spot_img
spot_img
Ana SayfaHaberlerEkonomiEkonomistler TÜİK’in Ağustos verilerini değerlendirdi: “Yıl sonu %38 hedefi için 4 ayda...

Ekonomistler TÜİK’in Ağustos verilerini değerlendirdi: “Yıl sonu %38 hedefi için 4 ayda %1,13 ortalama gerekiyor’’

Ekonomistler, TÜİK verilerine göre Ağustos’ta enflasyonun 2,47 artmasını değerlendirdi. “Eğitim” kaleminin rolüne dikkat çekildi. Prof. Dr. Ali Hakan Kara: Yıl sonunda %38 hedefine ulaşmak için kalan 4 ayda enflasyon ortalama %1,13 olması gerekiyor. Barış Soydan: “Yüksek faizle, sıkı para politikasıyla, kira ve okul fiyatlarının nasıl düşecek. İbrahim Turhan: “Özel okullar geçmiş dönemin yüksek enflasyonunu abartılı biçimde geleceğe taşıdı.”

TÜİK’in açıkladığı Ağustos ayı enflasyon verilerine göre; enflasyon Ağustos’ta aylık bazda yüzde 2,47 arttı. Yıllık enflasyon ise 61,78’den yüzde 51,97’ye geriledi. Tüketici fiyatlarındaki artış geçen senenin aralık ayına göre yüzde 31,94, senelik ortalamaya göre yüzde 64,91 olarak gerçekleşti. 

2024 yılı ağustos ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 11,34 oranıyla eğitim. 

Ekonomistler, TÜİK’in Ağustos verileri açıklamasını değerlendirdi.

“4 ayda ortalama enflasyonun yüzde 1,3 olması gerekiyor”

Eski TCMB Başekonomisti Prof. Dr. Ali Hakan Kara, X hesabından şu mesajı paylaştı:

“Yıl sonunda %38 hedefine ulaşmak için kalan 4 ayda enflasyon ortalama %1,13 olması gerekiyor.”

“Yüksek faizle, sıkı para politikasıyla kira ve okul fiyatları nasıl düşecek?”

Ekonomist Barış Soydan, X hesabından şöyle yazdı:

“Ağustos’un zam rekortmenlerinin zirvesinde güya kâr amacı gütmeyen vakıf üniversiteleri var. Ardından devletin rekabeti engellediği 3 sektör: havayolu, piyango ve doğalgaz. Bu enflasyonda devletin payı büyük. Üniversite %43,2 ; Uçak bileti %41.5 ; Şans oyunları %38,5 ; Doğalgaz %27,6’.

“Enflasyonun düşmesinin önündeki en büyük 2 engel net biçimde görünüyor: Kira ve eğitim. Biri bana yüksek faizle, sıkı para politikasıyla, makro ihtiyati önlemlerle nüfusun 100 milyonu aştığı bir ülkede kira ve okul fiyatlarının nasıl düşeceğini anlatsın.’’

“Çocuk okutanlar yoksullaştı, eğitimciler zenginleşmedi”

Ekonomist Dr. Murat Kubilay ise şunları yazdı:

“Özel okul ücreti, beslenme ücreti, servis ücreti, kitap kırtasiye ücreti, devlet okulu kayıt ücreti derken eğitimde yıllık enflasyon %120,81. Neredeyse kimsede böyle bir maaş artışı olmadı. Çocuk okutanların yoksullaştıkları bir yıldayız. Üstelik eğitimciler de zenginleşmedi.’’

“Yıl sonuna kadar 7 puan daha düşüş muhtemel”

Eski Merkez Bankası Başkan Yardımcısı İbrahim Turhan ise şu değerlendirmede bulundu:

“Ağustos tüketici fiyat enflasyonu aylık %2,5 oldu. Aylık enflasyon içinde bulunduğumuz koşullar ve enflasyonun yıl sonu OVP öngörüsü çerçevesinde gereken düşüş eğilimi ile uyumlu değil gibi görünüyor. Acaba gerçekten öyle mi? Bu veriden sonra faiz indirimi başka bahara mı kalır?

Ağustos enflasyonunda etkili üç unsur var. Özel okullar geçmiş dönemin yüksek enflasyonunu abartılı biçimde geleceğe taşıdı. Kira sözleşmelerinde anlamsız %25 sınırının kalkmasıyla seviye düzeltmesi oldu. Alkolde-tütünde vergi artırıldı. Üçü de bir seferlik ama etkisi büyük. Enflasyonun ana eğilimi mevcut durumda %30 yıllık düzeye karşılık geliyor. Yılın sonuna kalan 4 ayda geçen yıl %15,2 enflasyon vardı. Yıl sonuna kadar yıllık enflasyonda 7 puan daha düşüş olması muhtemel. Baz etkisi önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde de (bu yıldan gelecek) %15. 2025 sonunda %20 civarı, daha sonra %10 ve altında düzeye sürdürülebilir ve makul düşüş sürüyor. Sadece yılın başındaki tahminlere göre birkaç aylık kayma söz konusu. Bu tablo Merkez Bankası politika faizi indirim sürecinin başlamasını geciktirebilir. Anlaşılabilir bir durum.

Şöyle bir yorum yaygınlaştırılıyor: ‘Ekim ayında prematüre faiz indirimi yapmak zarar verir, önce piyasa ikna olsun, uzun vadeli faizler piyasada insin, getiri eğrisi eksi eğimli hâle gelsin, Merkez Bankası faiz indirimini ondan sonra yapsın. Şimdi faiz indirimi konuşmak yanlış.’

Enflasyonun düşeceğini hâlâ kabul etmeyenlerin ikna olmasını beklemeyi öneriyorlar. Kapalı devre ve sadece ‘kadrolu’ yorumcularla yankı duvarı oluşturarak ekonomi yönetimini, dar çıkar gruplarının baskısı doğrultusunda yönlendirme çabası -bilinçli değilse- bilgisizlik eseridir. Enflasyon 2023 OVP’siyle uyumlu bir çizgide düşüyor. Düşmeye devam edecek. Çıktı açığı yok. Finansal koşullar sıkı. OVP ile maliye tarafından ilave dengeleme etkisi gelecek. Talep görünümü enflasyonist değil. Küresel ekonomik ve finansal koşullar destekleyici. Görünüm böyle. Risk priminin ve enflasyon belirsizliğinin gerilediği, kredi not artırımlarının yapıldığı böyle bir ortamda, politika faizinde indirim yapılsa bile her halükarda 20 puanın üzerinde kalacak reel faizi yeterli görmeyen ve indirimi 2025’e ertelemeyi önerenleri anlamak zor.  Kurla ve beklentilerle ilgili endişeler ve geçmişteki yanlışların yarattığı ilave bir yük olduğu hususları haksız değil. Ama merkez bankaları, getiri eğrisinin gerisinde değil iletişim politikasını etkin kullanarak piyasanın önünde olduğunda para politikası daha başarılı olur. Yerel seçimin olduğu ayda faiz artırımı yapan ve politika faizini 6 aydır sabit tutan bir yönetimin siyasal baskı altında karar alacağını iddia edenin aklından şüphe edilir. Merkez Bankası’ nın en doğru kararı vereceğine inanıyorum.’’

- Advertisment -