Ana SayfaHaberlerGündemDiyanet’ten ırkçılık karşıtı Cuma hutbesi: “Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap’a takva...

Diyanet’ten ırkçılık karşıtı Cuma hutbesi: “Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap’a takva dışında bir üstünlüğü yoktur”

Diyanet İşleri Başkanlığı, bu haftaki Cuma hutbesinde ırkçılığın İslam’da yasaklandığına dikkat çekti: “Ebû Zer (r.a), bu tartışma esnasında Hz. Bilâl’e ‘Siyah kadının oğlu’ demişti. Yaşanan bu hadiseden haberdâr olan Allah Resûlü (s.a.s), Ebû Zer’i şöyle uyardı: ‘Ebû Zer! Annesinin siyahi olmasından dolayı Bilâl’i küçümsüyor ve ayıplıyor musun? Demek ki sen, kendisinde hâlâ cahiliye izleri olan bir kimsesin.’”

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu haftaki Cuma hutbesinde İslam’ın insana verdiği değere dikkat çekilerek dili, ırkı, rengi, cinsiyeti, mezhebi ve meşrebi  ne olursa olsun her insanın değerli olduğu belirtildi.

Ülke genelindeki tüm camilerde irad edilen hutbede şu ifadelere yer verildi:

“Her insanın canı, malı ve onuru saygındır, dokunulmazdır”

Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in müezzini olma şerefine nail olmuş Bilâl-i Habeşî (r.a) ile sahabenin önde gelenlerinden Ebû Zer (r.a) bir defasında tartışmışlardı. Ebû Zer (r.a), bu tartışma esnasında Hz. Bilâl’e ‘Siyah kadının oğlu’  demişti. Yaşanan bu hadiseden haberdâr olan Allah Resûlü (s.a.s), Ebû Zer’i şöyle uyardı: ‘Ebû Zer! Annesinin siyahi olmasından dolayı Bilâl’i küçümsüyor ve ayıplıyor musun? Demek ki sen, kendisinde hâlâ cahiliye izleri olan bir kimsesin.’

Aziz Müminler!

Yüce dinimiz İslam’a göre dili, ırkı, rengi, cinsiyeti, mezhebi ve meşrebi  ne olursa olsun her insan değerlidir, hürmete layıktır. İnsan, eşref-i mahlûkattır; haysiyetine yakışır bir şekilde yaşamayı hak etmektedir. Her insanın canı, malı ve onuru saygındır, dokunulmazdır. Takvamız yani Rabbimize karşı gelmekten sakınmamız, emirlerine itaat edip O’nun hoşnutluğunu kazanmamız dışında birbirimize üstünlüğümüz yoktur. Nitekim hutbeme başlarken okuduğum ayet-i kerimede Cenâb-ı Hak bu hakikati bizlere şöyle haber vermektedir: “Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizle tanışasınız diye sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdâr olandır.” Hutbeme başlarken okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) tüm insanlara şöyle seslenmektedir: “Ey insanlar! Dikkat edin; Rabbiniz birdir, atanız da birdir. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap’a; beyazın siyaha, siyahın beyaza takva dışında bir üstünlüğü yoktur.”

“Mümin; aile, etnik köken, inanç ve mezhep gibi aidiyetleri kötülük işleyenle bir tutmaz”

“Kıymetli Müslümanlar!

Bizler, insanların ayaklarına dolanan bir taşı bulunduğu yerden kaldırmayı imanın parçası gören İslam medeniyetinin temsilcileriyiz. İnsanların onur ve haysiyetini ayaklar altına alacak tutum ve davranışlar bize asla yakışmaz. Bizler, merhameti, adaleti, sevgiyi, saygıyı ve birlikte yaşama ahlakını dünyaya hâkim kılmış aziz bir milletin evlatlarıyız. Ayrıştırmak, ötekileştirmek, dışlamak, hor görüp ayıplamak hayatımızın hiçbir alanında yer bulamaz. Bizler, nebevi ahlakı kuşanan Anadolu irfanının temsilcileriyiz. Rabbimizin nazargâhı olan bir kalbi kırmak, bir gönlü incitmek, Müslüman kimliğimizle asla bağdaşmaz. Cenâb-ı Hak Kur’an’da beş defa  وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ اُخْرٰىۚ‘Hiçbir günahkâr bir başkasının günahını yüklenmez.’ buyurmaktadır. Kur’an-ı Kerim’i kendisine rehber edinen bir mümin, suçun şahsiliği ilkesini unutmaz. Aile, etnik köken, inanç ve mezhep gibi aidiyetleri kötülük işleyenle bir tutmaz. İşlenilen suçu genelleştirerek hiçbir masum cana kıymaz.”

“Ayrıştırıcı değil, birleştirici olalım”

“Değerli Müminler!

Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (s.a.s) bizleri şöyle uyarmaktadır:  لاَتَحَاسَدُوا ، وَلاَ تَدَابَرُوا ، وَلاَ تَبَاغَضُوا ، وَكُونُوا عِبَادَ اللّٰهِ إِخْوَانًا “Birbirinize haset etmeyin. Birbirinize sırtınızı dönmeyin. Birbirinize kin ve nefret beslemeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun!” O halde birbirimizin hak ve hukukuna saygı gösterelim. Farklılıklarımızı en büyük zenginliğimiz bilelim. Ülfet ve muhabbet bağıyla birbirimize bağlanalım. اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ فَاَصْلِحُوا بَيْنَ اَخَوَيْكُمْ “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin.” ayetinde buyrulduğu üzere yıkıcı değil, yapıcı olalım. Ayrıştırıcı değil, birleştirici olalım. ‘Sakın incitme bir cânı, yıkarsın arş-ı Rahmân’ı’ hassasiyetiyle her insana, canlı cansız tüm mahlûkata sevgi ve şefkatle muamele edelim. Birlik ve beraberliğimizi, toplumsal barış ve huzurumuzu zedeleyecek her türlü söz, tutum ve davranışla topyekün mücadele edelim. Unutmayalım ki, birlik, beraberlik ve kardeşliğimizi koruduğumuz müddetçe aşamayacağımız hiçbir engel, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sıkıntı yoktur.”

- Advertisment -