İsmail Saymaz’ın bugün Halk TV’nin internet sayfasında yayımlanan “Beştepe’de İmamoğlu zirvesi” başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:
Gece.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabinesiyle toplandı.
Kabine toplantısı saat 19 sularında bitti.
Erdoğan, kabinede alınan kararları açıklamak üzere kamera önüne geçerek, 45 dakika konuştu.
Açıklama bitiminde bakanlar dağılırken…
Cumhurbaşkanı Beştepe’de kaldı.
Bu kez partisindeki yakın çalışma ekibini topladı.
Ekip şu isimlerden oluşuyor:
Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Genel Başkan Yardımcıları Hamza Dağ ve Mustafa Şen ile seçim kampanyasından sorumlu olan Prof. Ertan Aydın.
Gizli toplantının tek gündemi vardı.
Bir gün sonra, yani 14 Aralık’ta, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan Ekrem İmamoğlu Davası.
Sözde Türkiye’de yargı bağımsızdı.
Gel gör ki…
Erdoğan, cumhurbaşkanlığı yarışında en güçlü rakiplerinden biri olan İmamoğlu’nun yargılandığı davayı, ertesi gün kararın çıkacağı içine doğmuş (!) olmalı ki, Beştepe’de masaya yatırdı.
İlk sözü Erdoğan aldı.
“İmamoğlu ceza alırsa bizi nasıl etkiler?” diye sordu.
Aydın, “İnşallah böyle bir şey olmaz” dedi.
Erdoğan, “Neden?” diye sordu.
Aydın, pozitif bir seçim kampanyası yürüttüklerini, dış faktörlerin etkisiyle, belirledikleri gündemin dışına savrulmaktan endişelendiğini söyledi. Kontrol dışına çıkacak unsurların kampanyaya olumsuz etki yapabileceğini anlattı.
“Efendim, biz durumumuzu düzelttik. Her şey iyi gidiyor. Bu karar çok aleyhimize olur” dedi.
Erdoğan, “Niye aleyhimize olsun? Ben de geçmişte ceza aldım. Herkes alabilir” diye karşılık verdi.
İddia o ki…
Kurtulmuş, Aydın’a destek verirken…
Kalın ve Çelik sustu ve yorum yapmadı.
Bir AK Partili yönetici ise “Ceza almalı. Yaptığı ortada mı kalsın!” diye karşı çıktı. Hatta MHP lideri Bahçeli’nin de bu yönde düşündüğü ileri sürüldü.
Erdoğan, “Yargı bağımsızlığına güvenin” dedi ve toplantıyı bitirdi.