CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Ekim’de sosyal medya hesabından paylaştığı bir video ile memurlara seslenmişti.
Kılıçdaroğlu paylaştığı videoda, “Açıkça söylüyorum; vazife namına mafyatik düzene hizmet edemezsiniz. 18 Ekim Pazartesi itibariyle bu düzenin illegal isteklerine verdiğiniz tüm desteğin sorumluluğu size de ait olmaya başlayacak” ifadelerini kullanmıştı.
Erdoğan: Sen nasıl olur da bu ülkenin memurlarını tehdit edersin?
Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışına cevap Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan cevap geldi. Erdoğan, Afrika ziyareti öncesinde düzenlenen basın toplantısında gelen soru üzerine şunları söyledi:
“Bu açıklama CHP zihniyetinin vesayet zihniyeti olduğunun açık bir itirafıdır. Bürokrasiyi özellikle seçilmiş hükümete karşı çıkmaya davet etmek vesayet çağrısında başka bir şey değildir.
Biz CHP’nin özlemini çektiği vesayet düzeninin defterini çoktan dürdük. Bay Kemal’in heves ettiği vesayet günleri artık geride kaldı, boş heves. Türkiye bir hukuk devletidir. Bunu Bay Kemal’e hatırlatıyorum. Bay Kemal’in oyun oynadığı alan da değildir. Heves ettiğiniz günler geride kaldı. Cumhurbaşkanı’ndan en alt düzeydeki memura kadar herkes görevini hukuka uygun yapma mecburiyetindedir.
Kılıçdaroğlu’nun kamu görevlilerine yönelik bu tehdidi aynı zamanda açıkça bir suçtur. Sen nasıl olur da bu ülkenin memurlarını tehdit edersin?“
Kılıçdaroğlu: Memurlara bir şahsın ve ailesinin çıkarlarına hizmet etmeyin diyorum
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına Muğla’nın Marmaris ilçesinde özel bir otelde düzenlenen “Anadolu Buluşması – Yerel Medya Çalıştayı 2021” programında cevap veren CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:
“Şunu da ifade edeyim. Sosyal medyada bir küçük açıklamam olmuştu. Açıklamanın özünde yatan şu. Kamu görevlilerine sesleniyorum. 27,5 yıl kamuda görev yapan bir kişi olarak kamu görevlilerine hitap ediyorum. Gazetecilik etik değerleri yüksek olan meslekse kamu görevlileri için de aynı kurallar geçerlidir. Görev alanları yasada tanımlanmıştır. Bir aile ve partinin siyasi militanı olamaz. Görevini yasalar çerçevesinde yapması gerekir. Yasalar çerçevesinde değil de gelen talimata göre yapıyorsan, toplumda gelir dağılımının bozulmasının aktörü haline geliyor. Çünkü kaynağı bir geniş kitleden alıp, bir avuca aktarmasını biliyor.
Kamu görevlisi, ailenin veya Saray’ın değil Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin şerefli memurları olmak zorundadır. Bu çağrıyı yaptım, yapmak zorundaydım… Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu bölgelerinde fakir ailelerin çocuklarının ne büyük hayali devlet memuru olmaktır. Siz bu beklentiyi onların elinden alıp, bir vakıf aracılığıyla belli kişilere verirseniz, bunun savunulacak yanı var mıdır, ahlaki yönü var mıdır? Bunu eleştirdim. Devleti yöneten kişi, kendisi ve ailesiyle topluma örnek olmak zorundadır… Aile boyu devlet yönetilmez. Bir kişi seçime giriyorsa onun yönetmesi lazım. Bir kişi girip aile boyu yönetiliyorsa, bu olmaz. Devlette çürüme başlar.
Memurlara bir şahsın ve ailesinin çıkarlarına hizmet etmeyin diyorum. Siz devletin şerefli memurlarısınız, devlete hizmet edeceksiniz. Kanun dışı size her ne yaptırıyorlarsa, pazartesi itibariyle durun. Saldırılıyoruz, ‘nasıl bunu söylersin’ diye. Bütün bu tablo olurken asla karamsarlığa kapılmadım, karanlığın en koyu olduğu dönem güneşe en yakın dönemdir. Buradan bütün gazeteci arkadaşlarımın önünde. Haksızlıklara karşı kesinlikle duracağım. Baskılar, tehditler elbette olacak ama bu kardeşinizin haksızlıklar karşısında susmayacağını öncelikle sizin çok iyi bilmenizi isterim.
Sayın Erdoğan bir açıklama yapmış. ‘Kılıçdaroğlu’nun kamu görevlilerine yönelik tehdidi suçtur. Bay Kemal’in heves ettiği vesayet günleri geride kaldı’ diye. Yolsuzluklara karşı mücadele edeceğim. Yolsuzlukları savunan kişilere karşı da mücadele edeceğim. Bunu en başta bilmesi gereken de Sayın Erdoğan’dır. Bir daha söylüyorum, kanun dışı talimatları kim yerine getirirse, fakirin fukaranın cebine kim elini atarsa, fakirin fukaranın kim hakkını yerse onun karşısında olacağım. Yanında Erdoğan dahi olsa! Adaletten, haktan, hukuktan yanayım. Kanuna uyan, vatandaşın hakkını koruyan herkesin benim başımın üstünde yeri var…”