DEM Parti Batman İl Başkanlığı, DEM Parti Batman Eş Belediye Başkan Adayı Mehdi Öztüzün hakkında HÜDA PAR Batman adayı Serkan Ramanlı ile maç seyrettiği görüntüler nedeniyle inceleme başlatıldığını duyurmuştu. Ardından DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, tartışmalarla ilgili “Bir fotoğraf karesinden ibaret değil” açıklaması yapmıştı.
Gün içinde X hesabından, “Bir fotoğraf karesi ile hedef gösterilmemizin asıl sebeplerini halkımıza bu akşam açıklayacağız” tweeti paylaşan Öztüzün, beklenen açıklamayı Youtube üzerinden yaptı.
Öztüzün’ün açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“İl eş başkanlarının maça gideceğimden haberi var. Belediye eş başkan adayı Gülistan Sönük de maça gelmek istediğini söylemesi üzerine ‘Tamam gençlerle konuşurum’ dedim. Gençlerle konuştum, ‘O gelmezse ben de gelmem. Orada bir birlik fotoğrafı vereceğiz’ dedim. Saat 7 buçukta arkadaşımızı aradım, telefona cevap vermedi. Daha sonra Bağlar Mahallesi’nden gençlerimizle birlikte stada giriş yaptık. Taraftarın büyük ilgisiyle karşılaştık, ‘Halkın başkanı halkın içinde’ tezahüratı yapıldı. Serkan Ramanlı protokol tribünündeydi. Serkan Ramanlı, sonradan yanımıza geldi ve maçı izlerken o esnada öyle bir fotoğraf çıktı. Bundan sonraki olay, resmi hesaptan tweet paylaşılması. Ben bu partinin adayıyım. İl yönetimim, benden olayın nasıl olduğuyla ilgili bir açıklama almadan, sormadan beni hedef gösteren bir tweet yayınladı. Sonrasında görüştük, ‘Bunu düzeltiriz’ falan… Bugüne kadar bir açıklama yok.
Sonrasında Genel Merkez’deki sözcü arkadaşımız, ‘Bu bir fotoğraf karesinden ibaret değil’ dedi. 90’lı yılları, o acıyı ve ölüm korkusunu yaşayanlardan biriyim. O zamanlar cep telefonu yoktu. Misafirliğe gittiğimiz arkadaşlarımızın evinden birbirimize telefon açıyorduk ‘Ulaştık, ölmedik’ diye.
Eski siyaset artık halkın ihtiyaçlarına cevap vermiyor. Yeninin doğuşuna da izin verilmiyor. Biz o yeniye talibiz.
Aday adaylığı başvurusu yapmamdan beş gün sonra örgüt üyeliğinden ceza aldım. Sonraki süreçlerde farklı kesimlerde hedef oldum.
Batman’daki, birilerinin algı yarattığı gibi bir eş başkanlık sorunu ya da kadın karşıtlığı değil. Bu İslam tarihindeki Sıffın Savaşı’na bir benzerlik gösteriyor kanaatindeyim. Sıffın Savaşı’nda iktidarcı İslam’ı savunan Muaviye orduları ile halkın İslam’ını savunan Hz. Ali ordularının savaştığı bir bölgede, Muaviye askerleri Kuran ayetlerini mızraklarının uçlarına taktılar. Hz. Ali orduları kutsalla savaşıyor gibi bir görüntü vermek istediler. Batman’da olan da bu. Ön seçimde kaybettiler. Bunun rövanşı olarak gördük. Bu sefer, kutsal olan kadın özgürlüğü mücadelesini mızrakların ucuna geçirdiler. Mesele bundan ibarettir. Bu, önseçimde kaybeden siyaset ağalarının intikamıdır.
Bizim derdimiz temiz siyaset. 45 yıldır demokrasi ve eşitlik mücadelesinin içindeyim. Hiçbir zaman makam derdim olmadı. Siyasette bir itiraz ettik, sınıfsal öfke aynı zamanda. Genel gidişata bir itiraz. Kimseden oy istemedik, hakikat yolculuğu dedik. Ülkedeki çatışmalı süreci bitmesine hizmet edecek bir çıkış yapmak… Halkımız da bize tarihi bir destek verdi.
Seçim partisi değil çözüm partisiyiz dedik. Yoksul halk çocukları hala toprağa veriliyor. Buna yardım edecek bir faaliyet tüm ülkeye kazandırır. Bunun onurlu bir barışla sonuçlanması halinde tüm sorunları minimize edecek. Ben Kürt halk önderi dedim, mahkemede beraat ettim. Ama artık onu bile çok kullanmak istemiyorum. Ben özgür insan kavramını önemsiyorum. Özgür insan zihniyet olarak özgür.
Ey yetkililer -onlara da seslendik- İmralı’da bir özgür insan var. Hem projeleri var hem etkisi ve gücü var. Silahlı güçler üzerinde gücü var, halk üzerinde etkisi var. Bir an önce bir müzakere, bir diyalog süreci başlatılırsa; bir hafta içinde Kürt-Türk ilişkilerini rayına oturturuz. Buradan bütün Türkiye halkları kazanır. Türk Kürt’süz, Kürt Türk’süz özgür olamaz. Hep beraber özgürleşeceğiz. Hep beraber gönüllü eşitlik temelinde yaratacağız. Bu şartları yaratacak özgür insan İmralı’da. Bu seçim sadece buna hizmet ederse bizim gözümüzde anlamlı olur. Yoksa belediyeleri almışsın bırakın anlamı bizi daha fazla yıpratacak bir pozisyon yaratır.
İmralı’da özgür insanla 20’nin üzerinde görüşme yaptım. Çok iddialı ve çok çalışan bir insan, kendine güvenen bir insan. Onun düşüncelerini halka taşımamak halka yapılacak en büyük ihanettir. Ben o yola girmedim, girmeyeceğim. İmralı’da özgür insanla bir görüşme olanağı yaratılırsa şu anda seçim çalışmalarını bırakır giderim.
Halkımız bizim modelimizi savunun dedi. Biz Batman’da bir yol açtık gibi. Halkımız bize güvensin. Biz mutlaka hedeflediğimiz yere ulaşacağız.
İmralı’da özgür insan şunu söylüyor: Beni değil düşüncelerimi dışarı çıkarın. Bu çok tarihi bir söz. Bu düşünceler, Türkiye halkının evet diyebileceği düşünceler. Birlikte yaşamayı savunur, eşitliği savunur. Bunun Türkiye halkına anlatılması lazım, bizim siyasetimizin rolünün o olduğu kanısındayım. Biz bir misyon partisiyiz. Biz, o düşünceleri halka iyi anlatmalıyız ve onun gereklerini yerine getirmeliyiz.
Arkadaşların haklı eleştirileri var bu konu sosyal medya üzerinde tartışılmamalı diye. 13’üncü günde hala yeni bir açıklama yapılmadığı için iç tartışmaları burada tartışma gereği duyduk. Bu konuda eleştirilerde arkadaşlar haklı. Ama muhatap bulamıyoruz. Bir tweet atılıyor hedef gösteriliyor. Kimse arkasında durmamasına rağmen hala yerinde duruyor. ‘Bir problem yok’ açıklaması çok zor olmamalı. Halkımızı bilgilendirme ihtiyacı hissetiğimizden dolayı sosyal medyayı kullanmak zorunda kaldık.”