Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki buçuk yıl aranın ardından ilk kez Diyarbakır’ı ziyaret etti. Şehirdeki yatırımların toplu açılış töreninde konuşan Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar bölümler şöyle:
“AK Parti’yi kurduğumuzda buraya geldik ve karşılaştığımız herkese, ‘iktidara gelirsek bizden ne istiyorsunuz’ diye sordum. Bize verilen cevap sadece, ‘OHAL’i kaldırın yeter’ şeklindeydi. Sesinize kulak verdik ve hükümete gelince ilk iş olarak OHAL’i kaldırdık. Şimdi bir geriye dönüp, 20 yıllık muhasebeyi yapalım… Biz Diyarbakır’da 2005 yılında size ne demişsek dün de oradaydık, bugün de aynı yerdeyiz, yarın da aynı yerde olacağız.”
“Biz tüm samimiyetimizle ‘barış’ dedik, ‘kardeşlik’ dedik, ‘çözüm’ dedik, ‘adalet’ dedik, ‘hak’ dedik, ‘özgürlük’ dedik, ‘demokrasi’ dedik. Biz ret, inkâr, asimilasyon politikalarını ortadan kaldırıp, hak ve özgürlük eksenli bir yaklaşımla asırlık meselelerin çözümüne yöneldik. Peki bunlar; yani terörden beslenenler, terörü destekleyenler, sırtını size değil de PKK’ya, terör örgütüne dayayanlar ne yaptı? Gelin bugün, utanmadan, yüzü kızarmadan, bozuk plak gibi sürekli; barış, demokrasi, kardeşlik diyenlerin maskelerini hep beraber indirmeye var mıyız?”
“Bunların eş genel başkanı geçenlerde çıkmış, ‘AK Parti kadınların başına gelmiş en büyük felakettir’ demiş. Şimdi buradan seslenmek istiyorum: Asıl KCK’sıyla, PKK’sıyla, PYD’siyle, HDP’siyle hep birlikte benim Kürt kardeşlerimin kanını, iliğini sömüren, duygularını istismar eden bu çete son bir yıldır bu milletin, bu bölgenin, bu halkın başına gelmiş en büyük musibettir.”
“Lafa gelince ‘barış’ derler, ‘kardeşlik’ derler; son 40 yılda öldürdükleri, dağa çıkardıkları, teröre bulaştırdıkları, hayatını kararttıkları 50 bin Kürt kardeşimin kanına giren bunlar değil mi? Bu ülkede en çok Kürt kanını PKK dökmedi mi? Bu bölgede köylerin boşalmasına, yakılıp yıkılmasına, kentlerin çökmesine, sanayinin ve ticaretin bitmesine neden olan bunlar değil mi? Bunlar demokrasi savunucusu değil, demokrasi düşmanıdır, demokrasi istismarcısıdır.”
Diyarbakır Cezaevi boşalıyor ve kültür merkezi oluyor
“Bugün sizlere bir de müjde vermek istiyorum. Geçmişte uzunca bir dönem adı zulümle, işkenceyle, insanlık dışı muameleyle anılan Diyarbakır Cezaevini yakında boşaltıyor ve kültür merkezi olarak sizlerin hizmetine sunuyoruz. Adalet Bakanlığımız bu konuda gerekli hazırlığı yapıyor. Böylece Diyarbakır’ın hafızasındaki bir kötü anıyı ortadan kaldırmış oluyoruz. Şehrimize hayırlı olsun.”
“Çözüm Süreci’ni bunlar yıktılar”
“Her türlü riski göze alarak başlattığımız Çözüm Süreci’nde neler yaşadığımızın şahidi sizlersiniz. Biz Çözüm Süreci’ni niye başlattık? ‘Yeter ki artık anneler ağlamasın’ dedik. ‘Yeter ki akan kan dursun’ dedik. Samimiyetle başlattığımız bir süreci bunlar provoke ettiler, zehirlediler, istismar ettiler ve sonunda tamamen yıktılar. Çukur eylemleriyle, bölgede yaşayan tüm vatandaşlarımıza tuzak kurdular. Ferasetinizle, dirayetinizle, sağduyunuzla bu tuzağa düşmediğiniz için her birinize şükranlarımı sunuyorum.”
“Bunlar Kuzey Irak’taki bölgesel yönetimin de başına bela oldular”
“Üstelik bunlar ülkemizdeki ve Suriye’deki kardeşlerimizle kalmadılar. Kuzey Irak’taki bölgesel yönetimin de başına bela oldular. Artık ülkemizde işleyemedikleri cinayetlerine orada başladılar. Çünkü bunlar Kürt düşmanı. Çünkü bunlar insanlık düşmanı. Bunların olduğu yerde hak, hukuk, adalet, vicdan, fikir özgürlüğü, örf, adet kalmaz. Bunlar, 1940’larda Türkiye’nin başına bir kâbus gibi çöken tek parti CHP zihniyetinin günümüzdeki versiyonudur. Kürt kardeşlerime yapılan zulüm başta olmak üzere, bu ülkedeki tüm büyük günahların anası olan CHP ile yol yürümek de zaten ancak bunlara yakışırdı.
Şimdi CHP ile HDP beraber yürüyorlar mı? İYİ Parti, beraber yürüyorlar mı? Al birini vur öbürüne… Birbirlerinden hiçbir farkı yok. HDP’nin İstanbul’da ve diğer şehirlerde CHP’ye verdiği desteğin nedeni işte bu ideolojik akrabalıktır. Bir kez daha altını çizerek ifade etmek istiyorum: Küresel emperyalizmin ülkemizde yaklaşık 1.5 asırdır kaşıdığı bir yarayı kapatmak için evet, Çözüm Süreci’ni biz başlattık ama Çözüm Süreci’ni sonlandıran biz olamadık. Çünkü Çözüm Süreci’ni bunların kötü niyeti, art niyeti, gizli gündemleri sonlandırdı. Güya siyasetçi kimliğiyle ortada gezenler de hiçbir zaman şiddetle, terörle aralarına mesafe koymadılar.”