Yerküre üzerindeki orman yangınları kuşkusuz en iyi uzaydan gözlemlenebiliyor. Bu konuda NASA'nın (Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi) EOSDIS (Dünyayı Gözleme ve Veri-Bilgi Sistemi) programı çok önemli bir işleve sahip. Kalabalık bir uydu ağından yararlanan sitem aracılığıyla, dünya üzerindeki güncel yangınlar tespit edilip, bunların orta çözünürlükte fotoğrafları çekiliyor. Daha sonra yangın yerleri kızılötesi ışınlarla kayıt altına alınarak, felaketin çapı, yoğunluğu, oluşan sıcaklık ve orman yangınının gelişimi kesin verilerle analiz edilebiliyor.
Bu sayede elde edilen bilgiler, yine NASA bünyesindeki FIRMS (Kaynakların Yönetimi için Yangın Bilgileri) tarafından, Global Forest Watch gibi çevreyi koruma örgütlerine aktarılıyor. Örgütler de detaylı harita çalışmalarıyla, elde ettikleri bilgileri kamuoyu tarafından anlaşılır bir biçimde paylaşıyor.
Ancak bu haritalarda yangınlar fotoğraf halinde değil, pikseller olarak gösteriliyor. Ancak söz konusu piksel noktaları, yangınların gerçek büyüklüğünü ifade etmiyor.
Dünyanın her tarafı yangın yeri
Global Forest Watch'ın "Dünya Yangın Haritası", dünya medyasının Amazon bölgesindeki yangınlarla kıyaslandığında neredeyse hiç dikkate almadığı, halihazırda küresel çapta kaç tane ve hangi tahribat boyutunda orman yangını olduğunu açık bir şekilde gösteriyor. Örneğin Afrika kıtasının güneyindeki yangınlar… Sadece son bir hafta içinde Kongo'da 110 bin, Angola'da 135 bin yangın tespit edildi. Diğer Afrika ülkelerinden Zambiya'da 73 bin, Mozambik'te 40 bin ve Tanzanya'da da 24 bin yangın aynı süre zarfında uydular tarafından kayıt altına alındı.
Geçtiğimiz hafta Kongo'da 110 bin, Angola'da da 135 bin yangın çıktı
Asya kıtasında ise toplam 18 bin 500 yangınla en fazla orman yangınına maruz kalan ülkeler Moğolistan ve Endonezya. Avustralya'daki yangın sayısı da 22 bin 500'ü geçmiş durumda.
Kuzey bölgeleri de alevler içinde
Dünyanın yangınlardan muzdarip olan yeri sadece, her sene yaz döneminde büyük orman yangınlarının yaşandığı güney yarımküre değil. Arktik bölgede de aylardan beri, çok uzun zamandır görülmeyen büyüklükte yangın felaketleri büyük bir yıkıma sebep oluyor. Örneğin Kanada'nın British Columbia eyaleti ile Alaska'da. Bir diğer endişe verici yangın da haftalardır Rusya'nın Sibirya bölgesindeki Tayga Ormanları'nı etkisi altına almış durumda. Son verilere göre bu bölgedeki yangın 130 bin kilometrekarelik bir alana yayılmış durumda. Bu da Yunanistan büyüklüğünde ormanlık alanın yok olduğu anlamına geliyor.
Rakamların dikkatli analizi
Global Forest Watch örgütü içinde bulunduğumuz 2019 yılı içinde şu ana dek 16 milyon yangını kayıt altına aldı. Ancak bu inanılması güç rakam bize, ortaya çıkan zarar hakkında pek de bilgi vermiyor. Dünyada her yıl ortalama 30 ila 40 milyon kilometrekare alan yangınlarla tahrip olsa da, bu durum medyada neredeyse hiç karşılık bulmadığı için insanlar tarafından da bilinmiyor. Yanan bu yerlerin yaklaşık yüzde 70'lik bölümü savanlardan oluşuyor. Ancak buradaki yangınlar bölgesel ekosistemde düzenli olarak yaşanan ve doğal döngüye için temizleyici ve yenileyici etkileri açısından yararlı sayılabilecek yangınlar.
Yağmur ormanlarındaki yangınların sonuçları ise tersine korkunç olabiliyor. Zira bu yangınlarla bir yandan çok büyük bir çeşitlilğe sahip yaşam yok olurken, diğer yandan bitkilerde depolanan besin maddeleri de kayboluyor. Ayrıca yağmur ormanları yangınlarının ardından genelde geriye son derece verimsiz topraklar kalıyor. Bu konuda, dünyadan 400 kilometre mesafede seyreden ISS'den (Uluslararası Uzay İstasyonu) elde edilen fotoğraflar da yangın felaketlerinin çarpıcı sonuçlarını etkileyici bir biçimde ortaya koymakta.
Gidişat kötü
Eldeki veriler ışığında ileriye dönük tahminler yapıldığında ulaşılan sonuçlar pek iç açıcı olmuyor. Bilim insanlarına göre yaşanan iklim değişikliği neticesinde orman yangını tehlikesi önümüzdeki yıllarda büyük oranda artacak. Özellikle Kuzey Amerika'da, Rocky Mountains sıradağının doğusundaki Great Plains (Büyük Ovalar), Brezilya, Akdeniz havzasının güneyindeki ülkeler, İber Yarımadası, Orta Asya ve Afrika'nın güneyi giderek artan orman yangınları riski ile en fazla karşı kaşıya olan bölgeler. Buna bağlı olarak, yaşanan orman yangınları sonucu ortaya çıkan sera gazının küresel ısınmayı, küresel ısınmanın da orman yangınlarını tetiklemesi, gezegenimizi çok tehlikeli bir döngünün içine sokuyor.