Aralarında Fatih Terim, Arda Turan, Emre Belözoğlu, Fernando Muslera, Selçuk İnan gibi isimlerin müştekileri arasında olduğu, Denizbank eski Büyükdere Şube Müdürü Seçil Erzan ile diğer altı sanığın yargılandığı “yüksek kar getiren fon vaadiyle” yapılan dolandırıcılık olayıyla ilgili yeni bir iddianame hazırlandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede Seçil Erzan sanık olarak yer alırken, Erzan’ın tefecilikle suçladığı İranlı Mojtaba Haghani ve Süleyman Aslan ise “müşteki-sanık” olarak yer aldı.
Sabah’ın iddianamedeki ifadesine dayandırdığı haberine göre; Mojtaba Haghani, Seçil Erzan’ın Göktürk’teki evinde büyük bir çelik kasa bulunduğunu ve toplanan paraların bir kısmının kasa içerisinde olduğunu anlattı. Kasanın daha sonra Seçil Erzan’ın o dönem nişanlısı olan avukat Candaş Gürol tarafından özel bir şirket aracılığıyla Kadıköy’deki kendi evine taşındığını, paraların Candaş Gürol’da olabileceğini iddia etti.
“14 milyonluk senede kefil olarak imza attım”
Mojtaba Haghani, iddianamede yer alan ifadelerinde eşi vasıtasıyla tanıdığını Seçil Erzan’ın bir fondan bahsederek 60 gün içerisinde yüzde 30 kâr getirdiğini söylediğini anlattı. Seçil Erzan’a toplamda 300 bin dolar elden para verdiğini ve 200 bin dolarını geri alamadığını iddia eden Mojtaba Haghani, “Seçil’in paraya ihtiyacı vardı. Süleyman Aslan isimli kişiden bankada senet karşılığında 10 milyon lira aldı. 14 milyonluk senede ben de kefil olarak imza attım” dedi.
“Moci diye bahsettiğim kişi, Mojtaba Haghani üniversiteden arkadaşımın eşidir. Kendisine bu zamana kadar aldığım paranın çok daha üzerinde ödeme yaptım” diyen Seçil Erzan, Mojtaba Haghani’yle birlikte “Süleyman Aslan isimli tefeciden” birlikte para alıp geri ödediklerini iddia etti.
Seçil Erzan’ın, Mojtaba Haghani tarafından bir aracının içerisinde çekilmiş görüntüleri de ortaya çıkmıştı. Çekilen görüntülerde Seçil Erzan, “Merhaba Süleyman (Arslan) amca. Sana vermiş olduğumuz Moci’nin ve Nazlı’nın senedinde her ikisinin de hiçbir çıkarı yok. Senden çok rica ediyorum. Onların senetleriyle ilgili lütfen hiçbir şey yapma” diyordu.