Altun şöyle dedi:
“Aynı şekilde, özgürlük ve hoşgörü gibi kavramların hiçbir şekilde eşcinsellik propagandası için yozlaştırılmasına, bu yolla ailelerimizin ve çocuklarımızın hedef alınmasına kesin olarak karşı çıkıyoruz. Küresel şirketler için ne yazık ki bu propaganda bir yasa hükmünde. Ve biz bu tartışmanın yapıldığı ortamda bunu açıkça ifade etmek istiyoruz. Biz hangi kavram adı altında olsun eşcinsellik propagandasının yanında yer almayacağız. Bu propagandaya karşı sessiz kalmayacağız. Vatandaşlarımızı her türlü aşırılıktan korumak devletin başlıca görevidir. Bu tür çirkinliklerin özellikle gençlere normal bir şey gibi sunulması, toplumsal düzenimize ve milletimizin asil karakterine yapılmış bir saldırıdır. Bu taarruza karşı elimizden gelen bütün gayreti göstereceğiz ve bu taarruzu püskürteceğiz. Bu toprakların temel değerleri bu tür aşırılıklara müsaade etmez. Bugün bu konuda birilerine hoş görünmek için en ufak taviz verilmesi, gelecekte çok daha ciddi sorunlarla karşılaşmamızı beraberinde getirecektir. Buna izin vermiyoruz, vermeyeceğiz.”
Altun, sosyal medya şirketlerini de eleştirdi:
“Bildiğiniz gibi Türkiye Cumhuriyeti olarak bu konuda düzenleme yapmaya gayret ettiğimiz için içeride ve dışarıda olağanüstü bir baskıyla karşı karşıya bırakıldık. Son derece makul olan taleplerimiz, ifade özgürlüğüne saldırı olarak lanse edildi. Açıkçası bu süreçte bazı muhalefet temsilcileri de bu küresel şirketlerin maaşlı sözcüleri gibi mesai yaptı. Biz bu süreçte hem Türkiye hem de dünya için doğru bir iş yaptığımızın bilinciyle sağlam durduk. Her türlü baskıya göğüs gerdik. Dünyanın hiçbir yerinde sınırsız özgürlük diye bir şey olamayacağını söyleyip, egemenliğimize saygı gösterilmesini istedik. Neticede meşru taleplerimizin ilgili şirketler tarafından kabul edilmek zorunda kalındığını hep birlikte gördük.”