DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısının ardından gelen soru üzerine Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın SDG’yle ilgili sözleri hakkında konuştu.
Doğan, Fidan’la ilgili şunları söyledi:
“Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, zaman zaman acaba Suriye kabinesinde mi diye bir soruyu sordurtmamıza neden olabilecek açıklamalar yapıyor. Zaman zaman demek fazla olabilir çünkü çok sıkça yapmaya başladı.
“Hakan Fidan’ın dili üzülerek belirtmeliyiz ki sürecin ritmine de tonuna da uygun değil. Sürece uygun bir dil kullanmıyor. Sürecin başından bu yana lütfen Dışişleri Bakanı’nın açıklamalarına bakınız. Kullandığı dile, sürekli tehditkâr yaklaşımına…
“Kendisini update etmeli”
“Özellikle Suriye meselesinde aldığı pozisyona, koyduğu mesafeye, kimlerle nasıl bir yakınlık kurduğuna… Ortak basın toplantısında kullandığı dile de dikkat çekerim. Demagoji yapmayı tercih ettiğini düşünüyoruz. Bu buyurgan dil ancak süreç karşıtlarının elini güçlendirir. Bu dilden tabii ki vazgeçmeye çağırıyoruz kendisini, çözüm ve sükûnet arayan bir dile ihtiyacımız var.
“Meseleye vakıf, bölgeye vakıf, konuyu bilen birinin yaklaşımı, herhangi bir yaklaşım olarak kabul edilemez. Sayın Fidan’a ben ayrıca şunu hatırlatmak isterim. Siyasi çizgisine daha iyi hizmet etmesi için kendisini update etmesini öneriyoruz. Siyasi güncelleme seçeneğini açık tutarsa daha faydalı olur. Dilini ve kendisini update etmeli.”
Fidan: “Enayi değiliz”
Fidan, önceki gün (13 Ağustos) Suriye Dışişleri Bakanı Hasan Esad Şeybani ile Ankara’daki görüşmesi sonrası SDG hakkında şunları söylemişti:
“YPG-SDG tarafından çok fazla açıklama yapılıyor. 10 Mart Mutabakatı’nın kendilerini çok fazla bağlamadığını düşünüyorlar. Türkiye’deki ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinin de kendilerini ilgilendirmediklerini söylüyorlar. Sizi ne ilgilendiriyor? İsrail’in maşası olmak mı?
“Biz tolere etmekte zorlandığımız gelişmeler görüyoruz. Avrupa’dan, dünyanın dört bir yanından gelen örgüt üyelerinin Suriye’yi terk etmediğini görüyoruz. Örgütün 10 Mart’tan sonra Suriye’de olumlu manada güven telkin edici bir adımını da görmüyoruz. Bir bekleyiş içindeler. Bunu görüyoruz. SDG tarihi iradeye saygı duymalı. Bekledikleri karışıklık çıkmayacak. Çıksa bile onların lehine bir durum olmayacak.
“Kusura bakmayın kimse enayi değil. Biz enayi değiliz. Büyük devlet olmanın bir kuralı var. Biz onu yapıyoruz. Ama sizi tekrar buradan uyarıyorum: Durduğunuz yer doğru bir yer değil. Bunu değiştirin. Suriye’yi beraber nasıl inşa edeceğinizi düşünün.
“Türkiye bölgede bir dominasyon peşinde değil. Biz her zaman yapıcı, iyi niyetli, barışçıl bir pozisyondayız ancak güvenlik kaygıları ortaya çıktığında Türkiye rahat bir şekilde yerinde durmaz. SDG kendilerini Türkiye ve bölge için bir tehdit olmaktan çıkarmalı. Biz bunu istiyoruz.
“(Suriye’de) Türkiye’nin güvenlik taleplerinin tatmin edilmediği bir ortamda bizim burada rahat durma şansımız yok.”