Trump'ın Beyaz Saray'daki basın toplantısı devam ederken, selefi Barack Obama kararı eleştiren bir yazılı açıklama yayınladı.
Obama, "Paris Anlaşması'nda kalan uluslar, yaratılan istihdam ve endüstrilerden faydalanacak uluslar olacaktır (…) ABD yönetimi geleceği reddeden bir avuç ülke arasına dahil olsa da, devletlerimiz, şehirlerimiz, iş dünyası, gelecek nesiller için elimizdeki tek gezegenin korunması için yardımcı olup, yol göstermek için elinden geleni yapacaktır" dedi.
Obama döneminin Dışişleri Bakanı John Kerry de katıldığı BBC yayınında mevcut yönetimi sert sözlerle eleştirdi.
"Yükselen sıcaklıklar bir ulusal güvenlik meselesi"
Kerry, bunun bir ABD başkanı tarafından alınan "kendi kendine en fazla zararı verecek olan" kararlardan biri olduğunu söyledi.
Paris Anlaşması'na kucağında torunuyla birlikte imza koyan Kerry, imzanın geri çekilme kararının "liderlikten iğrenç bir şekilde feragat etmek" olduğunu da sözlerine ekledi.
John Kerry, Paris Anlaşması'nın imza törenine torunu Isabelle Dobbs-Higginson'ı da getirmişti ve imzayı attıktan sonra torununu öpmüştü.
Kerry, Trump'ın anlaşmayla ilgili olarak halka yalan söylediğini belirterek, Başkan'ın anlaşmadan imzayı çekmenin dışında, anlaşma kapsamında uygulanacak programda değişikliğe gitmesinin de mümkün olduğunu ancak bunu tercih etmediğini vurguladı.
New York Eyalet Valisi Andrew Cuomo, Trump konuşmasını bitirince yayımladığı açıklamasında, "Beyaz Saray'ın düşüncesizce aldığı Paris Anlaşması'ndan çekilme kararının etkisi yalnızca ABD'ye değil, tüm gezegene yansıyacaktır" mesajı verdi.
Washington, New York ve California eyaletlerinin valileri, Paris Anlaşması kapsamındaki taahhütlerini yerine getirmek ve iklim değişikliğiyle mücadele konusunda agresif adımlar atmak isteyen eyaletleri çatısı altında toplamak amacıyla "Birleşik Devletler İklim Birliği" adında bir grup kurduklarını açıkladı.
2016 yılında imzalanan Paris İklim Anlaşması, fosil yakıtlarının kullanımının kısıtlanması ve sera gazı emisyonlarının azaltılmasıyla, küresel sıcaklık artışının 1,5 ila 2 derecede kalması için ülkelerin çaba göstermesini öngörüyor.
Bu anlaşma, küresel ısınmayla dünya çapında mücadele edilmesi ve önlemler alınması için atılmış en önemli uluslararası adımlardan biri olarak gösteriliyor.
Avrupalı liderler "hayal kırıklığına" uğradı
Avrupalı liderler de hem ortak hem de bireysel açıklamalar yayınlayarak, Trump'ın kararına tepki gösterdi.
İngiltere Başbakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Başbakan Theresa May'in Trump ile telefonda görüştüğü ve duyulan hayal kırıklığını ilettiği belirtildi.
Açıklamada, görüşmede May'in Trump'a, "Paris Anlaşması, gelecek nesillerin refahının ve güvenliğinin sağlanmasını öngören küresel bir çerçeve oluştururken, aynı zamanda vatandaşlarımız ve iş dünyası için enerji maliyetlerinin makul ve arzının da güvenli kalmasına neden oluyor" dediği ifade edildi.
Fransa, İtalya ve Almanya da ortak bir açıklama yayınlayarak, karardan dolayı "üzüntü duyduklarını" bildirdi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İtalya Başbakanı Paolo Gentiloni'nin imzasını taşıyan açıklamada, "Paris Anlaşması'nın kesinlikle yeniden müzakere edilmeyeceğine inanıyoruz, zira bu anlaşma gezegenimiz, toplumlarımız ve ekonomimiz için hayati öneme sahip bir araç" dendi.
Fransa'nın yeni lideri Macron daha sonra resmi Twitter hesabından Trump'ın seçim sloganı olan "Amerika'yı Yeniden Yüceltin" sözüne atıfta bulunarak, "Gezegenimizi Yeniden Yüceltin" mesajını paylaştı.
Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo, anlaşmaya destek için belediye binasının akşam yeşil ışıkla aydınlatılacağını söyledi.
Hidalgo, "Beyaz Saray ne karar alırsa alsın, şehirler Paris Anlaşması'nın sorumluluklarını yerine getirecektir. Gezegenin geleceği için başka alternatif yok" dedi.
Paris Belediye Binası karara tepki olarak yeşil ışıkla aydınlatıldı.
Ayrıca, İsviçre, Finlandiya, Danimarka, Norveç ve İzlanda liderleri de Trump'ın kararını kınayan açıklamalara imza attı.
Deniz suyu seviyesinin yükselmesinden en çok etkilenmesi beklenen yerlerden biri olan Pasifik Okyanusu'ndaki volkanik adaların oluşturduğu Marshall Adaları Devlet Başkanı Hilda Heine de bu kararın ABD'nin liderliğini destekleyenler için şaşırtıcı olduğunu ve Paris Anlaşması'na bağlılıklarının devam edeceğini söyledi.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau da Twitter'dan attığı mesajla duyduğu hayal kırıklığını dile getiren bir diğer lider oldu.
Trump taraftarları sevinçli
Başkan Trump'ın yaptığı açıklama tam bir kampanya konuşması gibiydi. Tek fark seyircilerin fazla tezahürat yapmamasıydı.
Trump'ı destekleyenler için Paris Anlaşması'ndan ayrılmak Trump'ın ne kadar güçlü bir başkan olduğunu ortaya koyuyor.
Konuştuğum Trump destekçilerinin tamamı banabu karardan dolayı ne kadar mutlu olduklarını anlattı.
Virginia'da yaşayan James, "Çok mutluyum. Birçok kişinin işini korudu" dedi.
Cathy de "Zaten başından beri kötü bir anlaşma olduğunu düşünmüştüm" yorumunu yaptı.
Will ise "üzerine yazıldığı kağıda yazık" dedi.
Texas'ta yaşayan Marta ise anlaşma hakkında fazla bilgi sahibi olmadığını ancak "özel kulüplere" benzettiği çevre örgütlerinden kendisine "gına geldiğini" söyledi.
Bu benzetme aslında bir bakıma Trump'ı destekleyenlerin BM ve NATO gibi küresel örgütleri koyduğu yeri de gösteriyor.
Onlar için meselenin bilimle ilgisi yok. Burada mesele "küresel elitler" olarak adlandırdıkları gruplara güçlü bir mesaj verilmesi.
Bir de bu kararla Obama'nın miraslarından birisi daha ortadan kaldırılmış oldu ve bu da Trump destekçilerinin mutlu olmasını sağlayan bir diğer neden.