Amerikan Adalet Bakanlığı, Trump’ın eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’un 23 Haziran’da satışa çıkması beklenen kitabının piyasaya sunulmasını önlemek için yargıya başvurdu. The Room Where It Happened (O odada oldu) başlıklı 577 sayfalık kitapta Trump’ın Beyaz Saray’ı nasıl yöneteceği konusunda akıllara durgunluk verecek ölçüde bilgisiz olduğu yazılı.
Kitapta Trump’ın Çin’den Amerikan çiftçilerinin ürünlerini almasını istediği de yer alıyor. Kitaptaki bilgiler bir açıdan oldukça tanıdık. Eski bir danışmanının ya da halen görevde olan ve adını vermeyen bir yardımcısının Trump’ın yönetime ilişkin ayrıntılarla ilgilenmiyor göründüğüne ve dış politikaya ilişkin temel konularda bilgisiz olduğuna dair anekdotlar aktardığı ilk olay değil.
Bolton’un kitabı bu bilinen temaların ötesine geçerek, dış politikayı kendi iç ve kişisel politika gündemine uydurmaya istekli bir Başkan portresi çiziyor. Bolton, Ocak ayında Trump hakkında meclis soruşturması açılması için Demokrat Kongre üyelerinin yaptığı başvuruda yer alan, Başkan’ın, Ukrayna’ya, Demokrat Parti adayı Joe Biden aleyhine bilgi vermeye zorlamak için askerî yardımı durdurmak istemesi iddiasını doğruluyor ve Trump’ın Çin’le ilişkilerini de yeniden seçilmesini gözeterek sürdürdüğünü, ayrıca dünyadaki dost otokratları desteklemek için sık sık müdahalelerde bulunduğunu ekliyor.
Bolton, Haziran 2019’da Osaka’da yapılan G20 zirvesinde Başkan Trump ile Çin Halk Cumhuriyeti Başkanı Xi arasındaki görüşmeye atıfta bulunuyor. Bu görüşmede Xi, ABD’de Çin’e eleştiri yönelten bazılarının yeni bir soğuk savaşa davetiye çıkardığından yakındı. Bolton’a göre Trump, Xi’nin Demokratları kastettiğini varsaymış ve konuyu birdenbire 2020 Başkanlık seçimlerine getirerek ve Çin’in ekonomik yetilerini ima ederek, Xi’den kazanmasını sağlamaya yardım etmesi için yalvarmış. Çiftçilerin önemini ve Çin’in soya fasulyesi ve buğday alımını arttırmasının seçim sonucuna etkisini vurgulamış. Xi ticaret görüşmelerinde tarım ürünlerine öncelik vermeyi kabul ettiğinde de Trump onu “Çin tarihinin en büyük lideri” ilan etmiş. Amerikan Ticaret Temsilcisi Robert Lighthizer böyle bir isteğin hiç olmadığını söyledi.
Kitapta, sözkonusu zirvenin açılış yemeğinde gerçekleşen bir konuşma da yer alıyor. Çin’in Batı Sinçiang bölgesinde kurduğu kampların tartışılması sırasında Trump yapımın devam etmesini savunmuş ve bunun tam da yapılacak doğru şey olduğunu söylemiş. Bilindiği gibi, Çin yaklaşık bir milyon Uyguru ve başka etnik azınlıkları cezalandırma ve endoktrinasyon amacıyla kamplarda tutuyor. Trump yönetimi resmî olarak Çin’in Uygurlara davranışını eleştiriyor. Geçtiğimiz Çarşamba Trump, Sinçiang eyaletinde Müslümanlara baskı uygulanmasından sorumlu Çinli görevlilere karşı ABD’nin yaptırım uygulamasına onay veren bir yasayı imzaladı.
Bolton’a göre meclis soruşturması açılmasına yönelik araştırma Ukrayna olayının ötesine geçip diğer politik müdahale iddialarını da ele alsaydı, sonucu farklı olabilirdi.
Kitapta başka ağır iddialar da var. Örneğin, Trump’ın İngiltere’nin nükleer güç olduğunu bilmediği öne sürülüyor. İngiltere’nin nükleer caydırıcılığı 2018’de Theresa May ile yapılan bir görüşmede gündeme geldiğinde Trump, “O, siz nükleer güç müsünüz?” demiş ve Bolton’a göre bunun şaka niyetiyle söylenmediği açıkmış. Bir keresinde de eski yardımcısı John Kelly’ye Finlandiya’nın Rusya’nın bir parçası mı olduğunu sormuş.
Kitaptaki bir iddia da Trump’ın, Venezuela’yı istila etmenin hoş olacağını ve orasının zaten aslında ABD’nin bir parçası olduğunu söylediği yolunda. Afganistan konusunda ise tutumu çok farklı, oradaki çatışma için, “Bunu George Bush adlı bir aptal yaptı,” demiş.
Bolton, Putin’in, müttefiki olan Venezuela Cumhurbaşkanı Nicolas Maduro’yu desteklemek amacıyla Mayıs 2019’daki bir telefon konuşmasında muhalefet lideri Juan Guaido’yu Hillary Clinton’a benzettiğini, bunun da Trump’ı büyük ölçüde ikna ettiğini savunuyor. Bolton’a göre Putin Trump’ı parmağında oynatıyor.
Yazarın bir diğer iddiası da Trump’ın her taşın altında komplo gördüğü ve bırakın devasa federal hükümeti, Beyaz Saray’ı nasıl yöneteceği konusunda bile akıllara durgunluk verecek kadar bilgisiz olmayı sürdürdüğü.
Bolton’un kitabında Trump’ın en yakın çalışma arkadaşlarına ilişkin bilgiler de var. Beyaz Saray’a geldiğinde John Kelly, “Buradan kurtulmaya nasıl can attığımı bilemezsin. Senin de göreceğin gibi, çalışmak için kötü bir yer burası,” demiş. Trump’ın Kuzey Kore lideri ile 2018’deki görüşmesi sırasında Dışişleri Bakanı Bolton’a Trump için çok aşağılayıcı bir ifade kullandığı bir not vermiş.
Cumhuriyetçiler, bunların hep kitap satmaya çalışan hoşnutsuz bir eski çalışanın iddiaları olduğunu söylüyor. Trump ise, Bolton’un yasayı çiğnediğini, yüksek gizlilik derecesinde bilgilerin sözkonusu olduğunu ve Bolton’un onay almadığını öne sürüyor. “Bitmiş bir adamdı. Ona bir şans verdim,” diyor.
Beyaz Saray’a Nisan 2018’de katılan Bolton Eylül 2019’da ayrılmış, Trump ise ciddi anlaşmazlıkları nedeniyle onu kendisinin kovduğunu ileri sürmüştü.
Kitabın yayıncısı Simon & Schuster, hükümetin kitabın piyasaya çıkmasını engelleme girişiminin politik amaçlı, saçma ve boş bir çaba olduğunu ve dünya çapında yüz binlerce kopyasının dağıtılmış olduğunu açıkladı.
(Kaynak: BBC)