Çoğu, basın kartlarını göstermelerine rağmen saldırıya uğradıklarını ifade ediyor.
New York merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), “Gazetecilere gözdağı vermeyi amaçlayan bu saldırılar kabul edilemez” dedi.
Bazı protestocuların da gazetecileri hedef aldıkları olayların yaşandığı bildiriliyor.
Cuma günü Minneapolis’te CNN muhabirinin canlı yayında gözaltına alınırken çekilen görüntüler bütün dünyanın gündemine düştü. Yetkililerin, isyana dönüşen protesto gösterilerini aktaran muhabirlere yönelik müdahaleleri tartışma yarattı.
Hafta sonu ise, saldırıya uğradıklarını söyleyen gazeteci ve medya çalışanlarının görüntüleri sosyal medyada giderek yayılmaya başladı. ABD Basın Özgürlüğü Takip projesi, son üç gündür protesto gösterileri sırasında 100’den fazla ‘basın özgülüğü ihlali’ yaşandığını ve soruşturulduğunu söyledi.
Bu vakaların 90’ının ‘şiddet olayları olduğu’ belirtildi.
Cumartesi akşamı yerel saatle 20.00 civarında, Minneapolis’te polis sokağa çıkma yasağını ihlal edenleri dağıtmaya çalışan polis plastik mermi kullandı. Olayları takip eden Reuters haber ajansına bağlı televizyon ekibinin iki çalışanı plastik mermilerin hedefi oldu.
Reuters kameramanı Julio-Cesar Chavez, “Kameramla çektiğim bir polis memuru arkasını döndü ve plastik mermi tüfeğini tam bana doğrulttu” dedi. Reuters, Minneapolis Polis Departmanı’nın görüntülerin kaydı olmasına rağmen olayla ilgili hiçbir yorum yapmadığını aktardı.
Reuters, polisin doğrudan kameramanlarını hedef aldığını ve görüntüleri kaydettiklerini söyledi.
Washington DC’de, Beyaz Saray yakınlarında bir polis memuru, zırhıyla BBC kameramanına saldırıp itti.
BBC’nin Amerika büro şefi Paul Danahar, “Kameramanın medya mensubu olduğu apaçık belliydi” dedi ve yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Ekip, Beyaz Saray önündeki protestoları çekerken polisin tüm talimatlarına da uyuyordu. Saldırı, sokağa çıkma yasağı ilan edilmeden önce yaşandı ve herhangi bir uyarı ya da provokasyon yoktu.”
BBC kameramanı Washington DC’de polisin hedefi oldu.
California, Long Beach’te de radyo muhabiri Adolfo Guzman-Lopez, bir polis memuru tarafından plastik mermiyle boynundan vurulduğunu söyledi.
Bölgenin emniyet müdürü Pazartesi günü gazetecilere açıklamasında yaşananları soruşturacağını ifade edip “Hiçbir medya mensubunun zarar görmesini istemiyorum” dedi.
Cuma gece yarısı ise Beyaz Saray yakınlarında Fox News ekibi, bir grup maskeli protestocunun saldırına uğradı. Deneyimli Fox New muhabiri Leland Vittert, “Tahrir Meydanı’nda yaşadığım izdihamdan sonra en çok burada yaşadıklarımdan korktum” diye anlattı yaşadıklarını.
Cumartesi günü Vice News gazetecisi Michael Anthony Adams da polisin saldırısına uğradı.
Adams, elinde basın kartı taşımasına “Basın” diye bağırmasına rağmen Minneapolis polisi bir benzin istasyonunda gazetecinin yüzüne biber gazı sıktı.
Bir başka Vice gazetecisinin paylaştığı videoda yaşananlar açıkça görülüyordu.
Cuma gecesi, serbest çalışan foto muhabir ve aktivist Linda Tidaro da Minneapolis’te polisin attığı plastik mermiyle sol gözünden yaralandı. Gazetenin gözü tamamen kör oldu.
Aynı gece Kentucky Louisville’deki yerel haber kanalı Wave3 için çalışan bir muhabir de canlı yayındayken polisin doğrudan kendisini hedef alarak fırlattığı biber gazı topunun isabet etmesiyle yaralandı. Muhabir yayında “Vuruldum, vuruldum” diye bağırıyordu.
Louisville polisinden bir sözcü Cumartesi günkü açıklamasında, olaya karışan polis memurunu tespit etmeye çalıştıklarını söyledi ve “Amacımız medyayı hedef almak değil” dedi.
Hafta içinde Minneapolis’te yaralanan gazetecilerden biri de Alman Deutsche Welle’ye çalışan bir muhabir oldu. Canlı yayına girmeye hazırlanan muhabirin üzerinde ‘PRESS’ (Basın) yazılı yelek vardı. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde gazetecinin de gözaltına alınmakla tehdit edildiği görüldü.
Muhabir Stefan Simons “Polisler işlerini yapmak için büyük bir baskı altındalar ama tabii bizi de işimizi yapmamız için rahat bırakmaları lazım” dedi.
Minnesota’nın valisi Pazar günü, eyaletinde gözaltına alınan gazetecilerden ve gazetecilerin çalıştığı kurumlardan özür diledi.
Gazetecilere yönelik saldırılar yaşanırken, ABD Başkanı Donald Trump da medyaya saldırmaya devam ediyor.
Trump, Pazar günü paylaştığı tweette ‘medyanın gücünü nefret ve anarşiye teşvik etmek için kullandığını ‘söyledi.
Trump, gazetecilerin “iğrenç bir gündeme sahip gerçekten kötü insanlar” olduklarını yazdı.
Bazı basın özgürlüğü platformları da gazetecilere yönelik saldırıları kınadı.
Basın Özgürlüğü için Muhabirler Komitesi yazılı açıklamasında gazetecilere yönelik saldırıların ‘yasa dışı olduğu’ uyarısında bulundu.
BBC’ye konuşan Gazetecileri Koruma Komitesi yöneticisi Courtney Radsch da ‘polislerin, işlerini güvenli ve yaralanma korkusu olmadan yapabilmeleri için gazetecileri hedef almaya son verilmesi’ çağrısında bulundu.
Kaynak:BBC Türkçe