kamuya ayarlı hayat felsefemizin bir gereği olarak içinde bulunduğumuz iktidar partisinin en üst makamlarına gördüğümüz yanlışları en açık ve en samimi bir dille özel görüşmelerde aktardık. Bugün reform denilerek yeni bir umut oluşturulmaya çalışılan bütün hususları sözlü ve yazılı şekilde bizzat sayın Cumhurbaşkanına ilettik. Ne bir makam bekledik, ne dilsiz şeytan gibi sükut ettik, ne de ‘birileri çıksın bedel ödesin sonra da biz konuşmaya başlarız’ diye oportünist bir tavır içine girdik. Bu iyiniyetli çabalarımıza trol çetelerinin saldırıları, bizzat sayın Cumhurbaşkanını ağzından trenden inme binme ithamları ile, 28 Şubat’ta bile kesilmeyen konferanslarımızın iptallerine varan baskılarla cevap verildi. Baktık ki ülkemizin siyasi ve ekonomik şartları her geçen gün kötüleşiyor, yasakların kıskacı, yolsuzlukların cesameti ve yoksullukların çilesi büyüyor; bu kez kamuoyu önünde açıklama yapma ihtiyacı hissettik ve haftalar süren istişareler neticesinde kaleme aldığımız manifestoyu 22 Nisan 2019’da halkımızla paylaştık.
“Bahçeli’den devraldığımız iktidarı yine Bahçeli’ye teslim ettiler”
“Maalesef bütün iyimser beklentilerimiz kibirli bir inkârla, bütün samimi çabalarımız hak tanımaz bir ihraçla sonuçlandı. Bizler de AK Parti’nin kendisini, Türkiye’nin gerçeklerine, milletin arzularına, hattâ AK Partililerin beklentilerine bile kapattığını görerek milletimizle buluşma kararı aldık. AK Parti bir aile yönetimine, iktidar ise başta 28 Şubat artıkları olmak üzere Türkiye’nin ve milletin hayrına sicilleri boş, ancak darbecilikten ekonomik iflâsa sicilleri sabıkalı isimlerle koalisyon hükümetine döndü. 20 yıl önce Türkiye’yi iflasa götüren Bahçeli’den devraldığımız iktidar anahtarını, 20 yıl sonra Sayın Erdoğan milletin bütün emeğini ve AK Parti’nin birikimini yok ederek tekrar Bahçeli’ye teslim etti. Bununla da yetinmedi; rotayı da milletin üç nesildir süren özgürlük ve değer mücadelesine, bu değerlere düşmanlığını hiçbir zaman gizlememiş 28 Şubat teorisyeni marjinal bir partinin ve onun her dönemde şaibeli ilişkiler içine girmiş liderinin eline verdi. 2 Eylül 2019’da ihraç istemiyle disipline sevk edilince, 13 Eylül 2019’da arkadaşlarımızla birlikte istifa ederek yeni bir siyasi hareket başlatacağımızı ilân ettik. Böylece bu mücadelede üçüncü aşamaya geçerek Gelecek Partimizin geleceğinin işaret fişeğini çakmış olduk.
“Bu koalisyon iktidarı milletle aynı dünyada yaşamamaktadır”
“Bu koalisyon iktidarı her ne kadar Türkiye’de olsa da artık milletle aynı dünyada yaşamamaktadır. Öncelikle altını açık bir şekilde çizerek ifade edeyim, karşımızda ağır bir vesayet rejimi bulunmaktadır. Vasisi Bahçeli, rota çizeni Perinçek olan bu vesayet rejiminden Sayın Erdoğan’a sadece sözcülük kalmıştır. Hayaller koalisyonsuz Türkiye, gerçekler meşru bir koalisyonu bile aratan Bahçeli ve Perinçek vesayet rejimidir. Cumhurbaşkanı’nın vasisi gibi konuşan konuşanadır. Bu iktidarın içinde bulunduğu vesayet rejimi dünyası, milletin ve Türkiye’nin içinde bulunduğu dünyadan tamamen kopmuştur. Millet iş derdindedir, bunlar bir kişiye beş maaş verme derdindedir. Maalesef bizzat Sayın Erdoğan’ın kendi ifadeleriyle ülkemizde ‘küresel siyasi gelişmelere uygun olarak’ bakan ve Merkez Bankası başkanı değiştirilmiştir. Bunu bizzat Sayın Erdoğan söyleyebilmiştir. Yıllarca dış mihrak deyip durup, önlerine gelen herkesi dış mihrak uzantısı olarak suçlayıp, sonra da küresel siyasi gelişmelere göre bakan değiştiriyoruz, politika değiştiriyoruz, hattâ dış mihrak için reform bile yapmayı düşünüyoruz çizgisine gelmişlerdir. Hayaller tam bağımsız Türkiye, gerçekler bir odaktan başka odağa, bir eksenden başka eksene ne yaptığını bilmez şekilde savrulan Türkiye. Bu millet bu acizliği, bu onursuzluğu hak edecek ne yaptı size? Sayın Erdoğan’ın ülkeyi getirip bıraktığı yer ‘acı reçete’ yazan bir iktidardır. Evet, Erdoğan millete aç karnına içilmek üzere acı reçete yazacaklarını söylüyor. Nasıl olsa kendilerine bu acı reçetenin ucu dokunmayacak, nasıl olsa onların keyfi yerinde.”
Davutoğlu’nun Habertürk yayını Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin salonundan yapıldı
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin 1. kuruluş yıl dönümünde ayrıca akşam kuşağında Habertürk TV’de canlı yayın konuğu oldu.
Davutoğlu’nun konuk olduğu özel yayının en dikkat çeken ayrıntısı ise, yayının Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ait kabul salonundan yapılmış olmasıydı.