Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Türkiye’nin Suriye politikasında keskin bir dönüşe işaret eden “Muhalefetle Suriye’deki rejimi bizim bir şekilde anlaştırmamız lazım. Aksi halde kalıcı barış olmaz” sözlerinin yankıları hem bölgede hem de Türkiye’de sürerken Dışişleri Bakanlığı yeni bir açıklamayla Çavuşoğlu’nun sözlerine açıklık getirdi.
Bakanlık Sözcüsü Tanju Bilgiç yaptığı yazılı açıklamada Türkiye’nin Suriye’de rejim güçleri ile muhalifler arasında yaşanan ihtilafa yaklaşımında bir değişiklik olmadığı mesajını verdi. Bilgiç, Türkiye’nin, Suriye ihtilafının başından beri ülkedeki krize halkın meşru beklentileri doğrultusunda çözüm bulunması için en çok çaba harcayan ülke olduğunu söyledi:
“Türkiye sahada ateşkesin muhafaza edilmesinde ve Astana ve Cenevre süreçleri vasıtasıyla Anayasa Komitesi’nin kurulmasında öncü rol oynamış, muhalefete ve müzakere heyetine siyasi süreçte tam destek vermiştir. Halihazırda, rejimin ayak sürümesi nedeniyle bu süreç ilerlememektedir. Sayın Bakanımızın dün ifade ettiği hususlar da buna işaret etmektedir.
“Milyonlarca Suriyeliye geçici koruma sağlayan Türkiye, mültecilerin gönüllü ve güvenli geri dönüşleri için uygun şartların hazırlanması ve ihtilafa BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararında ortaya konulan yol haritası uyarınca çözüm bulunması yönündeki çabalarına aktif katkısını sürdürmektedir.”
Bilgiç, Türkiye’nin uluslararası toplumun tüm paydaşlarıyla işbirliği içinde Suriye’dekii ihtilafa Suriye halkının beklentileri doğrultusunda kalıcı çözüm bulunmasına dönük çabalara güçlü katkı sağlamaya devam edeceğini vurguladığı açıklamasını “Suriye halkıyla dayanışmamız sürecektir” sözleriyle tamamladı.
Suriye Ulusal Koalisyonu: Suriye halkı kriminal bir terör rejimiyle uzlaşmayı kabul etmeyecek
Konuya ilişkin bir açıklama da Suriye Ulusal Koalisyonu’ndan geldi.
“Suriye halkı kriminal bir terör rejimiyle uzlaşmayı kabul etmeyecek ve özgür ve demokratik bir Suriye inşa etmek için mücadeleye devam edecek” başlığıyla yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“‘Uzlaşma’dan bahsetmek, siyasi sürece yapılan uluslararası referansı ve Suriye’nin birliği ve bölünmesini önleme temelinde Rusya’nın müdahalesiyle uzlaşıldığı iddia edilen alanlarda rejimin güvenlik mekanizmasının güçlendirilmesine yol açan önceki girişimlerin sonuçlarını görmezden geliyor. Siyasi bir çözüm ve terörün ortadan kaldırılması gerekiyor.
Suriye halkı 11 yıldır Esad rejimine karşı ayaklanmış, bir milyon şehit, milyonlarca yerinden edilmiş ve tutukluya özgürlük ve haysiyet kazandırmış, bir adalet ve vatandaşlık devleti kurmuş ve siyasi bir çözüm konusunda uluslararası kararları olumlu bir şekilde ele almıştır. Rejim ve müttefikleri vu teklifleri reddettiler ya da zayıflatmaya ve içeriğini boşaltmaya çalıştılar.
Rejimin güvenlik servisleri, güvenlik ve istikrar eksikliği ve İranlı terörist milislerin kontrolü, uyuşturucu yaymaları ve genç erkekleri işe almalarına ek olarak aktivistlere yönelik suikast, tasfiye ve tutuklama kampanyaları başlattı. Suriye’de ve komşu ülkelerde kalıcı barış, Esed rejimiyle uzlaşarak değil, değiştirilerek olacaktır ve bu onun korunmasının temelidir.
Siyasi çözüm, Cenevre Bildirisi (2012) ve ilgili Güvenlik Konseyi kararları, özellikle 2118 (2013), 2254 sayılı kararın (16) maddesi başta olmak üzere, tüm yürütme yetkilerine sahip bir geçiş yönetim organının kurulmasıyla başlar. (2015) ve 2258. (2015) sayılı kararın (4). paragrafı ve 15 Mayıs 2013 tarihli Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Kararı (67/262)’nin (28). Cumhurbaşkanı ve hükümeti, güvenlik ve askeri teşkilatlar üzerinde tam yetkiler de dahil olmak üzere, geçiş dönemi başlar başlamaz yetkilerini tamamlamak kaydıyla, Geçici Yönetim Organına, rejimin başkanı ve hükümetinin kıdemli isimlerin bunda rolü yoktur.
Suriye halkı, devrimci ve ulusal siyasi güçleri aracılığıyla, “onarıcı adalet” konusunu reddetti ve suçluların ve katillerin, rejimin başındaki ve üst düzey şahsiyetlerine, güvenlik ve askerlik hizmetlerine öncülük eden “ceza adaleti” aracılığıyla savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar mahkemelerine. hesap vermesi gerektiğini vurguladı.
Reform Hareketi, uluslararası meşruiyet kararlarına uygun bir siyasi çözüme olan bağlılığını ve konumunun Suriye halkının konumu ve ulusal iradesiyle tamamen uyumlu olduğunu teyit eder ve teröre karşı mücadelenin Suriye’deki güçlerle ittifak yoluyla olduğunu vurgular, o rejime sponsor olan ve destekleyen devletler ve partiler yoluyla değil. Karşı çıkın.”
Ne olmuştu?
Bakan Çavuşoğlu, Suriye’deki iç savaşın başladığı 2011’den sonra Ankara-Şam hattında tamamen kopan diplomatik ilişkilerin yeniden kurulabileceğinin mesajını da dünkü açıklamalarıyla duyurdu. 2021’de Belgrad’da Bağlantısızlar toplantısında Suriye Dışişleri Bakanı ile ayaküstü bir görüşme yaptığını duyuran Çavuşoğlu, bu görüşmenin resmi olmadığını söyledi.
Çavuşoğlu’nun Suriye politikasına dönük açıklamalarının, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Soçi’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le yaptığı görüşmenin ardından sarf ettiği sözleri izlemesi dikkat çekti. Erdoğan, ‘Putin bu konuda sorunları rejimle temas halinde çözmemizi tavsiye etti’ ifadesini kullanmıştı. Erdoğan’ın bu açıklamalarının ardından Türkiye gazetesinde, Erdoğan’ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la telefonda görüşebileceğine ilişkin bir haber yayımlanmıştı.