FBI Direktörü Kash Patel, eski direktör James Comey döneminde Federal Soruşturma Bürosu’nun (FBI), ABD’nin en güçlü Yahudi örgütlerinden olan ve antisemitizm ile mücadele eden Anti-Defamation League- İftiraya Karşı Birlik (ADL) ile geliştirdiği işbirliğini resmen sona erdirdiğini açıkladı. Patel, “O dönem sona erdi. Bu FBI, Comey’nin politikalarını ve ADL ile herhangi bir ortaklığı resmen reddediyor” dedi.
Karar, ADL’nin hazırladığı “Aşırılık ve Nefret Sözlüğü”nde öldürülen Charlie Kirk’ün muhafazakâr gençlik örgütü Turning Point USA (TPUSA)’yı “aşırılıkçı” olarak nitelendirmesinin ardından geldi. Sözlük büyük tepki çekince ADL, içeriği internet sitesinden kaldırmak zorunda kaldı.
MAGA çevrelerinden tepki
ABD’de eski Başkan Donald Trump’a bağlı MAGA hareketi ve sağcı politikacılar, ADL’nin TPUSA’yı hedef almasını “siyasi önyargı” olarak yorumladı. Cumhuriyetçi Kongre üyesi Anna Paulina Luna, ADL’nin kendi görüşüne katılmayan herkesi kolaylıkla “hizmet dışı” ilan ettiğini söyledi. Sağcı medya kanallarında ise ADL’nin “aşırı sol” bir çizgide hareket ettiği iddiaları sıkça dile getirildi.
Elon Musk: “ADL bir nefret örgütü”
Tepkilerin merkezinde Elon Musk da yer aldı. Musk, sosyal medyada yaptığı paylaşımda ADL’yi “bir nefret örgütü” olarak tanımladı. Ayrıca FBI’ın, ADL’nin hazırladığı “nefret grubu” tanımlarını esas aldığını öne sürdü ve bunun sonucu olarak FBI’ın Charlie Kirk ve Turning Point USA hakkında soruşturmalar açtığını iddia etti.
Musk, ADL’nin Hristiyan kökenli “Christian Identity” hareketini de “aşırılık” olarak sınıflandırmasını eleştirerek, bunun Hristiyan inançlarının geneline yönelik bir saldırı gibi yansıtıldığını savundu. Bu çıkış, özellikle sağcı dini çevrelerden güçlü destek buldu.
ADL uzun yıllardır FBI ve diğer kolluk kuvvetlerine nefret suçları, antisemitizm ve aşırılıkçılıkla mücadele konularında eğitimler sağlıyordu. FBI ajanlarının katıldığı “Law Enforcement and Society” atölyeleri ve nefret suçları el kitapları bu işbirliği çerçevesinde hazırlanmıştı.
Eski direktör James Comey, 2014’te ADL ile yapılan ortaklığı “ADL’ye yazılmış bir aşk mektubu” olarak nitelendirmiş ve FBI’ın bu kurumla bağını gururla savunmuştu.