Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kendisi İspanya ve İtalya turundayken MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “AK Parti ile CHP ittifak yapabilir. Biz her türlü fedakarlığa hazırız” açıklamasıyla MHP-CHP ve AK Parti arasında yaşanan tartışmalara Türkiye’ye dönüşünde yanıt verdi.
Erdoğan, “Cumhur İttifakı yoluna devam edecektir” diyen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in açıklamalarını yerinde bulduğunu söylerken, Bahçeli’nin açıklamasının ‘devlet adamı yaklaşımı’ niteliğinde bulduğunu dile getirdi.
Erdoğan, CHP lideri Özgür Özel’in Bahçeli’ye “Su ortağını bize ittirmesin” çıkışını sert eleştirirken, bu çıkışı İstanbul’da İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte yapmasına da gönderme yaptı, “Demek ki iade-i ziyaretimizi hazmedemediler” dedi.
“Cumhur İttifakı olarak asla duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz”
Erdoğan, Bahçeli’nin açıklamasıyla başlayan tartışmaların sorulması üzerine şu yanıtı verdi:
“Sayın Devlet Bey’in yapmış olduğu açıklama bir devlet adamı yaklaşımıyla, sakin, herhangi bir tartışmaya fırsat vermeden yapılmıştır. Konuyu bu şekilde kapatmış olması, bence gayet isabetlidir. Bizler Cumhur İttifakı olarak asla duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz. Parti sözcümüz Ömer Çelik Bey zaten gereken açıklamaları detaylıca yaptı. Bu açıklamalarda da dikkat ederseniz tahrik ve dalaşma yoktur. Sadece net bir duruş vardır. Cumhur İttifakı’nın bir tarafı olarak partimizin duruşunu belirtmesi bakımından Ömer Bey’in açıklaması isabetli olmuştur. “
“Kibarlıktan anlamadılar, İstanbul’da basın toplantısı yaptılar”
“Biz iade-i ziyareti yapmak suretiyle siyasete bir yumuşama, bir kibarlık getirelim dedik. Ama bu kibarlıktan anlamayanlar İstanbul’da basın toplantısı yaptılar ve orada belli ki birilerinin etkisi altında kaldılar. Demek ki bazı yerlerden onay aldılar. Bunlar tabii doğru şeyler değil, güzel şeyler değil. Sürece katkı sağlayan şeyler değil. Yani bu, yumuşama değildir. Siyasete yeni bir başlangıç getirme değildir. Bizim iade-i ziyaretimizi demek ki hazmedemediler. Eğer bu iade-i ziyaretimizi CHP’nin başındaki arkadaş hazmedebilseydi, bu tür bir açıklamayı yapmaya gerek duymazdı. Böyle bir açıklama karşısında ben Cumhurbaşkanı olarak, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin başkanı olarak, buna cevap vermeyi dahi yanlış bulurum. Ama onlar ne yaparsa yapsın. Biz Cumhur İttifakı olarak aynı duruşumuzu, aynı dayanışmamızı devam ettireceğiz. Şunu da söyleyeyim, Cumhur İttifakı bir altılı masa değildir. Altılı masanın içinde yer alanlar, bildiklerini okusunlar.”
“Yeni anayasa konusunda CHP’den –niye olmasın- yaklaşımı gördüm”
SORU: Sayın Cumhurbaşkanım gündemdeki önemli konulardan bir tanesi de yeni anayasa. Özgür Özel’le görüşmenizde de bu gündeme geldi. Türkiye artık çağdaş ve sivil bir yeni anayasa yapabilecek mi? Neler düşünüyorsunuz?
Türkiye bu yeni dönemde yeni anayasayı gündemine almak suretiyle bir adım atabilir. Bizim bu ziyaretleri yapmamızın altında yatan gerçek de “her ne kadar ters görünse de CHP ile de böyle bir anayasa yapma başlığı altında buluşabilir miyiz?” arayışıydı. Teklifimizi yaptık. Onlardan “niye olmasın” noktasına gelen bir yaklaşım gördüm. Fakat iki gün sonra ortaya maalesef arzu etmediğimiz bir yaklaşım çıkınca bu durum da bizi üzmedi değil. Türkiye’nin artık darbe anayasası ayıbından kurtulması gerekiyor. Bu, siyaset kurumunun ve Meclisin millete karşı asli görevidir. Hiçbir siyasi parti bu yükümlülükten kaçamaz. Gerek Meclis Başkanımız Numan Kurtulmuş’un girişimleri, gerek bizim temaslarımız, artık yeni anayasa için adım atmanın zamanının geldiğini ortaya koymuştur. Mevcut anayasada birtakım değişiklikler yapılmış olması, darbe ruhunun anayasamızdan silindiği anlamına gelmiyor. Kaldı ki 1982 yılından bu yana dünya değişti, Türkiye gelişti ve yeni ihtiyaçlar ortaya çıktı. Milletin ihtiyaçlarına tam hizmet eden ideal anayasa bu millete siyasetin borcudur.
“Enflasyonda rahatlama için yılın son çeyreğini bekleyeceğiz”
SORU: Enflasyonla ilgili uygulanan politikalarda hedefe doğru yaklaşıldığı görülüyor. Tam olarak rahatlama için hedef nedir Sayın Cumhurbaşkanım?
Yılın son çeyreğini bekleyeceğiz. Yılın son çeyreğinde inşallah bunlar tam manasıyla görünecek. Şu anda işi sıkı tutuyoruz. Ama bütün mesele yine geliyor, faiz olayına dayanıyor. İnşallah faizde atacağımız adımlarla enflasyonu son çeyrekte çok daha olumlu bir konuma taşımış olacağız. Nitekim ekonomide dengelenmeye yönelik politikalar meyvelerini veriyor. Cari işlemler açığı önemli ölçüde azaldı. Mayıs itibarıyla yıllık ihracatımız 260 milyar doları aştı. İthalatımızdaki düşüş aynı şekilde sürüyor. Merkez Bankası rezervlerimiz 146,2 milyar dolarla tarihimizin en yüksek seviyesine çıktı. Rezervlerdeki artış devam edecek. Hayat pahalılığını tetikleyen sebeplerden olan fahiş fiyat artışları ve fırsatçılıkla mücadelemizden de taviz vermiyoruz. Milletin aşına ve ekmeğine kan doğrayanlara göz açtırmayacağız. Bu kritik süreci bir taraftan mali disiplini koruyup, kamuda tasarrufu teşvik ederek, diğer taraftan denetimleri artırarak hassasiyetle yürüteceğiz.
“İnanıyorum ki, ABD de İsrail’in artan şımarıklığından rahatsız”
SORU: ABD Başkanı Joe Biden’in bizzat açıkladığı üç aşamalı bir ateşkes planı var. Fakat daha öncesinde de İsrail’in bu ateşkes çabalarını defalarca sabote ettiğini biliyoruz. Mesela Joe Biden yine Ramazan ayı öncesi bir ateşkes olacağını açıklamıştı ama olmamıştı. İsrail buna uymamıştı. Bu defa ümit var olmak için bu zemini müsait görüyor musunuz? Yani bu defa Joe Biden’inbizzat açıkladığı bu üç aşamalı ateşkes planına İsrail uyar mı sizce? Ümitli misiniz?
Ben, inanıyorum ki, Amerika Birleşik Devletleri de İsrail’in artan şımarıklığından rahatsız. Bu rahatsızlığı Amerikan yönetimi açık açık dile getirmese de Amerikan üniversitelerinden, sokaklarından, öğrencilerinden, rektörlerden yükselen sesler, burada artık belli bir dönüşümün başladığını gösteriyor. Bu da İsrail’i ciddi manada rahatsız ediyor. Artık şundan herkes emin ki bu kervan böyle yürümez. İnşallah Amerika’da yaklaşan son seçimlerle birlikte hava çok daha farklı gelişebilir. Biden’in bu açıklamasından sonra bizim yaptığımız açıklamalar var. Dünyada birçok ülkenin bu konuda yaptığı açıklamalar var. İnşallah isabetli adımları hep beraber atarız ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden bu konuyla ilgili çıkacak kararlar bundan böyle çok daha farklı istikamette gelişir. Sayın Biden’dan bu planın bir seçim yatırımı değil, gerçekten ve samimi olarak Filistin’deki katliamları sonlandırmak için atılmış bir adım olduğunu ispat etmesi doğal olarak beklenir.