Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün başkent Berlin'in kuzeyinde, Brandenburg eyaletindeki Meseberg Şatosu'nda bir araya gelecek. Alman hükümetinin misafirhanesi olarak kullanılan şatodaki buluşma, iki liderin son üç ay içinde gerçekleştirdiği ikinci yüz yüze görüşme olacak. Merkel ve Putin'in görüşmenin basına açık bölümünde gazetecilere kısa birer açıklamada bulunması bekleniyor. Görüşme sonrası ortak basın toplantısı ise planlanmıyor.
Alman hükümet sözcüsü Steffen Seibert, görüşmede Suriye'deki iç savaş ile Ukrayna'nın doğusundaki çatışmaların yanı sıra enerji konularının ele alınacağını açıkladı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın son dönemde özellikle Rusya'ya yönelik açıkladığı yaptırımlar ile ticaret, enerji ve NATO konusunda getirdiği eleştiriler Rusya'da da Almanya'da da endişe yarattı.
Alman Dış İlişkiler Konseyi'nden Rusya uzmanı Stefan Meister'e göre, bu nedenle iki lider Meseberg Şatosu'ndaki görüşmede, fikir ayrılıkları yaşadıkları konulardan çok "ortak çıkarlarının bulunduğu konulara" yönelecekler. Merkel ve Putin'in geçmişteki görüşmelerinde ana gündem maddesinin genellikle Rusya'nın Ukrayna ile yaşadığı sorun olduğunu hatırlatan Meister, iki liderin kısmen Trump'ın da etkisiyle odak noktalarını değiştirdiğini belirtti. Merkel, Rusya'nın Kırım'ı ilhakının ardından Moskova'ya yaptırım uygulanmasına destek veren liderlerin başında geliyordu.
Merkel ve Putin'in "Trump'ın kendilerini baskı altına almasına izin vermeyeceklerine" dair mesaj vermek isteyebileceklerini söyleyen Meister, Rus liderin ayrıca bu görüşmeyi "ABD'nin hâlâ Rusya ile iş yapan müttefikleri olduğunu Washington'a göstermek" için de kullanabileceğini savundu.
Kuzey Akım 2 projesi
Trump yönetiminin eski Rus çifte ajan Sergey Skripal ve kızının İngiltere'de zehirlendiği olaydan sorumlu tuttuğu Rusya'ya yönelik yaptırımlarının ilk ayağı 22 Ağustos'ta yürürlüğe girecek. Bu yaptırımlar, Rusya'nın askeri amaçla kullanma ihtimali bulunan ürünleri ABD'den ithal etmesini yasaklıyor. Daha geniş yaptırımlar içeren ikinci paket ise Rusya'nın artık kimyasal silah kullanmadığı garantisini vermemesi ve Birleşmiş Milletler müfettişlerinin yerinde incelemelerine müsaade etmemesi hâlinde 90 gün içinde devreye girecek.
Putin'in Merkel ile yapacağı görüşmede, başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği'nin, özellikle de Kuzey Akım 2 projesine katılan şirketleri etkileyebilecek yeni yaptırımlara destek vermemesini sağlamaya çalışacağı tahmin ediliyor.
Daha fazla Rus gazının Ukrayna ve Polonya baypas edilerek Baltık Denizi'nin altından Avrupa'ya ulaştırılmasını amaçlayan Kuzey Akım 2 boru hattı projesi, ABD Başkanı Trump tarafından sert şekilde eleştiriliyor. Trump geçen ayki NATO zirvesinde, Almanya'nın bu proje nedeniyle enerji konusunda Moskova'ya bağımlı olduğunu ve "tamamen Rusya tarafından kontrol edildiğini” söylemişti. Moskova'nın "esiri" olarak tanımladığı Almanya'ya tepkisini, "Biz (Almanya'yı) Rusya'ya karşı korumakla yükümlüyüz ama onlar Rusya'ya milyarlarca dolar ödüyor" sözleriyle dile getirmişti. Trump'ın bu eleştirisi, Almanya'nın NATO içindeki harcamalarını arttırması için de yapılan bir baskı olarak yorumlanmıştı.
Trump'ın Kuzey Akım 2'ye yönelik tepkisine karşın hem Almanya hem de Rusya bu projeyi hayata geçirme konusunda kararlı.
Ancak Merkel'in, şu an Rus gazının Almanya'ya taşınmasında transit ülke olarak gelir sağlayan Ukrayna'nın Kuzey Akım 2 devreye girdikten sonra da tüm ekonomik kazancını kaybetmemesi için Moskova'ya baskı yapması bekleniyor. Merkel'in bu doğrultuda, belli oranda Rus gazının mevcut boru hatlarıyla Ukrayna üzerinden aktarılmasına devam edilmesi konusunda Putin'den söz almaya çalışacağı öngörülüyor.
Gündemdeki diğer konular
Merkel-Putin görüşmesinde gündeme gelecek konulardan bir diğeri Suriye olacak. Merkel, Almanya'daki Suriyeli sığınmacıların bir bölümünün bu ülkedeki iç savaşın sonlandırılması için çözüm sağlanması hâlinde geri dönebilmeleri konusunda Putin'in desteğini almaya çalışacak. Putin, geçen Mayıs ayında Merkel ile yaptığı görüşmede, "mültecilerin ülkelerine dönmelerini teşvik etmek için" Avrupa ülkelerinin Suriye'nin yeniden inşasına yardım etmeleri gerektiğini söylemişti.
Almanya ve Rusya'nın, İran'la 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşma konusundaki görüşleri de benzerlik gösteriyor. Trump, ABD'yi bu anlaşmadan çekerek İran'a yönelik yeni yaptırımlar açıklamıştı. Trump yönetimi, bu yaptırımların İran'la iş yapan tüm ülkelerin zarar göreceği uyarısında bulunmuştu. Ancak hem Berlin hem de Moskova, İran'la yapılan nükleer anlaşmanın sürdürülmesinden yana.