BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura Nisan 2016’dan bu yana askıda olan Suriye görüşmelerini tekrar başlatmaya hazırlanıyor. 23 Şubat Perşembe günü başlatılacak Suriye barış görüşmelerinde hem rejimin hem muhaliflerin temsilcileri hazır bulunacak. Görüşmelerin formatı henüz açıklık kazanmadı ancak daha önceki görüşmeler göz önünde bulundurulduğunda tarafların aynı masada oturması beklenmiyor.
4. Cenevre görüşmelerine ilişkin basın açıklaması yapan De Mistura, Rusya'nın Beşar Esed rejiminden İsviçre'nin Cenevre kentinde gerçekleşecek Suriye konulu görüşmeler boyunca muhaliflere yönelik hava saldırılarını durdurmasını istediğini söyledi.
'Daha fazla Astana olmasını umuyoruz'
Türkiye ve Rusya'nın öncülük ettiği Astana sürecinin ateşkesi büyük ölçüde sağladığına değinen Mistura, Astana toplantılarının Cenevre'de görüşülecek siyasi süreci desteklediğini vurguladı. Mistura, önceliğin ateşkesin sağlanması olduğunu vurgulayarak, "Astana çok olumlu bir inisiyatif. Daha fazla Astana toplantısı olmasını umuyoruz." ifadesini kullandı.
Siyasi sürecin Cenevre'de sürmesi gerektiğine işaret eden Mistura, "Astana'da ateşkes ve ateşkese dair her şey olmalı. Güven artırma da dahil." dedi.
BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararında zikredilen tüm tarafların Cenevre'ye davet edildiğini söyleyen Mistura, yarın itibariyle tamamının burada olacağını ifade etti. Mistura, görüşmelerin çerçevesini BMGK'nın 2254 sayılı kararının oluşturacağını belirterek, tartışılacak konuları şöyle aktardı:
"Güvenilir, kapsayıcı ve mezhepsel olmayan yönetimin kurulması, yeni anayasanın hazırlanması ve özgür, adil seçimlerin düzenlenmesi."
Anayasa hazırlanması konusuna açıklık getirmek istediğini dile getiren Mistura, "Anayasanın hazırlanması, sadece Suriye halkının yetkisindedir. Bizim değil, başka kimsenin de değil." ifadesini kullandı.
Mistura, ikili görüşmelerin yarın sabah itibariyle başlayacağını belirterek, görüşme formatının henüz belirsiz olduğunu söyledi. BM Temsilcisi, görüşmeler için "Dönüm noktası olmasını beklemiyorum" ifadesini kullanarak, siyasi süreç için ivme kazandırıcı etki yapmasını öngördüğünü dile getirdi.
Mistura, görüşmelere başlamak için ön şart kabul etmekten yana olmadığının vurguladı. Görüşmelerin kapsayıcılığı hakkında Mistura, Suriye halkının yarısından fazlasını temsil eden kadınların ve sahada savaşan askeri grupların heyetlerdeki temsilinin artırılmasından yana olduğunu söyledi.
Staffan de Mistura, bir gazetecinin önceki gün Humus'un Esed rejimi ablukasındaki Vaer bölgesine BM'ye ait 22 insani yardım konvoyunun girişini engellemesinin hatırlatılması üzerine, "Saldırıları kimin başlattığı önemli. 22 kamyonun insanlara ulaşmamış olması önemli." tespitinde bulundu.
ABD'nin görüşmelerdeki rolü sorulan Mistura, Donald Trump yönetiminin Suriye politikasını oluşturmak için zamana ihtiyaç duyduğunu ancak süreci desteklediğini ifade etti.
Cenevre daha önce Suriye konulu 3 girişime ev sahipliği yapsa da bu görüşmelerin hiçbirinde ülkedeki krize çözüm bulmak yolunda somut adım atılamadı.
2016’da düzenlenen Suriye görüşmeleri, muhalefet heyetinin çekilmesiyle sonuçlanmıştı. Muhalifler bu kararlarına Suriye ordusunun ve Rusya'nın ateşkese rağmen saldırılarını artırmasını gerekçe göstermiş ve çatışmaların sürdüğü bir ortamda müzakerelerin süremeyeceğini ifade etmişti.
Kimler katılıyor?
BM, görüşmelere katılacak taraflarla ilgili henüz resmi bir açıklama yapmadı. Ancak rejimin ve Riyad merkezli muhalif Yüksek Müzakere Heyeti’nin seçtiği 21 kişilik heyetin görüşmelerde yer alması bekleniyor. Suriyeli muhaliflerin Ulusal Koalisyonu SMDK Üyesi Nasr Hariri muhaliflerin heyetine başkanlı edecek. Rejim yanlısı El Vatan gazetesine göre ise, rejimi temsil edecek heyetin başkanı yine ülkenin BM Daimi temsilcisi Beşşar Caferi olacak.
Kahire Platformu olarak tanınan bir başka muhalif grup da Cenevre'ye davet edildiğini söyledi. Bu platformun temsilcilerinden Suriye Dışişleri Bakanlığı Eski Sözcüsü Cihad Makdisi onların 3 müzakereci ve 2 danışman olarak davet edildiklerini açıkladı.
Rusya’nın Cenevre’de yer alması için baskı uyguladığı bir başka muhalif grup olan Moskova Platformu, önce daveti sözel olarak aldıkları için katılmayacaklarını açıklamıştı. Platformun en önemli isimlerinden Eski Suriyeli Bakan Kadri Cemil ise daha sonra de mistura'dan yazılı bir davet aldıklarını ve yine 3 müzakereci ve 2 danışman olarak katılacaklarını belirtti.
Türkiye'nin katılmasına karşı olduğu PKK'nın Suriye uzantısı PYD’nin ise davet edilmesi öngörülmüyor.
Krizde etkili olan aktörler de başta Rusya, Türkiye, İran ve ABD olmak üzere çok sayıda ülke, BM tarafından görüşmelere davet edildi.
"Yönetim, Anayasa ve seçimler"
De Mistura’nın başgörevlisi Michael Contet, 21 Şubat’ta yaptığı açıklamada, Cenevre görüşmelerinde 3 temel konuya odaklanacaklarını açıklamıştı.
Yetkili, Suriye’deki çözümün ana hatlarını çizen 2254 sayılı BM kararında yer alan bu 3 temel konuyu şöyle özetlemişti; Güvenilir, kapsamlı ve mezhepçi olmayan bir yönetimi ortaya koyacak siyasi geçiş süreci, yeni bir anayasa hazırlama, BM’nin denetiminde adil ve özgür seçim düzenlemek.
Esed’in akıbeti
Muhalifler, her müzakere turu öncesi olduğu gibi siyasi geçiş süreci kapsamında Esed’in gitmesi gerektiğini savunuyor. Rejim ise bunu reddediyor.
2016’daki Cenevre görüşmelerinde rejimi temsil eden heyetin başkanı Beşşar Caferi, Esed’in akıbetinin tartışılmayacağını ifade etmişti.
Siyasi geçiş masada olacak
Siyasi geçiş, muhaliflerin en baştan bu yana bir an önce müzakere etmek istediği konuydu. Rejim ise, mümkün olabildiğince bu konuyu ötelemeye çalışmıştı.
Rejim, en son Cenevre görüşmelerinde, bu konuya girmemek için muhaliflerin temsilinde usulsüzlük oluğunu iddia etmiş ve tüm muhalifler temsil edilmediği sürece çözüm konularına girmenin yanlış olacağını savunmuştu.
De Mistura’nın son konuşmasında, siyasi geçişe değinmemesi muhaliflerin tepkisine neden olmuştu. Zira, muhalifler bu konuyu Esed’in gitmesi olarak yorumluyor.
BM yetkilisinin ofisinde görevli Michael Contet aynı konuşmada görüşmelerin bu konuya da değineceğini ifade etmişti.
Astana görüşmeleri
Rusya ve Türkiye’nin girişimiyle Ocak 2017’de Astana’da da Suriye konulu görüşmeler yapılmıştı. Bu görüşmelerin ana amacı, Suriye’de ateşkesi raya oturtmak ve ihlâlleri minimuma indirmekti.
Bu toplantılar, sadece açılış ve kapanış oturumlarında olsa bile ilk kez rejimi ve muhalifleri aynı masaya oturmakta başarılı oldu. ABD’nin gözlemci ülke olarak katılması Washington’un rolünü indirgemek olarak yorumlandı.
Muhaliflerin destekçileri Suudi Arabistan ve Katar’ın Astana’da yer almaması ve rejimin müttefiki İran’ın, Rusya ve Türkiye ile beraber garantör olması, Esed rejiminin Halep’in tamamını ele geçirmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştı.
Rusya bu görüşmeler sırasında, Suriyeli taraflara bir anayasa taslağı iletmişti. Moskova, bu adımın dayatma olmadığını ve sadece konuyla ilgili tartışmaları başlatmak için ortaya attığını savunsa da, muhalifler tepki göstermiş ve siyasi konuların Cenevre'de ele alınması gerektiğini savunmuştu.
Kaynak: Al Jazeera ve Reuters